Yazılarımı takip edenler bilirler, müziğin 2 ana
ayağının olduğunu, -uygulama ve teori- bunların birbirine paralel
gitmesi/birbirini desteklemesi gerektiğini dile getirmekteyim.
Çoksesli yada klasik batı müziği ile uğraşanlar için fazla bir
sorun yok gibi, çünkü onlar teori konusunu bitirmiş, müzikologlar
yayınları ile en ince detayına kadar kuralları ortaya
koymuşlar, bestecilerde buna uygun olarak eserler üretmişler ve
müziklerini evrenselleştirmişler.
Türk müziğinde ise; uygulamaya önem verilmiş,
binlerce eser yazılmış, seslendirilmiş ancak; bunun sistemi,
metodları, kuralları konusunda hala anlaşma
sağlanamamıştır.
İşin sahibi olması gereken Türk müziği alanındaki
müzikologlar; 2014 Türkiyesi’nde hala ortaya bir eser koyamamakta,
sempozyum sempozyum, ülke ülke gezerek günlerini gün etmekte,
oturdukları ilin dışında yapılan sempozyumlara katılmaya can
atmakta, içeriksiz, anlamı olmayan, müziğe hizmet etmeyen
başlıklarla sözde –hem de İngilizce- bildiri vermektedirler.
Özellikle yurt dışındaki sempozyumlara katılmak –yabancı dil iyi
olmasa da, kağıttan okunacağı için- ünvana iyi etki ettiği için,
geçer akçe sayılmaktadır.
Yöneticiler bu mantığın içinde olduğu ve unvan için puan
yarışına girdikleri için, ciddi konularda adım
atılamamaktadır.
Bu yazdıklarımı zaten müzik kurumlarında görev yapanlar
biliyorlar/sık sık tanık oluyorlar…
Neden bu konuya girdin? derseniz, sempozyum sırasında
müzikle ilgili bir eser, yazarı tarafından imzalı
olarak tarafıma verildi.
Adı:
“Türk müziğinde ana dizi” Yazarı: Hanefi Özbek. Pan
yayıncılık’tan çıkmış ve geçtiğimiz ay düzenlediğimiz Uluslar arası
Müzik ve Medya Sempozyumu’na yetiştirilmiş.
Yazarın müzik eğitimi yok, kendisi doktor ama, sürekli
Türk müziğinin içinde yer almış,- özellikle Van’a katkıları önemli-
kafa yormuş, bazı müzik bölümlerinin ve Türk müziği
derneklerinin kurulmasında etkin rol almış. Kısaca Türk müziği
aşığı. Geçen hafta yaptığım ziyarette gördüm ki; yanlışları,
eksiklikleri doğru tesbit etmiş. Şimdide Medipol Ün. GSF Dekan Vek.
olarak görev yapıyor ve Türk müziği bölümü açmak için düğmeye
basmış. Ve, ülkemizde en iddialı, karışık bir konuya
girmiş. Tebrik etmek lazım…
İşi kolay mı? derseniz, hem kolay hem zor, kadrosunu
sanatında sağlam, bilimselliğe önem veren ve özellikle
karakterli kişilerden kurmayı başarırsa kolay, ama aksi
durumda diğer kurumlardaki hastalıklar hemen sarmaya başlar
ki!!!!
Yazar şöyle diyor:
“..Bu kitabın konusunu oluşturan Türk müziğinde ana ses
dizisi için “Türk müziğinde bir ana dizi şart mıdır?” sorusundan
başlayıp “her makamın ses dizisi bir ana dizidir” veya “bir veya
iki oktavlık sabit bir ses dizisi ana dizi olsun” ya da sadece
dörtlü ve beşlileri ana dizi olarak kabul edelim”e kadar
birçok çözüm önerisi ileri sürülebilir.
Genel itibariyle bilimsel süreç, pek çok araştırmacının
bir problem üzerinde çalışıp zaman içinde her birinin bu problemin
çözümüne katkıda bulunması şeklinde işler. Bu kitapta, Türk
müziğinin yaklaşık 800 yıldır tatmin edici bir şekilde çözüme
ulaştırılamamış “ana dizi” problemine, bilimsel bir yaklaşımla iki
adet çözüm önerisi sunulmaktadır…….”
Mesleği müzik olmayan, müzikolog olmayan bir müzik
sevdalısı tarafından bu eser yayınlandı, kitapçılarda
bulabilirsiniz..
Biz de tanıtımını yaptık, çünkü her çalışmaya/bilgiye
değer veriyor, önemsiyoruz…
Şimdi bakalım ne olacak?
Bu müzik eğitim kurumlarının işi…
Türk müziği konservatuarları, müzik eğitimi/öğretmenliği
ABD ler, müzikologlar bu önerileri masaya yatıracak
mı?
Yoksa okuyup geçecek, görmeyecek mi?
Ya da gülecek mi?
34 yıllık bir akademisyen/sanatçı olarak bizim bir
tahminimiz var, ya sizin?!..
Duyuru: Medipol Ün. Güzel Sanatlar
Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Doç.Dr. Sn. Hanefi Özbek yönetiminde
Türk Müziği Bölümü açarak, öğrenci alımını 2014/2015 eğitim
dönemi için başlatıyor. Çalgı, ses ve müzikoloji alanlarında 4
yılllık lisans eğitimini özel burslu okumak, yeteneklerinizi
geliştirmek istiyorsanız iyi bir fırsat. (Bilgi için
medipol.edu.tr)