Türk kadınları menopoza erken giriyor
Abone olDünya genelinde kadınlar menopoz dönemine 50-52 yaşlarında girmekte iken, Türkiye’de kadınların menopoz dönemine 47-49 yaşlarında girdiği bi...
Dünya genelinde kadınlar menopoz dönemine 50-52 yaşlarında
girmekte iken, Türkiye’de kadınların menopoz dönemine 47-49
yaşlarında girdiği bildirildi.
Sakarya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aydın Erdoğan, menopoz döneminin,
meme ve jinekolojik kanserlerin en sık görüldüğü dönem olduğuna
dikkat çekerek, “Meme kanserleri açısından mamografileri, rahim ve
rahim ağzı kanserleri açısından ultrasonografilerin ve smear
taramalarının yapılması şarttır” dedi. Menopozun kısaca kadınların,
adetten kesilmesi olarak tarif edilebileceğini kaydeden Erdoğan,
adetin kesilmesi ile doğurganlığın da sona erdiğine dikkat çekerek
şöyle konuştu:
“Menopoza giriş birdenbire olmaz, yıllarca yavaş yavaş devam
ederek, uzun bir sürecin sonunda ortaya çıkar. 40’lı yaşlardan
itibaren kadınlarda önce yumurtlamanın azalmasına bağlı olarak adet
düzensizlikleri, zaman zaman ateş basması ve terleme şeklinde
belirtiler verir. Zamanla şikayetler iyice artmaya başlar ve
sonunda adet tamamen kesilir.”
"BİR YIL BOYUNCA KANAMA YOKSA..."
Bir yıl boyunca kanamanın olmamasının menopoz tanısının konması
için yeterli olduğunu kaydeden Erdoğan, kandaki östrojen ve
yumurtlamayı uyaran hormon seviyeleri ölçülerek kesin tanı
konulduğunu söyledi. Kadınlarda menopozdan dolayı görülen en önemli
değişikliğin kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması
sonucu azalması olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Östrojen hormonunun azalması sonucu, ateş basması,
terleme, çarpıntı, uykusuzluk, sinirlilik, depresyon, unutkanlık,
halsizlik, cinsel isteksizlik gibi belirtilerin yanı sıra kemik
erimesine bağlı kemik kırıkları, damar sertliği, kalp hastalıkları,
ciltte kuruluk ve idrar kaçırmaya kadar varabilen değişik
patolojiler ortaya çıkabilir.
Azalan östrojen hormonunun yerine konması şeklinde (hormon
tedavisi) tedbir alınarak, menopozun beraberinde getirebileceği
sorunların en aza indirgenmesi mümkün olabilmektedir. Menopoz
dönemindeki kadınların hormon tedavisine ihtiyacı olup olmayacağını
ve bu tedavinin dozu ve süresi konusundaki kararın mutlak surette
konunun uzmanı olan bir hekim tarafından yaptırılacak kan tetkiki
sonuçlarına göre belirlenmesi gerekmektedir.”
40 YAŞ SONRASINA DİKKAT
Menopoz döneminin meme ve jinekolojik kanserlerin en sık görüldüğü
dönem olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Meme kanserleri açısından
mamografileri, rahim ve rahim ağzı kanserleri açısından
ultrasonografilerin ve smear taramalarının yapılması şarttır.
Menopoz başlangıcı ve sonrası dönemin sağlıklı geçirilebilmesi için
en az yılda bir defa sağlık kontrolünden geçilmesi, özellikle 40
yaşından sonra mamografi, röntgen ve ultrasonografilerin
yaptırılması, kalsiyumlu yiyecek ve içecekleri tüketmesi (özellikle
süt ve süt ürünlerinin yanında yeşil yapraklı sebzeler, kuru
baklagiller, fındık, badem, kuru incir), aşırı proteinden, salamura
besinlerden, sigara, alkol ve çok acılı yiyecekler ile un, tuz ve
şekerden uzak durulması, güneş ışığından mümkün oldukça istifade
edilmesi, günlük düzenli fiziksel aktivite yapma alışkanlığı
kazanılması, günlük öğün sayısının artırılarak aşırı kilodan
kaçınılması gerekmektedir" diye konuştu.
Menopoz dönemindeki kadınların herhangi bir şikayeti olmasa bile
konuyla ilgili tıbbi destek almasının tavsiye edildiğini anlatan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü menopoza bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlar kadınların
yaşam kalitesini düşürdüğü gibi kemik erimesi ve kalp hastalıkları
gibi birtakım önemli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına da
sebep olabilmektedir.”
18 EKİM DÜNYA MENOPOZ GÜNÜ
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 18 Ekim tarihinin Dünya
Menopoz Günü olarak kutlandığını anlatan Erdoğan, “Bu gündeki amaç
kadınların hayatın doğal bir evresi olan menopozla ilgili
kaygıları, karşılaşabilecekleri sıkıntılar ve bu sıkıntıların en
hafif olarak atlatılması konusunda bilgilendirilmesi ve
bilinçlenmesini sağlamaktır. Menopoz döneminde olan tüm kadınların
öncelikle bağlı oldukları aile hekimliği birimlerinden konuyla
ilgili danışmanlık hizmeti almaları, sağlık kontrollerini ve
gerekli kan tetkiklerini zamanında ve tavsiye edilen arlıklarla
yaptırmaları gerekmektedir” dedi.
(İHA)