Türk kadını bu utançtan kurtulmalı!
Abone olKadın-erkek eşitliğinde sınıfta kalan Türkiye'nin önünde önemli bir fırsat var. AK Partili Akşit bu fırsatı ve partilere düşen görevi anlattı.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Dünya ekonomisi içinde ilk 20'ye girmekle övünen
Türkiye kadın-erkek eşitliğinde ise 134 ülke arasında 126. sırada
olmanın utancını yaşıyor.
Türk kadınının Lübnan, Malezya ve İran gibi ülkelerin bile
gerisinde olduğunu gösteren bu sonuca göre temel sorunlardan biri
siyasetteki kadın temsil oranının düşüklüğü.
Bugün bu utancı gidermek için bütün siyasi partilerin önünde önemli
bir fırsat var. 7 ay sonra yapılacak genel seçimler. Meclis'teki
kadın oranını yüzde 9’dan daha yukarı çekmek için partilerin
harekete geçmesi gerekiyor.
İktidar partisi bu sorunu masaya yatırmaya başladı. Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığında AK Parti’nin kadın
milletvekilleri bir araya geldi. AK Parti toplantılara devam
edecek, ama diğer siyasi partilere de kadın temsil oranının
yükseltilmesi için büyük sorumluluk düşüyor.
Tam bu noktada TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı
Güldal Akşit'in önemli bir çağrısı var. Türk kadınının 126. sırada
olmasını içine sindiremediğini söyleyen Akşit, “Partiler
bir araya gelip bir centilmenlik anlaşması yapsınlar. Biz her
birimiz siyasi parti olarak örneğin yüzde 20 kadını taşıyacağız
desinler” dedi.
Akşit, Türkiye’nin türbana kilitlendiği günlerde ortaya çıkan bu
araştırmayı İnternethaber’e değerlendirdi. Hazırlanan raporu çok
sağlıklı bulmayan Akşit’in önemli eleştirileri de var. Önce o
eleştirilere kulak verelim:
RAPOR SAĞLIKLI DEĞİL
“Son 10 yılda medeni kanun, ceza kanunu ve iş kanunu başta olmak
üzere çok önemli düzenlemeler yaptık. Olması gereken bir sistemin
içine oturttuk. AB’de olumlu etki yaptı. Yasal düzenlemeler kağıt
üzerinde kalmasın diye uygulama sürecini ve buralardaki sorunları
da tespit edip takibimizi sürdürüyoruz. Ama yine de 126’dayız.
Burada kriterler ve araştırmayla ilgili bazı sorunlar var. Örneğin
eğitim seviyesine bakılıyor. Bir ülkede kadın eğitim oranı
yüzde 35, erkek eğitim oranı yüzde 40. Hesaplarına göre burada
makas çok dar ve aradaki fark yüzde 5. Türkiye’de kadın eğitim
oranı yüzde 85, erkeklerde neredeyse yüzde 100’e yakın. Ama makas
aralığı 15 olunca biz patır patır aşağı düşüyoruz. Örnekteki bu
ülke bizden ileri mi? Orada en yüksek eğitim oranı yüzde
40’larda ama kriterler böyle olunca biz gerilere
düşüyoruz. O nedenle çok gerçekçi bulmuyorum. Dünya
ülkeleri ile karşılaştırıldığında kalkınma, eğitim, sağlık,
şiddetle mücadele açısından kesinlikle bu sırada değiliz. Ama bu
oranların tespit edildiği kriterlerde sorun var.
Bir de yapılan araştırmada ülkelerin verilerine dayanıyor. Ne
bildirirseniz o rakam geçerli. Bağımsız bir kuruluş araştırıp
yapmıyor. Bildirilen verileri değerlendiriyor. Pek çok ülkede
krallık gibi yapılanmaları düşününce giden verilerin de ne kadar
sağlıklı olduğunu bilmiyoruz. Türkiye açısından da giden verilerde
ne yazıkki farklılıklar var.”
EN BÜYÜK SORUN SİYASETTE KADIN TEMSİL
ORANI
Araştırma şekli ve kriterlerle ilgili bu sorunlara karşın Akşit’in
kabul ettiği çok önemli bir nokta var. O da kadının siyasetteki
temsil oranıyla ilgili sonuç. Meclis’de kadın temsil oranı yüzde 9.
Yerel siyasette ise durum daha kötü. Belediye başkanı, il genel
meclisi üyesi sayılarına bakıldığında Türk kadını yok denilecek
durumda. Akşit’in bu konudaki değerlendirmeleri ise şöyle:
“Kadın milletvekilleri ile yaptığımız toplantıda kadın oranının
artması gerektiğini konuştuk. Yüzde 30’u bu seçimlerde bulmak
hayal. Kota deniliyor ama bu da geçici bir önlem. Bir de orada şu
zafiyet var. Sadece siyasete giren kadın artsın diye bunu yapmak
sağlıklı değil. Siyasete gerçekten verecek bir şeyi olan kadınlar
siyasette olmalı. Bu noktada partilerin tavrı önemli.
Kadına fırsat verilmeli. Partiler bunu önce içine
sindirmeli. Tüzükte mi yapacak, prensip kararı mı alır bilmiyorum.
Ya da bir araya gelip bir centilmenlik anlaşması yapsınlar. Biz her
birimiz siyasi parti olarak örneğin yüzde 20 kadını taşıyacağız
desinler. Kota ile mi sıralama ile nasıl yapılırsa
yapılsın.
En çok bunu CHP savunuyor ama 8 milletvekili var. Neden daha çok
değil. Bütün siyasi partiler kadın olmalı diyor ama uygulamada yok.
Yasal düzenleme getirmekten önce parti içinde bünyesinde bu
yapılmalı. Liderlerin iki dudağı arasında olmamalı. Aynı şey bizim
partimiz AK Parti için de geçerli. Başbakan çok destek veriyor. Ama
yarın öbür gün başkası olur ben kadın hiç istemiyorum derse ne
olacak. Böyle olmamalı. Bir dayanağı olmalı. Partiler kendi içinde
bunu prensiplere bağlamalı. Kadın konusunda ortak
menfaatlerde birleşmemiz gerek.”