Turizmde Demokratik Açılım gerek!
Abone olTarihi ve doğal güzelliklerine karşın terör belası nedeniyle turizmden hakettiği payı alamayan doğu illerinde açılım süreci başlıyor.
Van, Mardin, Adıyaman... Her biri tarihi ve doğal
varlıklarıyla dünyanın pek çok ülkesiyle yarışacak güzelliklere
sahip. Ancak terör nedeniyle hak ettiği değeri
göremiyor.
Bu çığlık Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan geldi.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da çok önemli turizm imkanları
bulunduğunu, İzmir, İstanbul kadar Türkiye'nin doğusunda da
turizm fuarı düzenlenmesi gerektiğini anlatan Günay,
"Biz, turizmi aynı zamanda bir barış projesi olarak ele
almaya çalışıyoruz'' dedi.
Günay bölgedeki tarihi güzellikleri anlatarak şunları söyledi:
"Güneydoğu Anadolu'da da şehir turizmini öne çıkarmaya
çalışıyoruz. Mardin bu anlamda yeniden yapılandırılıyor. Urfa'da
inanılmaz bir arkeoloji buluntusu ortaya çıktı. Gaziantep, bu
anlamda tarihiyle buluştu, ayağa kalkıyor. Adıyaman'da dünya mirası
listesinde bulunan Komagene kalıntıları, Van'da, Kars'ta, Bitlis'te
tarihi ve coğrafi güzellikler olarak emsalsiz zenginlikler
var.
VAN'DA TURİZM FUARI YAPACAĞIZ
Geçen yıllarda İstanbul'da, İzmir'de turizm fuarları yaparken, ben
artık Türkiye'nin doğusunda bir yerde de turizm fuarı
yapılmasının önemli bir ihtiyaç haline geldiğini düşünüyorum. Bu
yıl Van'da bir turizm fuarı denemesi başlatıyoruz. Van,
ülkenin doğusunda turizmin geliştirilmesi açısından bir odak
noktası olacak. Van'da yeni bir müze arayışımız var. Ayrıca, burada
su sporları ve dağcılık imkanları üzerinde durulabilir. Bölgede
ilan edilmiş 3 turizm alanımız içinde yer alan Ahlat bölgesinin
ayağa kaldırılması konusunda özel bir çaba içerisindeyiz.''
EN BÜYÜK ENGEL TERÖR
''Bütün coğrafyadaki zengin potansiyelimizi ayağa
kaldırmanın önündeki temel engel, bölgenin neresinde olursa olsun,
bölgenin tamamına olumsuz etkilerini yayan terör belası''
diyen Günay, şöyle konuştu:
''Van'ın ve Urfa'nın bugün terörle çok ilişkisi yok. Emin, güvenli
bölgeler ama bunu biz biliyoruz. Yurtiçi veya yurtdışından buralara
gelecek insanlar, ülkenin 'doğu' ve 'güneydoğusu' deyince ne yazık
ki kaygıyla bakıyorlar. Halbuki bölgenin çok özel, dünya çapında
tarihsel ve turistik zenginlikleri var. Gerçekten bu bölge turizmin
imkanlarını kullanarak, önemli bir sosyal dönüşüm yaşayabilir ama
bölgenin her hangi bir yerinde patlayan mayın, patlayan bir silah,
vuku bulan bir ölüm, ne yazık ki bütün bölgeyi, olumsuz etkiliyor.
Oysa biz oraya milyonlarca insanı taşıyabiliriz.
Bölgeyle ilgili hak hukuk savunucusu gibi gözüküp, can
yakanların asıl o bölgeye ateş düşürdüğünü, bölgenin sosyal,
ekonomik ve kültürel gelişmesini baltaladığını görmeleri,
anlamaları, idrak etmeleri gerekiyor. Biz, turizmi aynı zamanda bir
barış projesi olarak ele almaya çalışıyoruz.''