Tuncay Özkan'dan çok gizli istek
Abone olTuncay Özkan, çok önemli bir suikastle ilgili olarak savcıların kendisinden yardım istediğini iddia etti.
Birleşik Ergenekon davasının talepler bölümünde tutuklu
sanık Tuncay Özkan, Nesim Malki cinayetinin ardından iki savcının
yanına gelerek şifreli 20 ses kaydının çözümü konusunda kendisinden
yardım istediklerini söyledi. Konunun gizli olması nedeniyle
savcılar tarafından yemin ettirildiğini belirten Özkan, çözümleri
kendi odasının kapısını kapatarak yaptığını ve bu sayede işadamının
hayatının kurtulduğunu iddi etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Birleştirilmiş
Ergenekon davasında öğleden sonraki oturumda tutuklu sanıkların
taleplerinin alınmasına devam edildi. Mustafa Balbay ve Tuncay
Özkan'ın talepleri dinlenirken Yeni Partililer genel başkanları
Tuncay Özkan'ı izlemek ve destek vermek için duruşmaya katılırken
bu durumdan kuvvet alan Özkan konuşması sırasında sık sık sesini
yükseltti. Mahkeme başkanı Şengün ise bu duruma müdahale ederek,
'Sizi duyuyoruz.' uyarısında bulundu.
Daha önce görülen bir duruşmada iddia makamının "Bu soruşturmanın
özü darbe" dediğini hatırlatan Balbay "Darbe planı
yaptıkları iddia edilen kuvvet komutanlarının ifadeleri
alındı. Bu ifadelerin getirilmesini istedik, kabul
ettiniz, ifadeler geldi. Fakat komutanların ifadeleriyle ilgili
hiçbir şey yapılmamış. Haberlere göre Ankara'ya gönderilmiş." dedi.
Balbay'ın bu sözlerinden sonra Mahkeme Başkanı Köksal Şengün
"Bizden duymadınız" diye belirtti. Balbay ise bu
haberleri gazetelerden okuduklarını söyledi.
"TARAF YAZINCA NE OLDU?"
Komutanların ifadeleriyle ilgili hiçbir şey yapılmadığını,
medyada bu ifadelerin yer aldığını, tartışmaların sürdüğünü
belirten Balbay, şunları söyledi: "Toplumu bilgilendirmeye çalışan
bu gazeteci ile ilgili takviminiz nedir? Görüşmelerimden,
gazetecilik notlarından bir darbe zemini yaratmak istediğim iddia
ediliyor. Bugün ise darbeye zemin olarak 25 haber bulabiliriz.
Taraf Gazetesi 'AK Parti'ye bu Cuma kapatma davası
açılacak.' diye yazdı. Açılmayınca 'Biz yazınca ertelendi'
dedi."
Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve Ömer Çelik'in darbe planlarına
ilişkin duyum aldıklarını belirten Balbay, "Bu duyumların çok az
bir bölümünü gazeteci yazınca mı darbe olur? Dünyanın
hiçbir ülkesinde, üçüncü dünya ülkelerinde bile darbe olmaz. Bir
gazeteciyi haberi nedeniyle tutuklamak sansürdür." diye
konuştu.
ÖZKAN: HANİ AİLE FERTLERİ DİNLENEMEZDİ?
Dava dosyasında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait hakim İsmail
Gündüz'ün imzasıyla yer alan iki dinleme kararı bulunduğunu
belirten Özkan, şunları ifade etti: "Bu kararlara bakın, ikisi de
birbirinin aynı. Sureti alınmış ve farklı iki karar gibi dosyaya
konulmuş. İki dinleme kararının birbirinden tek farkı, birisinin 4
kişi için, diğerinin de 9 kişi için alınmış olması. Bakın bu 4
kişilik dinleme kararında kız kardeşim Halise Nuran Özkan ile eski
eşim Arzu Özkan'ın isimleri yer alıyor. Hani anne, baba, kardeş,
boşanmış olsa dahi eşler dinlenemezdi. Savcı bu talebi mahkemeye
iletmiş, hakim de dinleme kararını vermiş. Ülkenin savcısı
yurttaşına tuzak kurabilir mi? Bu savcının tarafsız olduğuna ben mi
inanacağım? Ailemde kim var kim yok dinlendi. Bütün çalışanlarım
dinlendi. Dinlenmedik kimse kalmadı."
SAVCILAR ÖZKAN'DAN YARDIM
İSTEMİŞ
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
İKİ SAVCI, ŞİFRELİ SES KAYITLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN
ÖZKAN'DAN YARDIM İSTEMİŞ
Özkan, "Herkes etek altında saklanırken ben kelle koltukta mafya
ile mücadele ettim. Nesim Malki cinayetini araştırdım. İki savcı
bana kriptolu (Şifreli) 20 konuşma kaydı getirerek bir işadamının
öldürüleceği yolunda bilgi aldıklarını ve bu konuyla ilgili olarak
ses kayıtlarını çözmemi istediler. Konunun çok gizli olduğunu
söyleyip bana yemin ettirdiler. Ben de yemin ettim. Odamın kapısını
kapatıp içeride bu 20 şifreli kaydı çözüp teslim ettim. Bu durum
DGM'den sızdırıldı. Mafya üyesi bir kişi beni öldürmek için
gelirken evimin 200 metre ilerisinde yakalandı. Yargılandı, bir yıl
8 ay hapis cezası verdiler. Bu konunun sızdırıldığı yeri bulmak
zorundasınız. Bakacağınız yer Ankara ve İstanbul Terörle Mücadele
Şube Müdürlükleri ile kendi içinizdir." ifadesini kullandı.
Özkan, bu ses kayıtlarının çözülmesi sayesinde bahse konu
işadamının hayatının kurtulduğunu ve halen hayatta olduğunu
söyledi.
"YEŞİL'İN KİMLİK BİLGİLERİNİ BAŞSAVCI ENGİN'E BEN
VERDİM"
CD içerisinde MİT Müsteşarı'yla yaptığı bir konuşmanın da parazitli
olarak bulunduğunu belirten Özkan, montajlı olduğunu savunduğu
Engin konuşmasının ise tertemiz bir kayıt olmasının düşündürücü
olduğunu söyledi. Özkan, üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hasan
Hüseyin Özese ile mahkeme başkanı Köksal Şengün'e tek tek "Bu durum
normal mi?" diye sordu. Ergenekon davası ile kimin oynadığını da
soran Özkan, "Yeşil'in yani Mahmut Yıldırım'ın kimlik bilgilerini
ben verdim. Aykut bey istedi. Ben de verdim. Suç mu işledim?"
şeklinde konuştu.
ÖZKAN'DAN "AK PARTİ, HASTANE OTOMASYON PROJEMİZİ ÇALDI"
İDDİASI
Hiçbir mahkemede kendini anlatmakta zorlanmadığını belirten Özkan,
"Ama burada kendimi nasıl anlatamadığımı kendime anlatmakta bile
zorluk çektim." diye konuştu.
Savcılık makamınının politik kaygıları olduğunu ileri süren Özkan,
"Siyaset yapmamı, sivil toplum örgütlerine üye olmamı suç sayıyor,
beni siyaseti ele geçirmekle suçluyorlar. Bana siyaset yapmayın
diyorsunuz. Ne anlatayım size? Önümüzdeki Cuma günü talepler
bölümünde, AK Parti hükümetinin soruşturma sırasında 'Hastane
otomasyon' projemizi nasıl çalıp uygulamaya koyduklarını, ancak
nasıl yanlış uygulamaya koyduklarını anlatacağım." diye
konuştu.
Sanık Özkan, savcılık tarafından Tuncay Güney'e ait bir telefon
numarasının dinleme kararı için savcılıktan izin alındığını, ancak
bu dinleme kararında telefonu dinlenen kişi adı bölümüne Tuncay
Güney yerine Tuncay Özkan yazıldığını söyledi. Özkan, her talebinde
olduğu gibi bu talebinde de hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin ne
olduğunun kendisine söylenmesini istedi. Tahliye talebinde de
bulunan Özkan'ın talebini tamamlamasının ardından salonu dolduran
Yeni Partililer, duruşma salonunu terk etti