Tuncay Güneyin 7 bilinmeyeni!
Abone olBir dönemin fırtınalar estiren polis müdürü Adil Serdar Saçan, Ergenekon ve Tuncay Güney'e ait bilinmeyenleri anlattı!
Ergenekon iddianamesinin kilit isimlerinden Tuncay
Güney’i 2001 yılında ilk kez sorgulayan dönemin İstanbul Organize
Suç Masası Müdürü Adil Serdar Saçan, Ergenekon’un ilk kez gün
ışığına çıktığı o dönemdeki soruşturma ile Tuncay Güney'e ait 7
bilinmeyenin perde arkasını anlattı.
İşte Saçan'ın Ergenekon'a dair anlattıkları önemli ayrıntılar;
Polis müdürleri ile arası açıldı: 2001 yılı
başlarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile bazı polis müdürlerinin
arası açılıyor. Bunlar Küçük’e, Tuncay Güney aracılığıyla bir cip
‘hediye’ etmek istiyorlar. Veli Küçük kabul etmiyor. Güney ve Ümit
Oğuztan arkadaşlarıyla sahte plakalı evrakla bu cipi satmaya
kalkınca, şikâyet üzerine yakalanıyorlar.
Asayiş Şube, ev ve işyerlerinde arama yapmadan önce bize
gönderiyor. Emniyet İstihbarat Şubesi de bizi arıyor; ‘Biz zaten
bunları 2000’den beri izliyoruz. Size gönderelim bir bakın’
diyor.
Tuncay Güney bülbül gibi! Anlatan adama niye
işkence yapılsın? Ayrıca o daha anlatmadan evinde ve işyerlerinde
arama yapıyoruz. Ele geçen belgeler arasında Ergenekon, suikast
isimli klasörler, kasetler var. Ve bunların hepsi tutanaklara
geçiriliyor. Bu arama tutanaklarını yapan ben değilim. Bana bağlı
bir ekip. Tuncay Güney’in sorgusuna istihbarat şubesinden ve benim
şubemden iki emniyet amiri girdi. Çünkü, Emniyet İstihbarat’ın
takip ettiği konuyla ilgili bir sanık gelirse, İstihbarat bilgi
sahibi olduğu için oradan da bir görevli sorguya girer.
2001 yılında üstünü siz kapatmışsınız!: Bugün
sizin ‘Ergenekon’ dediğiniz, benim ‘Susurluk’un askeri kanadı’
dediğim bu yapıyı çözmek için olayın üzerine ilk giden benim...
Ergenekon’u çözen adamım. Bana teşekkür edeceklerine
yükleniyorlar... Tabii ki bilmeden yazıyorlar, bilmeden iftira
atıyorlar.
Arşivin yüzde 80'ni açık kaynak: Tutanakta evinde
ne ele geçirilmişse tamamı yazılı. Bunun altı çuval belge dediği
şeyin yüzde 80’i açık kaynaklardan oluşan bir arşiv. Bir
gazetecinin arşivi gibi düşünün. Asıl arşiv Ümit Oğuztan’ın evinden
çıkıyor. ‘Ergenekon’ ve ‘suikastlar’ diye iki dosya. Peki, bunların
iddiası ne? Veli Küçük önderliğinde Susurluk’un bir askeri kanadı
var. Bunlar adam öldürmekten uyuşturucu kaçakçılığına kadar büyük
bir şebeke...
İddia var kanıt nerede: Sorun şu; Tuncay Güney,
“Uğur Mumcu cinayeti” diyor mesela... “Kim öldürmüş?” diye
sorulduğunda, “Bilmiyorum ama Veli Küçük biliyor” diyor. Mesela,
diyor ki, ‘Kırıkkale silah fabrikasını Veli Küçük havaya uçurdu...’
Nasıl uçurdu? “Bilmiyorum, duydum...” Böyle ifadeler...
Olay 2001'de zaten patlamıştı: DGM Başsavcısı
Aykut Cengiz, “Bu iddiaların soyut olduğunu, bazı kurumları
yıpratma amacı taşımakta olduğu anlaşılmaktadır, ama bunlara rağmen
izin verdim’ dedi. Yani, Başsavcı, ‘Bu iddiaların büyük bir
bölümünün soyut, mücerret ve duyumlara dayalı olmasına rağmen proje
çalışmasına izni veriyorum’ dedi.
16 Mart 2001 tarihinde soruşturmayı yapmakla yetkili makam savcılık
olduğu için bir savcı görevlendirildi. Şimdi Zekeriya Öz nasıl
görevlendirildiyse, o zaman da bir savcı görevlendirildi. Biz de bu
bilgileri delillendirmek için izin istemiş miyiz?
İstemişiz.
Olayı istihbarat kapattı: Bir sene sonra
istihbaratın yazdığı yazı üzerine kapatıldı. İstihbarat Şube
Müdürlüğü ve Daire Başkanlığı’nın teknik takip birimlerinde kim
görev yapmışsa onlara soracaksınız. Yani, ben bu soruşturmayı
kapatacak olsam belgeleri alırım savcılığa hiç bildirmem, derim ki
kapattım... Bu arada dikkatinizi çekerim; Benim Veli Küçük’ün ve
adamlarının soruşturulması için aldığım bu çok gizli izin
yetkisiyle ilgili yazı Veli Küçük’ün evinde bulunuyor. Küçük ile
ilgili izin kâğıdı ona nasıl gitmiş bunu da araştırmak
lazım...