TSK depremine çok ilginç benzetme
Abone olYAŞ krizi nedeniyle emekliliğini isteyen Deniz Kuvvetleri Komutanı kararının gerekçesini personeline yazdığı bir mektupla dile getirdi.
Atama ve terfiler nedeniyle yaşanan kriz sonrası
emekliliğini isteyen Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in mesaj dolu
veda mektubunun ardından bir mektup daha ortaya çıktı.
Bu mektup da Koşaner'le birlikte emekliliğini isteyen Oramiral
Eşref Uğur Yiğit'e ait.
Yiğit de Deniz Kuvvetleri personeline hitaben yazdığı veda
mesajında benzer eleştirilerde bulundu, Kocatepe'nin batışı,
Marmara Depremi ile bugün yaşananları brbirine
benzetti.
"Değerli silah arkadaşlarım" diye seslenen Yiğit şunları yazdı:
Deniz Kuvvetleri ailesi olarak, şanlı tarihimiz içinde
Kocatepe'nin batışı, Marmara Depremi gibi milletçe üzüntüye
boğulduğumuz, can ve mal kaybına yol açan elim olaylar kadar,
sonuçları itibariyle kalplerimizde ve ruhlarımızda aynı derecede
üzüntü yaratan son gelişmeleri de birlikte yaşıyoruz.
Asla unutmayınız ki, biz Bahriyeliler, zorlu şartlar altından daha güçlü çıkmasını bilecek kadar güzel eğitildik, kuvvetli dalgalara ve fırtınalara karşı durmayı öğrendik. Tüm silah arkadaşlarım gibi ben de, Deniz Kuvvetlerimiz'in bu sıkıntılı süreçten tarihin tanıklığında, yüzümüzün akı ile başı dik ve daha güçlü çıkacağından en küçük bir şüphe duymuyorum."
DENİZCİLER NEDEN MAHKEME YOLUNDA?
Yiğit mesajında son aylarda yürütülen soruşturma ve davalarda
denizcilerin çok fazla olmasının nedeniyle ilgili de bir
değerlendirme yaptı. Yiğit şunları yazdı:
"Milli menfaatlerimizin korunması kapsamında, bilhassa Ege ve Doğu
Akdeniz'de kritik görevler deruhte eden ve en güçlü dönemini
yaşayan Deniz Kuvvetlerimiz'in; devletimizin stratejik
menfaatlerine katkıları nedeniyle sürekli hedef alınarak
yıpratılmasının bir tesadüf olmadığını, bu anlamda
yaşadığımız sürecin iyi tahlil edilmesi gerektiğini
değerlendirmekteyim.
76 PERSONELİM TUTUKLU
2009 yılı Nisan ayında başlayarak, görev sürem boyunca devam eden
davalar nedeniyle, 2'si koramiral rütbesinde 15 amiral, 51 üstsubay
(binbaşı ve üzeri), 7 subay ve 3 astsubay olmak üzere toplam 76
personelimin tutuklanması, yüzlerce personelimin ise muhtelif
davalar kapsamında soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulması, görev
kuvvetlerimizin görev etkinliğini olumsuz yönde
etkilemektedir. Disiplin ve moral kaybından harbe
hazırlığa kadar geniş bir yelpazede karşılaşılacak sonuçlara
yönelik endişe ve kaygılarım ile bahse konu personelimin
masumiyetine ilişkin mesnetli inancımı açık kalplilikle ve doğrudan
ilgili tüm yasal platformlarda dile getirmiş olmama rağmen, gelinen
durum, Deniz Kuvvetlerimiz'in kurumsal yapısını ve görev
fonksiyonlarını derinden etkileyecek bir boyuta ulaşmıştır. Bu
nedenle çok sevdiğim mesleğim ve 52 yıldır şerefle taşıdığım
üniformamdan, görev süremi tamamlayamadan ayrılacak olmamın derin
üzüntüsünü yaşamaktayım.
ERKEN AYRILIĞIMIN TSK'NIN GELECEĞİNİ KATKI
OLMASINI...
"Bahtınız açık, denizleriniz sakin, pruvanız neta olsun" diye
veda mektubunu bitiren Yiğit şunları yazdı:
"Kararımın, devletimizin yüce menfaatleri ve bekası açısından, sadece hukuk boyutuyla değil, daha geniş bir ölçekte değerlendirilerek, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'in ve dolayısıyla Deniz Kuvvetlerimiz'in geleceğinin güvence altına alınmasına, küçük de olsa bir katkı sağlaması en büyük dileğimdir. Vicdani huzur ile bugüne kadar attığım her imzanın ve aldığım her kararın arkasındayım.
Komutanınız olarak , Atatürk ilke ve devrimlerinin
rehberliğinde, cumhuriyetin temel değerlerine, bugüne kadar olduğu
gibi sahip çıkarak, emir komuta yapısı içinde daima birlik,
beraberlik ve dayanışma ruhu ile birbirinize kenetlenmenizi,
Bahriyemiz'in bu zorlukların üstesinden gelip, daha da
güçleneceğine olan güvenle; var gücünüzle çalışmanızı, son bir kez
emrediyorum."