Toplumsal şiddet evden başlar!

Abone ol

CHP Manisa Milletvekili Sakine ÖZ, Manisa’da, Celal Bayar Üniversitesi’nde farklı bakanlıkların eşgüdümüyle düzenlenen “Aile İçi Şiddet Sempozyumu”nda konuştu…

Konuşmasında Türkiye’de kadınların uğradıkları şiddete örnekler ve verilerle değinen Milletvekili ÖZ, çocukların eğitim olanaklarından yoksun bırakılmasının aile içi şiddetin artmasında üzücü bir etken olduğunu kaydetti.

Türkiye’de son dönemde yaşanan aile içi şiddet vakalarına ve kadınların yaşadıkları istihdam, eğitim, sosyal güvence ve emek yaşamı sorunlarını katılımcılarla paylaşan Milletvekili Sakine ÖZ’ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“ŞİDDETİN BOYUTLARI, KADINLARI ve ÇOCUKLARI YAŞAMDAN SOĞUTUYOR…”

“Şiddet, bugün ülkemizin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeye ve iç hukukumuzda güvenceye aldığımız temel ilkelere karşın, özellikle aile çatısı altında büyük bir yara olarak karşımızda durmaktadır. Kadınlara temel rollerinin erkeklerce dağıtıldığı, kızlarımızın temel toplumsal görevlerinin, geleneksel sınırlarının küçük yaşta çizildiği aile içi eğitim, ne yazık ki ,çoğunlukla, konuşmaktan önce susmaya, hakkını aramak ve diyalog kurmaktan çok edilgen kalmaya dayalıdır.”

Milletvekili Sakine ÖZ, aile içi iletişimin, sağlıklı bireylerin ve demokratik bir toplumun yetişmesindeki önemine şu sözleriyle değindi:

“DEMOKRASİ AİLEDEN, TOPLUMSAL ŞİDDET EVDEN BAŞLAR”

“Demokrasiyi ve özgürlükleri, şiddetin gündelik yaşamdaki yansımalarını çok uzaklarda değil, aile içi ilişkilerde gözlemek gerekir. Aile içi şiddetin boyutları, çocuklarımızı kendi sözünün sahibi olmaya dayalı bir gelişim sürecine değil, kendisine öğretilmiş kalıpları yaşamının ilerleyen yıllarına yaymaya ve kendi çocuklarına da benzer davranışları uygulamaya yönediğinde, sorunlarımız büyümektedir. Demokratik ve özgür bir toplumun da; şiddetle yaşayan bir toplumun da temelleri ailede atılmaktadır. Ailede demokrasi yoksa, söz şiddetle kesiliyorsa, gelecek kuşaklarin da ayni şiddeti sürdürme tehlikesi açıktır...”

Sakine ÖZ, sempozyum katılımcıları arasındaki farklı meslek ve uzman gruplarına şöyle seslendi:

“ÜNİVERSİTE-STKLAR-HUKUKÇULAR VE SİYASET KURUMU DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIDIR.”

“Kurumların işbirliği, sorunların yerel ve bölgesel dinamiklerini, sosyo-ekonomik ve siyasal yanlarını tespit etmede, mağduriyetleri daha fazla büyümeden çözmekte, yardım bekleyenlerin hak arama, korunma ve tedavi süreçlerini en kısa yoldan belirlemede önem kazanmaktadır.

Aile bireyleri arasında katı ve önceden verili, hiç sorgulanmadan kabul edilmiş görev dağılımları varsa, kız çocuğunun ve annenin nasıl davranacakları onlara evin erkekleri tarafından kabul ettirilmişse, burada üzerine düşmemiz gereken, üniversiteyle sivil toplumu ve siyaset kurumunu daha fazla birlikte çalışmaya yönelten sorunlar vardır.

Toplumsal cinsiyetin belli ezberlerine göre uyarlanan, artık kanıksanmış yapay işbölümleri ailelerimizi sarmıştır Ev içi değerlerin ve sevginin bölüşümü tüketilmişse, “şiddet” kaba kuvvetin çok ötesine taşmış, evi saran “suskunluk” hali de özellikle kadınlar için başlı başına bir sorun olmuş demektir.

Kadınlar, çocuklar, engelliler ve özellikle ergenlik dönemindeki gençlerimiz, evlerinde paylaşabilecekleri sorunları sadece dışarıda yakın gördüklerine anlatıyorsa, ev içi “söz” ortamının susmaya terk edilmesi de aile kurumunun varlık nedenlerinden birini çürütmüştür.

Şiddet, bu suskunluğun ötesinde, artık kadınlara, çocuklara, yaşlılara ya da engellilere o aile içinde neyi yapıp, neyi yapamayacağını kendi irademizin dışında birilerinin buyurması anlamında bir zorlama halini almıştır.

Kadının ev içi emeğinin, onun geleneksel rolünün bir parçası sayılarak once doğal ve zorunlu kabul edilmesi; sonra da bu emeğimizin ekonomik değerden sayılmaması, şiddetin başlı başına bir bileşenidir.

Kadının ev içi emeğinin yanında, geçici ve göstermelik kurs sertifikalarının ya da iş kredilerinin ötesine geçilerek kadın emeğinin kalıcı bir istihdama dönüşmesi gerekmektedir.”

“KADIN İSTİHDAMI SORUNU, ŞİDDETİ BÜYÜTÜYOR.”

Sakine ÖZ, “Ülkemizde, çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 28’I çalışabiliyor. Bu oran, AB ülkelerinde ortalama yüzde 65’tir. İstihdam utancımız, OECD verilerine göre; ülkemizi 200 ülke içinde 190. sıraya düşürmüştür. Kadınlar, ev, aile ve çocuk bakımı, esnek çalışma, mevsimlik ve geçici iş nedeniyle iş yaşamından daha çabuk koparken; ekonomik bağımsızlık, geleneksel değerler sorunu işin içine girdiğinde, kadına uygulanan şiddet, boşanma kararını zorlaştırmaktadır.” Ifadesini kullandı.

“EŞİT İSTİHDAM ve EŞİT SİYASAL KATILIM İÇİN MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR…”

“Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını sağladığı, sosyal güvencelerini kendilerinin karşıladığı bir aile ve toplumda siyasal katılım ve sivil toplumun siyasal alandaki etkinliği daha kalıcı hale gelecektir. Evde buyurgan erkeklerin, hükümetlerde ise lütufla dağıtılan sözüm ona sosyal yardımların ve geçici hakların, biz kadınların hak ve adalet mücadelesine, şiddetten arınmış bir aile ve toplum hedefine olan etkisi oldukça zayıf, hatta geriletici boyuttadır.”

CHP Milletvekili ÖZ, Meclis’te ve Manisa’daki kadın konulu çalışmalarından şöyle bahsetti:

“DOĞUM BORÇLANMASI İÇİN ÖNERİMİZ BELLİ”

“Kadınların doğum borçlanması hakkını tüm sigortalı kadınlara genişleten ve gerek istihdamda, gerekse kadınların sosyal yaşamında önemli bir dönemeç sağlayacağını savunduğum kanun teklifim, hükümetin tasarısı hala hazır olmadığı için bekletilmektedir.

“KADIN CİNAYETLERİNİ ÖNLEMEK İÇİN PROJEMİZ HAZIR”

Kadın cinayetlerine karşı gerek Meclis’te, gerekse Manisa’da yürüttüğüm çalışmalarda, Bakan Fatma Şahin’e açık bir dayanışma çağrısı yapmama karşın henüz bakanlık düzeyinde bu çağrının karşılığını verememiştir. Kadına şiddete karşı önlem almak ve kadın arkadaşlarımla bire bir temas kurmak üzere geliştirdiğimiz, Manisa özelindeki tüm ziyaretlerimde aktardığım “SÖZ” projesi emin adımlarla ilerlemekte, siz değerli akademisyenlerin, hukukçuların ve sivil toplumun değerli üyelerinin destek ve katılımına, önerilerine her zaman açıktır.

CHP’li Sakine ÖZ, kadınların eğitim düzeylerinin, gelişmekte olan ülke ortalamalarının oldukça altında, AB ortalamasının ise epey uzağında olduğunu kaydetti.

“EĞİTİM, KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ ve DEMOKRATİK TOPLUM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

“Kadınların eğitimi, once kendi bağımsızlıkları, sonra geleceğe umutla bakan bir genç kuşak ve güvenceli bir yaşam için değer taşımaktadır. Kadınların eğitim olanaklarından yoksun kaldığı, 4+4+4 gibi yasalarla kız çocukların okuldan uzak tutulduğu ülkemizde, eğitim, istihdam ve gelişim büyük zarar görmektedir. 2011’de 5 yaş grubundaki kızlarımızda okullaşma oranı yüzde 65 iken, 4+4+4 yasasıyla bu oran, yüzde 53’e kadar düşmüştür. Kadınların sosyo-ekonomik bağımsızlığının önündeki en büyük engel, eğitimdir. Ülkemizde, 17 yaş üstü kadınların yüzde 61’I ilkokul mezunuyken, lise ve üniversite mezunlarımız sadece 23 düzeyinde kalmaktadır.”

“KADININ ADI HÜKÜMETİN AJANDASINDA YOK”

“Unutmayalım ki, kadının adını bakanlık tabelasından kaldıran, kadını ailenin bir altkümesi sayarak aile ve sosyal politika yürüten bir hükümet döneminden geçiyoruz… Kadına yönelik şiddet, son 10 yılda 14 kat arttı. Kadın cinayetlerinde gerek Manisa’da, gerekse ülkemiz genelinde her geçen daha üzücü tablolar ortaya çıkmaktadır.

CHP Manisa Milletvekili Sakine ÖZ, Meclis’in ilk haftasında gördüğü manzarayı kadınlar açısından yorumladı ve geçmişten bugüne AKP’li yerel yönetimlerin ve hükümetin kadına karşı ayrımcılıkla yaklaşan eylemlerine değindi:

“KADINLARIN SİYASETE KATILMASI İÇİN MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR.”

“Kadının bugün siyasal katılım düzeyi Meclisimizde sadece yüzde 14 dolayındadır. Üst düzey kadın yönetici oranımız, her geçen gün düşmektedir. Geçtiğimiz Salı günü Meclis açılışımızda hükümet sıralarına gözüm ilişti… Sadece 1 bakan vardı. Başımı yukarı kaldırdım… Cumhurbaşkanı locasında sadece 1 kadın üstdüzey yönetici ve 1 kadın danışman vardı… Türkiye’nin bu cinsiyet eşitsizliği tablosuyla yönetilemeyeceği açıktır. Kadınların siyasal alana daha fazla katılmasına dönük tüm kanun tekliflerimiz ve araştırma önergelerimiz, sırf muhalefetten geldiği için reddedilmektedir.

AKP’NİN KADIN AYRIMCILIĞINDAN ÖRNEKLER VERDİ…

CHP Milletvekili ÖZ, hükümetin farklı düzeylerdeki kadın ayrımcılığını şöyle eleştirdi: “Başbakan, çok önceki bir tarihte değil, 2010 Temmuzunda kadına bakışını şöyle açığa vurmuştu: ‘Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum. Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmimidir.’ Başbakanın atadığı erkek vekillerinden birisi, yine çok değil, geçtiğimiz Haziran’da, kendisini meclis bahçesinde uyuklarken yakalayan kadın gazeteciye küfürler savurmuş, AKP disiplin kurulları ve oturumu yöneten Meclis başkanvekili ise konuya sessiz kalmıştı.

Manisalı Bülent Arınç’ın kadınlar hakkındaki gaflarını bu değerli toplantıda anımsatmak ise, siz hemşehrimlerime karşı açıkça saygısızlık olacağından, onun sözlerini takdirinize bırakıyorum.

Bu yıl Ramazan ayında TRT’de hamile kadınlara yönelik sözleriyle skandallar yaratan kişiye televizyonda program yaptırılmamasına dair ısrarıma karşılık, o sözler ‘kişinin kendi görüşüdür’ denerek korunmuş ve Arınç’ın sorumluluğundaki kurum, bu kişiyi yeni programlar yoluyla ödüllendirmiştir. Aynı kişi, geçtiğimiz günlerde, kendi eşine ‘o benim eşim değil. Ben onunla eşit miyim? O benim karımdır’ demistir. Tüm bu olan biten karşısında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ise, bu konuda arkada durmayı tercih etmiştir.”

“KADIN DAYANIŞMASI İÇİN DAHA YOĞUN İŞBİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR.”

Sakine ÖZ, konuşmasının sonunda, kadınların dayanışmasının geliştirilmesi konusunda ise şunları söyledi: “Biz kadınlar, her nerede ve hangi koşulda, mevkide olursak olalım, ülkemizdeki kadın sorunlarını ve taleplerini öncelikle dayanışma içinde ve kadın duyarlılığıyla dile getirmeye devam etmeliyiz. Kadınların her türlü şiddetten, ayrımcılıktan uzak, kendi taleplerini hiçbir aracı olmaksızın duyurabileceği bir siyasal ve toplumsal alanı oluşturmalıyız.”

Günün Önemli Haberleri