TOBB, Merkez Bankası'na sahip çıktı
Abone olTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kurun düşük seyretmesiyle ilgili muhatabın Merkez Bankası olmadığını söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, kurun düşük seyretmesi konusundaki eleştirilerin
muhatabının Merkez Bankası olmadığını, bu kurumların yıpratılmaması
gerektiğini söyledi. Dünya Gazetesi, Ankara Sanayi Odası (ASO),
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve JTİ tarafından, Hilton
Oteli'nde düzenlenen ''Türkiye Geleceği İhracattadır'' konulu
panelin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, sorunun asıl
muhatabının, üreten kesimlerin sırtına yük bindiren ''kamu
yönetimi'' olduğunu savundu. ''Merkez Bankası kendi işini yapıyor.
Bırakalım yapsın. Asıl muhatap, üreten kesimlerin sırtına yük
bindiren kamu kesimidir'' diyen Hisarcıklıoğlu, ihracatçı ve
turizmcinin sırtındaki yükün indirilmesi, enerji, SSK primi gibi
yüklerin makul seviyelere çekilmesi, işlevini kaybetmiş bürokratik
yapının değişmesi gerektiğini anlattı. Kambiyo mevzuatının da
değişmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Bugün ihracatçının yaşadığı sorunların temel kaynağı, düşük
verimlilik ve vergilerden kaynaklanan maliyet artışıdır. Mali
disipline zorlanan siyasetçiler, harcamaları karşılamak için
dolaylı vergilere başvurdu. İş alemi olarak, hükümetten, döviz
kurlarının seviyesi ile uğraşmak yerine mali disipline uyumu ve
yapısal reformlara devam edilmesini talep ediyoruz.'' ''ASIL SORUN
YÜKSEK FAİZ'' Bugün asıl problemin kurların seviyesi değil faiz
oranlarının yüksekliği olduğuna vurgulayan Rifat Hisarcıklıoğlu,
''Döviz kurlarının bir ülkeye vereceği hasar, yüksek faizin
vereceği hasardan büyük olamaz. Faizlerin düşmesi, hem reel
sektöre, hem de ülke ekonomisine en büyük teşviktir'' dedi.
Faizlerin emirle düşmeyeceğini, emirle faiz düşürmenin 1994'te
nelere yol açtığının görüldüğünü anlatan Hisarcıklıoğlu, faizlerin
hükümetin iktisadi politikasının sonucu, ''aynadaki görüntüsü''
olduğuna işaret ederek, ''Aynadaki görüntüye kızmanın bir yararı
yoktur, önce kendimizi düzeltmeliyiz. Reform programı uygulanmalı,
ekonomiye doğru sinyaller verilmeli'' diye konuştu. DÖVİZ
HESAPLARININ ÇÖZÜLMESİNİN ETKİSİ Vatandaşların bankalardaki döviz
tevdiat hesaplarının yılbaşı itibariyle 45 milyar dolar düzeyinde
olduğunu, muhtemelen yastık altında da bu kadar para bulunduğuna
işaret eden Hisarcıklıoğlu, dolar kurundaki gerilemede döviz
hesaplarının TL'ye dönmesinin de etkili olduğunu kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Türkiye gelişmiş bir ülke
olacaksa, bu dolarizasyonun da ortadan kalkması, yani bu dövizlerin
TL'ye dönmesi gerekir. Bu kadar yüksek düzeydeki döviz hesaplarının
birgün çözülmesi gerekiyordu ve bu kaçınılmazdı. Bugün belki de bu
başlangıcı yaşamaktayız. Son üç ayda bankalardan 2 milyar dolar
bozdurulmuş, yastık altındaki dövizin de çıkması ile hazine
kağgıtlarına 4 milyar dolar yatırılmıştır. Döviz kurlarının bugünkü
seviyesi sıcak paradan değil, vatandaşlarımızın milli paralarını
tercih etmesinin sonucudur.'' Türkiye'de kurların artık kamu
otoritesi tarafından belirlenmediğine işaret eden Hisarcıklıoğlu,
''Bugün geldiğimiz noktada döviz kuru ne olmalıdır diye sorarsak,
alacağımız cevap şu olacaktır. Olması gerektiği gibi, piyasada arz
ve talep tarafından belirlenen fiyat doğru fiyattır'' dedi. KRİZ
BEKLENTİSİ YOK TL'nin değerlenmesinden dolayı ithalatın artışı ve
cari açığın büyümesi karşısında, 2001'dekine benzer bir kriz ortamı
yaşanmasına fazla ihtimal vermediğini de açıklayan TOBB Başkanı,
serbest kur modelinin getirdiği esneklik karşısında, döviz
kurlarının bu durumu düzeltmek için gerekli hareketi yapacağını
belirtti. İthalatın yüzde 90'ının ara ve yatırım malı olduğunu
hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ithalattaki artışın büyüme ve ihracatta
da artışı sağladığını, ithal fiyatlarının düşmesinin de maliyetleri
düşürdüğünü, enflasyonun düşmesine olumlu etki yaptığını anlattı.
Hisarcıklıoğlu, ithalatın içinde vadeli ithalatın payının artmasına
işaret ederek, ''Vadeli ithalat, bu yılın ilk 4 ayında yüzde 40
artarak 5.2 milyar dolara çıktı. Bunun getireceği döviz talebi,
kurda bir düzeltme ve toparlama sağlayacaktır'' dedi. Enlasyon
inerken TL'nin reel olarak değer kaybetmesinin beklenemeyeceğini,
döviz kurunun düşüklüğünün borç yükünün azaltılması açısından da
olumlu olduğunu anlatan Rifat Hisarcıklıoğlu, tüketim malı
ithalatının da şikayet edilecek boyutta olmadığını belirterek,
''Ekonomimiz büyüşüp geliştikçe, ihracatımızdaki tüketim mallarının
payı azalacak, ithalatımızdaki payı artacaktır. Bu doğal gelişmeye
hazırlıklı olmalıyız'' diye konuştu. Katma değeri yüksek, rekabetin
daha az olduğu malların ihracatı arttıkça, ihracatın kura bağımlı
olmaktan kurtulacağına işaret eden Hisarcıklıoğlu, kamu harcamaları
azaldığı halde yüzde 8'e ulaşan büyümenin de sağlıklı olduğunu
kaydetti