TMSF'den flaş Bank Asya açıklaması
Abone olBank Asya için BDDK'nın devir kararı sonrası ortaya atılan iddialar ilgili TMSF açıklama yaptı.
Cemaatin Bank Asya iddialarına TMSF'dan açıklama
geldi. Kararın denetim raporuna dayandırılmadığı iddialarının
asılsız olduğu belirtilen TMSF duyurusunda, bazı kaynaklardan
yapılan açıklama gibi Bank Asya'nın kar ettiği, hakim kaynakların
banka kaynaklarını suistimal ettiği gibi iddiaların gerçekleri
yansıtmadığı kaydedildi.
BDDK'nın 29 Mayıs 2015 tarihli Bank Asya kararıyla ilgili ortaya atılan iddialara TMSF'den tepki geldi. Belirtildiği gibi kararın herhangi bir denetim raporuna dayandırılmadığı iddiaları yalanlanırken, haber ve yorumların bütünüyle yanlış olduğu kaydedildi. İşte TMSF'nin Bank Asya açıklaması;
BDDK'nın 29 Mayıs 2015 tarihli Bank Asya kararıyla ilgili ortaya atılan iddialara TMSF'den tepki geldi. Belirtildiği gibi kararın herhangi bir denetim raporuna dayandırılmadığı iddiaları yalanlanırken, haber ve yorumların bütünüyle yanlış olduğu kaydedildi. İşte TMSF'nin Bank Asya açıklaması;
"Söz konusu karar, BDDK denetim elemanları tarafından tanzim
edilen denetim raporlarına ve ilgili birimlerin (denetim, uygulama
ve hukuk) bu yöndeki görüşlerine dayanmakta olup; yapılan işlem
5411 sayılı Kanun’la bütünüyle uyumludur.
"AÇIKLAMALAR GERÇEK DIŞI"
"AÇIKLAMALAR GERÇEK DIŞI"
Bankanın sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek olduğu, 2015
yılının ilk 3 ayında kar ettiği, özkaynaklarının pozitif düzeyde
olduğu ve hakim ortaklarının banka kaynaklarını suistimal ettiğine
dair bir tespitin bulunmadığı; bu hususlara rağmen söz konusu
kararın alınmış olmasının hukuka ve ekonomik gereklere aykırı
olduğu yönündeki açıklamalar, gerçekleri gizlemeye ve kamuoyunu
yanlış yönlendirmeye dönük değerlendirmelerdir. Gerçek durum
aşağıda özetlenmektedir:
KARAR KANUNUN 71. MADDESİNE DAYANDIRILDI
KARAR KANUNUN 71. MADDESİNE DAYANDIRILDI
Malum olduğu üzere, bir banka hakkında böyle bir kararın
verilmesi, 5411 sayılı Kanun’un 71. maddesinde 5 ayrı bent halinde
sayılmış olan durumların varlığına bağlıdır. Bu 5 ayrı durumdan
herhangi birinin varlığının tespiti halinde, bu yönde bir kararın
verilmesi (mümkün olmaktan öte) kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Madde hükmüne göre, örneğin, bir bankanın mali bünyesinin
düzeltilemeyecek ölçüde bozulduğunun tespit edilmesi (a) bendinin;
yükümlülüklerini yerine getiremeyecek duruma (mevduat ve diğer
ödemelerini yapabilecek likidite imkanını kaybetmesi gibi) düşmesi
(c) bendinin; özkaynaklarının negatif seviyeye düşmesi (d)
bendinin; ortak ya da yöneticilerin banka kaynaklarını önemli
miktarlara tekabül edecek şekilde suistimal etmesi ise (e) bendinin
konusuna girmektedir.
Bu bağlamda, söz konusu banka hakkında verilen kararın (daha
önce BDDK tarafından kamuoyuna duyurulduğu üzere), Bankasya’nın
mali bünyesi, ortaklık ve yönetim yapısı ile faaliyetlerinde
yaşanan sorunlar dolayısıyla alındığı ve Kanun’un 71. maddesinin
(b) bendine dayalı olduğu hususu, bilinçli yahut bilinçsizce gözden
kaçırılmakta/kaçırılmak istenmektedir.
Kurumumuzca yürütülen görevin kamusal yanı ve faaaliyet izni
kaldırılmamış olan Banka’ya zarar vermemek adına sürecin
hassasiyetle yönetilmesi gerekliliği nedeniyle, bu aşamada, karara
gerekçe teşkil hususlara dair daha fazla açıklama yapılması uygun
olmayacaktır.
Ancak, bununla birlikte; “Bankanın mali bünyesi sorunsuz; o
halde karar hukuka aykırıdır” şeklinde özetlenebilecek olan söz
konusu önermenin, hem öncülü hem de vardığı sonuç bakımından,
gerçek durumla ve ilgili hukuki normlarla uyumlu olmadığı net bir
şekilde bilinmelidir.
Kamuoyunu yanlış yönlendirmek amacıyla bir kısım medya
organlarınca çarpıtılan diğer bir konu da “Banka hisselerinin
mülkiyetine” ilişkindir.
Bilinmelidir ki; Hakkında 71. madde kapsamında işlem tesis
edilen bir bankanın hisselerinin mülkiyetinin, hangi koşullara
bağlı olarak ve hangi usulle TMSF’ye intikal edebileceği Kanun’un
107. maddesinde tarif edilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bir banka
hakkında Kanun’un 71. maddesi çerçevesinde işlem yapılırken “BDDK
tarafından hisselerin mülkiyetinin TMSF’ye devredilmesi” anlamına
gelecek herhangi bir uygulama, hukuk sistemimizde mevcut
değildir.
BDDK, 71. maddede sayılan durumların varlığını tespit ettiği
taktirde, durumu değerlendirmekte, iki karardan birisini
vermektedir.
Bunlardan ilki, bankanın faaliyet iznini kaldırmaktır ki bu
durum TMSF tarafından Kanun’un 106. maddesi çerçevesinde bankanın
tasfiye sürecinin başlatılmasını gerektirmektedir. İkinci
alternatif ise bankanın, faaliyet iznini kaldırmaksızın, “temettü
hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimini” TMSF’ye
devretmektir. Bu durumda TMSF, Kanun’un 107. maddesi çerçevesinde
işlem tesisine yetkili hale gelmektedir.
Bankasya hakkında verilen karar da bunlardan ikincisidir ve bu
durum, “hisselerin mülkiyetinin hissedarlara ait olmaya devam
ettiği, ancak hissedarların temettü (kardan pay alma) hakkı
dışındaki bütün hak ve yetkileri”nin TMSF tarafından kullanılacağı
anlamına gelmektedir.
Bu bağlamda, ilgili otoritelerin Kanun’un çizdiği çerçeve
dışında herhangi bir iş ya da işlem gerçekleştirmesi mümkün
olmayıp; basın-yayın organları da yasal sürecin ayrıntılarına vakıf
olmayan kesimlerin yanlış yönlendirilmesine sebebiyet verecek haber
ve yorumlardan kaçınmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."