Tıp fakültelerinin adı var kendi yok
Abone olHükümetin doktor açığını kapatmak amacıyla tıp fakültelerinin sayısını arttırma amacıyla başlattığı çalışma, tıp fakültelerinin mercek altına alınmasına neden oldu.
Eğitim veren toplam 48 tıp fakültesinden 5’inin sadece
tabelaları bulunuyor. Bu fakülteleri kazanan öğrenciler, başka tıp
fakültelerinde eğitim görüyor. Tıp fakültelerinde bir öğretim
üyesine düşen öğrenci sayısı ortalama 3.9, 100 öğrenciye düşen
kadavra sayısı ise 1.
Bakanlar kurulunda yeni tıp fakültelerinin açılması konusunda karar
alınmasının ardından başlayan tartışmalar sürüyor.
Uzmanlar Türkiye’de yeni tıp fakültesine ihtiyaç olmadığı
görüşünde.. Peki Türkiye’de 48 tıp fakültesinde neler
yaşanıyor?
TABELA FAKÜLTELER
48 tıp fakültesinden 5’i şu anda tabela fakültesi… Bu okulları
kazanan öğrenciler, farklı üniversitelerin tıp fakültelerinde
eğitim görüyor.
Çanakkale 18 Mart öğrencileri, İstanbul Cerrahpaşa Tıp; Tokat
Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğrencileri; Ankara Gazi Tıp; Kars
Kafkas Üniversitesi öğrencileri, Erzurum Tıp; Konya Selçuk
Üniversitesi Selçuklu Tıp öğrencileri aynı üniversitenin Meram Tıp
Fakültesi’nde eğitim görüyor. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
öğrencileri ise okulun ilk üç yılında Çukurova Tıp’ta okuyor.
Azerbaycan ve Tiflis üniversitelerindeki tıp fakültesini kazanan
öğrenciler de ilk üç yıldan sonra eğitimin devamı için Türkiye’deki
fakültelere gönderiliyor..
MEZUNİYET ÖNCESİ TIP EĞİTİMİ
Türk Tabipler Birliği’nin mezuniyet öncesi tıp eğitimi raporunda
ise çarpıcı veriler var. Yıl bazında öğrenci ve öğretim üyesi
sayıları şöyle:
1997 33456 5538
2000 31648 6592
2002 31738 7833
2004 31942 8277
Tıp fakültelerinde eğitim gören öğrenci sayısının öğretim üyesine
oranı ise dikkat çekici. 1997’de bir öğretim üyesine 6 öğrenci
düşerken bu oran 2004 yılında 3.85’e düştü.
Ancak raporda bir çok üniversitenin ana bilim dallarında öğretim
üyesi bulunmaması, yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi
sıkıntısının yaşanmasına da dikkat çekiliyor. Raporda bazı
üniversitelerin tıp fakültelerinde bulunan göğüs cerrahisi, cocuk
cerrahisi, enesteziyoloji, ortopedi, üroloji, kadın hastalıkları,
nöroşirürji, ilk yardım, farmakoloji, dermatoloji, anatomi,
fizyoloji bölümleri bulunmasına karşın bu bölümlerde profesör ve
doçent kadrosunun bulunmadığına dikkat çekiliyor.
Araştırmada, bir kadavraya düşen öğrenci sayısının zaman zaman
100’ün üzerine çıktığı, benzer sorunun kitap ve mikroskop
dağılımında da yaşandığı belirtiliyor.
Araştırmada tıp eğitiminin önündeki en büyük engelin bütçeden
yeterince kaynak ayrılmaması olarak gösterildi. Öğrenci başına
yapılan harcamanın son yıllarda önemli ölçüde azaldığına da
araştırmada dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“Tıp eğitiminin öneminin kavranması ve fakültelere yeterli kamu
kaynağının ayrılması gerekmektedir. Bugün pek çok tıp fakültesinin
temel ekonomik kaynak olarak döner sermayeyi kullanmak durumunda
kalması tıp eğitimini olumsuz etkilemektedir. Bu durumun değişmesi
ve fakültelerin gelir artırabilmek için hizmet yerine eğitim
öncelikli ve eğitim için hizmet görüşüyle faaliyet göstermeleri
gereklidir. Tıp eğitiminin niteliğini belirleyen bir diğer faktör
de öğrenci sayısıdır. İstihdam konusu için olağanüstü önemli olan
işsiz hekim ile sonuçlanacak gereğinden çok öğrenci konusunun bir
diğer boyutu da tıp eğitimi ile olan ilişkisidir. Bu sorunun çözümü
tıp fakültesine alınacak öğrenci sayısını acilen azaltmaktır”
Bu yıl 4 bin civarında öğrencinin mezun olduğu tıp fakültelerine
2005-2006 öğretim yılında ise 4700 öğrenci alınacak.
Haber: Merih Ak
Kaynak: