“Bir musibet bin nasihate yeğdir” diye bir atasözümüz
vardır. Gerçekten de öyledir.
Bazen günlerce, aylarca hatta yıllarca nasihat ettiğiniz
insanlar gerçeği göremezler de yaşadıkları tek bir musibet onların
aklını başına getirmeye yeter de artar bile. Bu durum hepimiz için
geçerlidir.
Geçtiğimiz günlerde de böyle bir musibet yaşandı. Gerçi herkes
bu musibetin müsebbibi olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na
verip veriştiriyor ama müsaadenizle ben kendisine teşekkür etmek
istiyorum.
Niye mi?
Bu soruya cevap vermeden önce İmamoğlu’nun ve
başkanlığın müsebbibi olduğu, haşyet ve hayret ile
Müslümanların gözüne gözüne sokulan musibeti
hatırlayalım:
Hz. Mevlana’nın 747. vuslat yıl dönümünde başta
Konya olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde anma
törenleri düzenlendi. İBB ve Evrensel Mevlâna
Âşıkları Vakfı da bir anma programı düzenledi. Muhsin
Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen Şeb-i Ârus
töreninde Kur'an-ı Kerim, Teşrik Tekbiri ve
Naat-ı Şerif, Türkçe okundu! Ayrıca kadınlarla
erkekler birlikte sema yaptı.
Bu rezaletin ardından haklı olarak Müslüman ve muhafazakâr
camiada biraz fazlaca ama toplumun kahir ekseriyetinde ise etkili
tepki sesleri yükseldi.
Yazıda kullandığım ‘Toplumda büyük yankı uyandıran, toplumca
hoş görülmeyen, toplumun duygularını inciten, küçük düşürücü, utanç
verici olay ya da durum’ manasına gelen "rezalet" kelimesinin
anlamını TDK'den bakarak buraya özellikle eklemek
istedim. Zira avami bir lafız olarak algılanıp söylemek
istediği vurgu yanlış anlaşılmasın.
Devam edelim..
Yine başta İmamoğlu olmak üzere bu vakıanın
müsebbipleri en ağır şekilde kınandı.
Bense kınamaktan ziyade teşekkür ediyorum
kendilerine.
Çünkü benim yerel seçimlerden önce başlayıp ve adeta dilimde tüy
bitercesine yaptığım ikazlarımı haklı çıkardı.
Çevremde CHP’ye oy verecek insanları defaatle ikaz
ettim.
“Eğer bunlar iktidara gelirlerse, gücü ellerine geçirirlerse
yine ezanı Türkçeleştirirler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe
okuturlar” şeklinde ikazlarımı defaatle yaptım. Ancak
muhataplarım o işlerin geçmişte kaldığını, CHP’nin eski
zihniyetini terk ettiğini, bugün artık böyle şeyleri yapmanın
mümkün olmadığını söyleyip durdular sürekli.
“Hayır! Katiyetle hayır! Bunlar seçim arifesinde camilere
girip Kur’an-ı Kerim okusalar da toplanıp avuç içlerini semaya
döndürüp dua etseler de bu bir oyundur ve mental yorgunluğa duçar
kalmış Müslümanların zihinlerini bulandırmak içindir” diye dil
döktüm.
Ve bu tarzda düşünen gafiller nedeniyle CHP İstanbul’da
gücü eline geçirdi.
Tabii ki ilk yapılan şey de geçmişin CHP zihniyetini
hortlatmak oldu.
Teşekkürler İmamoğlu…
Beni ikazlarımda haklı çıkardığın için teşekkürler…
CHP zihniyetinin asla değişmediğini ve değişmeyeceğini
gösterdiğin için teşekkürler…
Saf Müslümanların kafasına kocaman bir tokmak vurup
onları uyudukları gaflet uykusundan uyandırmaya yardım ettiğin için
teşekkürler.
Her biri ayrı bir telden çalan İslami camiaları bir noktada
birleştirmeye çalıştığın için teşekkürler.
Bizim yapamadığımızı yaptığın, Müslümanları daldıkları kış
uykusundan uyandırmaya çalıştığın için teşekkürler…
Eğer hala bu rezaleti yapma cesareti gösterenlerin peşinden
gidecek milli duruşa ve inanç değerlerine sahip olduğunu
söyleyenler olursa da onlara ancak “yuh” diyebilirim.
Eğer hala, CHP zihniyetinin değiştiğinden dem vuracaksa
varsa ona ancak “yazıklar olsun!” diyebilirim.
Eğer hala milli kaygısı ve inanç değerlerine sahip olanlar
arasında CHP’ye oy verecekler varsa onları ancak insafa
davet edebilirim.
Eğer bu rezalette Müslümanları gaflet uykusundan
uyandırmayacaksa daha ne yapalım?
Eğer hala birtakım insanlar siyasi gerekçelerle de olsa
bu zihniyetin payandalığını yapmaya devam edeceklerse onlara ne
diyelim?
Tekrar teşekkürler İmamoğlu…
CHP zihniyetinin hala değişmediğini gösterdiğin
için…
Bin nasihate yeğ olan bir musibeti sergilediğin için
teşekkürler...