Terörist başı manşetine eleştiri

Abone ol

Geçen hafta Hürriyet’te, ‘TC Üst Kimliğini Kabul Ediyorum’ başlığıyla, Abdullah Öcalan’ın savcı tarafından sorgulanmasına ilişkin habere eleştiri yağdı

GEÇEN hafta Hürriyet’te, ‘TC Üst Kimliğini Kabul Ediyorum’ başlığıyla, Abdullah Öcalan’ın savcı tarafından sorgulanmasına ilişkin haber yer aldı. Haberde, savcının PKK’yı İmralı’dan yönettiği iddiaları nedeniyle sorguladığı Öcalan’ın, ‘Biz ne bağımsızlık, ne federasyon istiyoruz. Üniter devletten yanayız’ dediği yer alıyordu.

Okurlar, bu haberin manşette kullanılmasını şöyle eleştirdiler:

MUAMMER AKGÜN: Bölücübaşı/teröristbaşı olan Abdullah Öcalan ismini gün aşırı yazmayın. Lütfen ilgilenmeyin, hakkında haber yapmayın, bırakın unutulsun. İsmini yazmak kime fayda getiriyor, bölücülere.

MUSTAFA ALADAĞLI: Değerli Hürriyet. Haberi yazabilirsiniz, çok güzel; fakat o hain, çocuk katilinin fotoğrafını koymadan haber olmaz mı yani?

ÇİÇEK ÖZTÜRK: Bu nasıl bir haber? Hürriyet neden böyle bir şeyi yayınlıyor?

SERDAR YAĞCI: Bu adamın görüşlerinin böyle bir gazetede manşet şeklinde çıkmasının ne kadar doğru olduğu konusunda şüphelerim var.

AHMET ÇETİN: Bu açıklamayı neden haber yapıyorsunuz? Nasıl bir sorumluluk anlayışınız var sizin?

SUAT HAYRİ ŞAHİN: Her gün mutlaka okuduğum Hürriyet Gazetesi’ne böyle bir manşeti hiç yakıştıramadım. Bu manşeti içime sindiremiyorum. Gün, topyekûn birlik olma günüdür.

SAVAŞ ÜLGER: Teröristbaşının yıllardır söylediği bir sözü Hürriyet gibi bir gazetenin hem de manşetten vermesi kabul edilebilir bir davranış değildir. Farklı görüşlere söz hakkı vermek, tarafsız olmak bu ise size katılmıyorum.

KEMAL YILDIZ: Ben bir kabzımalım. Bu manşet gerekli miydi, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bunun yeri mi? Bu herifin sözlerini gündeme taşımak kocaman bir ayıp.

NEDEN MANŞET OLDU

Öncelikle, Hürriyet’in manşetlerinin kararlaştırıldığı toplantıya katılanların görüşlerini aldım. Bu haber neden manşet oldu?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: Hürriyet’in PKK ile ilgili haberler konusunda hiçbir kompleksi yoktur. Geçmişte bu terör örgütüne ve başındaki kişiye karşı ben hep cinayet şebekesi ifadesini kullandım. Ama Türkiye’de üst-alt kimlik meselesi tartışılırken, Başbakan’ın ‘Kürt sorunu’ndan bahsettiği bir noktada böyle bir haber görmezden gelinemezdi. Biz demeç almadık. Bunlar savcıya söylenmiş sözlerdi. Ve ilginç bir açılımı yansıtıyordu. Örneğin ben geçmişte gidip dünyanın en büyük insanlık suçlarını işlemiş olan Miloseviç’le de konuştum. Başka bazı meslektaşlarımız Saddam’la mülakat yapıp ödül kazandılar. Zaten böyle bir demeci manşete çekme cesaretini ancak Hürriyet gibi PKK’ya karşı canı pahasına mücadele etmiş bir gazete gösterebilirdi. Bizim terörle mücadelemiz, örgüt tamamen yok oluncaya kadar sürecek. Kötü niyetli olmayan kişiler, Hürriyet arşivlerine bakıp ne demek istediğimiz anlayabilirler. Bir cinayet şebekesinin ne düşündüğünü bilmeden onunla etkili mücadele de edemezsiniz.

FİKRET ERCAN: Bu haberi yayınlamanın, Türkiye’nin geleceği ve çıkarı için daha uygun olduğu görüşüne ben de katıldım ve destekledim. Burada amaç, bir teröristin fikirlerini açıklamasına yardım etmek değil. Asıl amaç, Türkiye’de bugün yetkili ağızların çözüm için ileri sürdükleri fikirlere bir teröristin yaklaşması ve onun yandaşlarının bundan haberdar olmasıdır.

ENİS BERBEROĞLU: Manşet kararı doğrudur; çünkü haberci açısından kaynağın itibarı ve mesajın önemi farklı meseledir. Diyelim ki Türkiye, komşu bir ülkeyle savaşın eşiğine geldi. Düşman diye bu ülkenin sözgelimi başbakanına sansür mü uygulanacak?

TUFAN TÜRENÇ: Abdullah Öcalan’ın konuşmasını bir geri adım olarak gördüğümüz için, ayrıca şiddet ortamının tansiyonunu düşürebileceği düşüncesiyle manşet yaptık. Hürriyet’in başka bir amacı olabileceğini düşünmek haksızlık olur.

NEYYİRE ÖZKAN: Bence manşet olması şu açılardan isabetliydi: Bu mesele (Kürtler) Türkiye’nin ilk sıralarında ve çözülmesi kaçınılmaz. Kimlik tartışması sıcak konu. AB süreci işliyor. Aklı başında herkes bu ülkenin düzlüğe çıkmasını istiyor. Hürriyet’in bunu manşetine taşıması, Türkiye’nin mutlu geleceği açısından son derece isabetlidir.

MEHMET Y.YILMAZ: Gazetecinin görevi, olup biteni yansıtmaktır. Artan terör olayları, bombalama eylemi ve ardından Başbakan’ın ortaya attığı ‘alt kimlik-üst kimlik’ tartışmalarının varlığı, Abdullah Öcalan’ın sözlerinin bir gazeteye haber olması için yeterlidir. Bana göre, bir haberin manşet olması, gazete yönetiminin oradaki görüşlere katıldığını göstermez.

ERTUĞ KARAKULLUKÇU: Haber yönü, gergin ortamda uzlaşma arayışını yansıtmasıydı. Manşete taşıyan ise, gerilimin aşılmasına katkı amacıydı. Özeleştiri: Öcalan’ın ‘Demokratik konfederasyon’ talebi haberin flaşında ve 1. sayfada görünmeliydi. Bu kavram açılmalı ki, meram anlaşılsın, halk bilgilensin.

NECDET DOĞAN: Toplantıda ben manşet yapılmaması, hatta yayınlanmaması yönünde görüş belirtmiştim.

BÜLENT MUMAY: Son bir yılda yeniden ivme kazanan terörün ardından, ‘bölücü’ örgütün liderinin, Türkiye’nin bölünmesini istemediğini, federasyon veya bağımsızlık peşinde olmadığını söylemesi, günün en önemli haberidir.

TEMSİLCİNİN YORUMU

Türkiye, aylardır yeniden alevlenen PKK terörüyle boğuşuyor. Örgütün İmralı’dan yönetildiği iddiaları da yine uzun süredir gündemde. Bu iddialar nedeniyle savcının yeniden soruşturma açması, İmralı’ya gidip ifade alması önemli haber. Haberin manşet olup olmaması tartışılabilir ancak haberi görmezden gelmek mesleki etiğe uymaz. Zaten bu haber, Hürriyet’le birlikte öteki gazetelerde de irili ufaklı yayımlandı.
Günün Önemli Haberleri