Terör uzmanlarından hükümete kritik PKK uyarısı
Abone olBahar aylarının gelmesiyle birlikte terör örgütü IŞİD ve PKK'nın eylemlerinin arttıracağı ve Türkiye'nin yoğun bir çatışma dönemine gireceğini belirten terörle mücadele uzmanları, hükümeti aceleciliğe karşı uyardı.
Güneydoğu'da bölücü terör örgütü PKK'ya
yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında açıklama yapan terör
uzmanları, hükümetin terör örgütlerine karşı yürütülen
operasyonlarda acelecilikten çıkılması ve daha uzun soluklu bir
strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Deutsche Welle'nin ulaştığı askeri kaynaklar bahar mevsimi
yaşanırken PKK'nın özellikle Güneydoğu'da ve sınır bölgelerinde
daha rahat hareket ettiğini belirtti. Hükümet de bu tespitten
hareketle PKK üzerindeki baskısını daha da artırdı.
GÜVENLİK ALARMI ÜST SEVİYEYE ÇIKARILABİLİR
PKK'nın Nisan sonundan itibaren hem Güneydoğu'da hem de şehir merkezlerinde, büyük metropollerde terör eylemleri yapma ihtimaline karşı tüm güvenlik kuvvetlerinin çalışma prensibi yeniden gözden geçirildi. Türkiye'nin dört bir yanında verilen güvenlik alarmının önümüzdeki günlerde daha da üst seviyeye çıkarılması bekleniyor.
"ANKARA'DA BÜYÜK SIKINTI KAYNAĞI
OLDU"
DW'nin sorularını yanıtlayan terör uzmanı Metin Gürcan, yaklaşan
yaz mevsiminin sıcak ve yoğun çatışmaların da habercisi olduğu
tespitine katılırken, özellikle Nusaybin'de yaşananların doğru
analiz edilmesini istiyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla birlikte operasyon
yürütülen yerlerin tamamen boşaltılması ve uzaktan imhası sürecine
geçildiğini anlatan Gürcan, bölgede yaşananlara dikkat çekti:
"Bölgede istihbarat ve operasyonel kararların asker tarafından
verilmesi sürecine geçildi. Operasyonel yetkiler sivil karar
alıcılardan askerlere devredildi. Çatışmaların başladığı Temmuz
2015'ten beri sivillerden askerlere yetki devrinin de ilk kez
gündeme geldiğini söylemek mümkün. Şimdi, binaların uzaktan nasıl
imha edileceğine ilişkin fikir yürütülüyor. Nusaybin gerçekten yaz
öncesi çatışmaların bir habercisi gibi. Burada yaşananlar;
Güneydoğu'da yaşanan çatışmaların büyüyeceği, kapsamının
genişleyeceği anlamına geliyor. 22 Temmuz'dan beri şehit olan
350'den fazla güvenlik personelinin yaklaşık yüzde 15'i son iki
hafta içinde Nusaybin'de şehit oldu. Nusaybin'deki çatışmaların
şiddetini anlamamız için bu bilgi bile bize sağlam ipuçları
veriyor. PKK Nusaybin'de ilk kez bina temellerine döşediği
patlayıcıları devreye soktu ve binayı temizlemek için içeri giren
güvenlik güçlerine şiddetli saldırılarda bulunuyor. Türk güvenlik
kuvvetleri terörle mücadele sürecinde ilk kez bina göçüğü altında
kalarak şehit oluyor. Nusaybin'de uzayan çatışmalar Ankara'da da
büyük sıkıntı kaynağı oldu. Nusaybin'in kuşatmaya alınıp beklenmesi
mi, yoksa bir an önce temizlenmesi mi gerekir diye tartışmalar
yapılıyor. ‘Hemen temizlensin' görüşünün ağır bastığı Ankara'nın bu
acelecilik nedeniyle hatalar yapma ihtimali ise kuvvetleniyor.
Aslında, -temizlendikten sonra ne yapılacak- sorusu üzerinde
durulmalı ve askeri operasyonların ötesini de gören, uzun soluklu
bir strateji belirlenmeli."
"KENTLERDE YETERİNCE HAZIRLIK
YOK"
Nusaybin'deki çatışmaların son olmayacağına vurgu yapan Gürcan'a
göre operasyonların kazanımları değerlendirilirken, "Sahadaki
gidişattan yola çıkıp, yaşananları siyasi bir başarı gibi
değerlendirmek için erken. Dahası çatışmalar sonrası yeniden inşa
sürecine ilişkin, kentlerde normalleşmeyle ilgili yeterince bir
hazırlık olmadığını görüyoruz. Şu anda başarı hikayesi olarak
sunulan operasyonlarda Mayıs sonunun görülmesi ve ona göre
değerlendirme yapılması lazım" dedi.
Gürcan, sahadaki askeri operasyonların başarısının siyasi başarıya
dönüştürülmesi için "elde bir yol haritası yok" değerlendirmesi
yaparken de, "Terörle mücadelede operasyonlar sonrası nasıl bir
model öneriyoruz. Sonrasına dair neler yapılacak. Bu konuda daha
net ve daha sağlam bir stratejiye ihtiyacımız olduğu kesin. Mevcut
durumda PKK'nın her geçen gün yeni taktikler geliştirdiğine, dahası
terör işini öğrendiğine şahit olmayı sürdüreceğiz. Eğer PKK'yla
savaşta taktiksel hata olursa çok ciddi de kayıp olur, bunun da
dikkate alınması gerekiyor" diye konuştu.
PYD'YE GİDEN SİLAHLAR
TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Haldun
Yalçınkaya da DW'nin "Türkiye için terör tehdidi geçmeyecek
mi" sorusunu yanıtlarken, o da bu tehdidin daha da
büyüyeceğini dile getirerek "Hem IŞİD hem de PKK'nın
önümüzdeki dönemde daha da aktif olması çok muhtemel. Çünkü
Suriye'de çatışmalar şiddetleniyor. O çatışmaların Türkiye'ye
yansıması da çok çabuk görülüyor ve hissediliyor" diyen Yalçınkaya,
"Terör eylemlerinin ne zaman tekrar edeceği söylenemez, bilinemez
ancak tehdidin bitmediği ortada. PYD'ye giden silahların PKK'nın
eline geçme ihtimali de güçleniyor. Ve bu silahlar daha yoğun
kullanılabilir" dedi.
"PKK İLE MÜCADELEDE AMERİKA İKİLEM OLUŞTURUYOR"
Yalçınkaya "Türkiye'de hayatın gidişatı terörle mücadele boyutunda" derken, terörle mücadelede sonuç alınabilmesi için bu konunun iç siyaset malzemesi olması olmaktan çıkarılması gerektiğine de dikkat çekti: "Türkiye'de 30 yıldır PKK'ya karşı sürekli bir tedbir, sürekli bir alarm durumu var esasen. Hayatın içine yedirilmiş tedbirler var. Önümüzdeki süreçte terörün şiddetini daha da artıracağı, PKK'nın özellikle kırsal alanda daha aktif olacağına dair işaretler ve değerlendirmeler var. Peki, buna karşı tedbirler etkili olabilir mi? Güvenlik kuvvetlerinin görünürlüğünü artırmak, özellikle büyük kentlerde bunu yapmak caydırıcı olabilir ama daha çok sonuca dönük stratejiye ihtiyaç var. PYD'ye giden silahların PKK'nın eline geçebileceğini Amerika da biliyor. Bir yandan bakıyorsunuz Amerika'yla PKK'ya karşı işbirliği götürülmeye çalışılıyor. PKK ile mücadele sürecinde Amerika ile ilişkiler de bir ikilem oluşturuyor. PKK'nın eline daha etkin silahlar geçtiğinde Türkiye daha çok kayıp verebilir. Hükümetin tüm bunları alt alta koyup daha uzun soluklu stratejiler üzerinde çalışması gerekiyor."