Terör neden patladı?
Abone olGüneydoğu'da artan terör olayları Can Dündar'ı bile inanmadığı komplo teorilerine inandırdı.
Milliyet yazarı Can Dündar son zamanlarda artış gösteren terör
olaylarına farklı bir gözle baktı. Komplo teorilerine inanmayan
yazar artık bu teorilere uzak deği. Dündar sorusunu sorarak
olayları tarihlerini ve Türkiye'ye gelen ziyaretçiler ışığında
değerlendirdi.
Yazı: Can Dündar
Kaynak:
Komplo teorilerine pek inanmam; ama bazen siz inanmasanız da teori
ne yapıp ediyor, sizi inandırıyor.
Bugün Güneydoğu konulu bir teori için veriler sunacağım.
Değerlendirmek size kalmış.
***
Dün arşive girip baktım:
Güneydoğu'da aralıkta olay olmamış.
Ocakta da olmamış.
Şubatta da olmamış.
Buna hepimiz seviniyorduk, ama içten içe de endişeleniyorduk. Çünkü
aslında silahların tamamen gömülmediğini, sadece "bir süre için"
sustuğunu biliyorduk.
Peki niye susmuştu? Sadece bölgede kış şartlarında eylem ya da
operasyon yapmanın zorluğu nedeniyle mi?
Yeniden başlamak için ne bekliyordu?
Bu soruların yanıtını ararken şubat sonundan itibaren çığ gibi
patladı olaylar... Ve her gün bir çatışma haberiyle uyanmaya
başladık.
Beklenen neyse, devreye sokulmuştu belli ki...
***
Son 3 aydan bazı gelişmeleri peş peşe hatırlayalım:
8 Aralık'ta FBI Başkanı Robert Mueller Ankara'ya geldi.
Ondan 4 gün sonra da CIA Başkanı Porter Goss geldi.
İkisi de askeri ve sivil istihbarat yetkilileriyle görüştüler. İki
ülke arasında teröre karşı işbirliğinin konuşulduğu, Türk tarafının
ABD'den Irak'ta PKK ile etkin mücadele istediği yazıldı.
Ardından 19 Aralık'ta NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Schreffer
geldi.
Ondan 4 gün sonra MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan, ABD'de
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile görüştü. "PKK'nın Kuzey
Irak'taki varlığının ABD tarafından seyredildiğinden" yakındı.
Ardından ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, "PKK ile mücadele
konusunda Türk kamuoyundaki öfkeyi anlayışla karşıladıklarını
söyledi, somut sonuçlar almaya kararlıyız" dedi.
Şubat başında Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 12
günlük ABD gezisi başladı.
1 Mart'ta Irak Başbakanı İbrahim Caferi Ankara'ya geldi. Irak
Devlet Başkanı Talabani'nin eleştirdiği bu ziyarette Caferi,
Başbakan Erdoğan'a, "ABD Irak'ta işi beceremedi. Barışı ancak siz
sağlayabilirsiniz" diyerek Türkiye'nin müdahalesini istedi.
***
İşte Güneydoğu, bu trafiğin ardından patladı.
Caferi'nin müdahale istediği gün Cizre'de tabur komutanının aracı
saldırıya uğradı; 1 er şehit oldu, 1 çavuş yaralandı.
24 Şubat'ta Mardin Dargeçit'teki operasyonda 8 PKK'lı
öldürüldü.
4 Mart'ta İzmir'de PKK, polis lojmanına bomba attı.
6 Mart'ta Batman'da polis otosu tarandı: 4 polis şehit oldu.
9 Mart'ta Van'da canlı bomba 3 kişiyi öldürdü, 8 kişiyi
yaraladı.
10 Mart'ta Şırnak'taki operasyonda 2 asker şehit oldu, 5 asker
yaralandı.
12 Mart'ta Şırnak'ta bir şehit daha verildi.
16 Mart'ta Erzincan'da düşen helikopterde 5 asker şehit oldu.
***
"Amma da yazıyorsun" denilebilir, ama gördüğünüz gibi yazan ben
değilim; kronoloji...
Bir savaş tehlikesini püskürtmemizin yıldönümünde Türkiye, yine
Irak bataklığına çekilmek isteniyor.
Yarın "Bu saldırılara daha ne kadar göz yumacaksınız?" diyecekler;
"Girmedik, hata ettik" dedirtecekler; kamuoyunun tezkereyi
reddettiren 1 Mart direnci kırılacak.
Bugün Nevruz'a bu tabloda giriyoruz.
Bundan böyle olup bitecekleri bir de bu gözle okumakta büyük yarar
var.