Televizyonda komik iş kazaları
Abone olTelevizyonda canlı yayın sırasında, aklından geçen ile ağzından çıkan tam tersi olabiliyor.O hızlı tempo içinde büyük potlar kırılabiliyor. İşte tv'de komik iş kazaları
Aykut Işıklar Bugün Gazetesi'ndeki köşesinde nı yazdı
Televizyonda canlı yayın sırasında, aklından geçen ile ağzından
çıkan tam tersi olabiliyor.O hızlı tempo içinde ve heyecan da
tabii, büyük potlar kırılabiliyor. Hele bilgi yarışmalarında...
İsminizi bile bilemeyebilirsiniz. Buna eyvallah da TV’de kırılan
potları, kelime kayıt yapan meraklılara ne demeli? Ben şahsen
‘helal olsun’ diyorum. Çünkü aradan uzun zaman geçse de bizi
güldürüyorlar. Dün bir internet sitesinde gördüklerim çok hoşuma
gitti. Sizin de okumanızı ve gülmeniz istedim. Fena mı yaptım
yani... Yooo Reha Muhtar klasikleri değil. Farklı bunlar. Hadi
okuyup, gülün biraz. Hele öğrenciler. Okullar tatile girdi tam 21
gün ense yapacaksınız.
KADIN SUNUCU DALINDA...
1) “Evet, bugün perşembe, haftanın son günü, yani bugünü
saymazsak...” (Pınar Altuğ, TRT’deki programında)
2) “Sıfır puan kazanırsanız toplam puanınıza sıfır puan ekleriz...”
(Ebru Şallı, Pazar Yıldızı adlı yarışmada)
3) “Siz ben olmuşum, ben siz olmuşsunuz...” (Esra Ceyhan, Huysuz
Virjin’ e rüyasını anlatıyor)
4) “Tuğba Özay’ ı alkışlayan gruba bakıyorum. Büyük bir çoğunluğunu
kadın ve erkekler oluşturuyor...” (Ece Erken, Passaparola’da)
5) “Bütün o elektronik şeyler aslında biraz mekanik kaçıyor...”
(Gülben Ergen, SMS, e-card gibi yöntemlerden hoşlanmadığını
belirtmek istiyor)
ERKEK SUNUCU DALINDA...
1) “Yani şimdi sizin annenizin bütün evliliklerinden elde ettiği
toplam çocuk sayısı kaç?” (Sinan Çetin, Film Gibi programında
konuğa)
2) “Süreyya Ayhan sizin cinsiniz bilirsiniz...” (Tarik Tarcan, En
Büyük Yarışma’da kadın yarışmacıya)
3) “Makul ağla!..” (Savaş Ay, A Takımı’nda sinir krizi geçirttiği
Niran Ünsal’a)
4) “Ben, aşkı iki kişinin yaşamasından yanayım...” (Vatan
Şaşmaz)
5) “Bu çocuk üçünüzden!..” (Erman Toroğlu, Karar Anı adlı
programda, karı-koca ve sevgiliye söylüyor)
DİZİ OYUNCUSU DALINDA...
1) “Tangoya başlarken kadınlar sağ ön, erkekler sol arka
ayaklarıyla başlar...” (İpek Tuzcuoğlu)
2) “Laf olsun diye bir şey söyleyecek bir kadın değil o, mutlaka
altını doldurur!..” (Tamer Karadağlı, Hülya Avşar için)
3) “Şimdi ben gitsem Amerika’yı ikna etmeye çalışsam beni
iplemeyecektir...” (Mehmet Ali Alabora)
4) “Atatürk yaşasaydı, magazin gazetecileri onun da bir frikiğini
yakalardı...” (Nurseli İdiz)
5) “Filmin finalini soran anketler internetlerde yayınlandı...”
(Özcan Deniz)
SPOR YORUMCUSU DALINDA...
1) “Ağzınla kuş tutsan... Ne kuşu?! Ejderha tutsan bunlara
yaranamazsınız...” (Ahmet Çakar)
2) “Hayırlı vilayetler...” (Ziya Şengül, İstanbul Valisi ile
konuşurken)
3) “İyi püskürtmüş!..” (Şansal Büyüka, hakeme tüküren oyuncu
için)
4) “İkinci gol de Boer’un ayağının şeyinden oldu, üçüncü gol de
gene Boer’un şeyinden oldu...” (Turgay Şeren)
5) “Bakirelik yalnız bayanda mı olur? Mesela hakemin bakiresi olmaz
mı? Yani bozulmamış bir hakem...” (Erman Toroğlu)
HABER SPİKERİ DALINDA...
1) “İnsan, hayvan... her canlının yavrusu ne güzel, öyle değil mi
sevgili seyirciler?” (Defne Samyeli, Show Haber)
2) “Bu akşam oynanacak olan Beşiktaş-Galatasaray derbisinin sonucu
henüz belli değil...” (Zeynep Kasımlıoğlu)
3) “Bugün çok şey oldu sayın seyirciler...” (Can Ataklı, ana haberi
açış cümlesi)
4) “Babayı buldunuz mu?” (Reha Muhtar, haber sunduğu günlerde
babasıyla buluşturduğu kıza) 5) “Bize nasıl kullanıldığını
gösterebilir misiniz lütfen?” (Gülgün Feyman, kadınlar için üretici
firma yetkilisine)
Diji Kodu
Mehmet Ali Erbil'e yapılan haksızlık değil, vicdansızlık
Gazeteler sadece patronlarının TV kanallarının reklamını yapıyor.
TV kanalları sadece kendi gazetelerini ön plana çıkarıyor.
Grupların FM radyoları da üçüncü ve küçük kardeş olarak görevlerini
yapıyor. Künyesi ve yazarları meçhul bazı internet siteleri de
belli medya gruplarını açıkça destekliyor. Tüm bunlar yetmiyormuş
gibi, şimdilerde sinema filmleri de gruplara ayrıldı. Örneğin şu
günlerde medyanın bir grubu Yılmaz Erdoğan'ın filmini göklere
çıkarırken, Mehmet Ali'nin filmini de yerden yere buruyor.
Profesyonelce düşünülmüş karalayıcı ve yıpratıcı taktikler. Nedeni
ise çok basit. Mehmet Ali Erbil, atv'ye program yapıyor, yani rakip
grubun savaşçısı. Öyleyse vurun, öldürün... Oysa aynı Mehmet Ali,
üç ay önce onların prensi idi. Yarın da büyük bir olasılıkla Yılmaz
Erdoğan ile Cem Yılmaz diğer grup tarafından ele alınacak. Olan
masum Türk halkına oluyor. Neye, kime ve neden inanacağını
şaşırdı.
Sekreter iken 'Devlet sanatçısı' yapıldı. Hâlâ...
TV 8'de Emelce'ye göz atınca karşıma Safiye Soyman çıktı. Hani
Ankara'da bir devlet dairesinde santral memuresi iken, Türk sanat
müziği sanatçısı olmaya karar veren, Diyarbakırlı hayırsever ve
sanatsever sayesinde Devlet sanatçısı bile olan ve sanatçı olarak
emekliye ayrılan Safiye Soyman... Bu ülke batmıyorsa Allah'ın
gerçekten sevgili kuluyuz. Safiye popüler sanat alemini en güzel
anlatan örnektir. Her neyse Safiye Soyman, Emel'in programına Sibel
Can'ın annesinin cenazesinden geliyormuş. Boynunda kürkler, yüzünde
botokslar, dudağında silikonlar peh peh peh... İyi ki cenazeden
gelmiş. Bir de hazırlansa... Bu kadar genç ve güzel(!) kalmasını
sırtüstü yatmasına bağladı. Sanki halkla dalga geçiyor. Diğer konuk
Ercan Akışık 'Her gördüğümde başka bir insan. Safiye sen misin?
diye sordu. Safiye, yeni albümünü tanıtmak için TV'leri dolaşıyor.
Bu yaştan sonra acaba Muazzez Abacı mı olacak?