Tayyip'i de Melih'i de asacağız!
Abone olAK Parti İstanbul Gençlik Kolları tarafından İstanbul Üniversitesi'nde 28 Şubat toplantısı düzenlendi
AK Parti İstanbul Gençlik Kolları tarafından İstanbul
Üniversitesi'nde düzenlenen ve 28 Şubat döneminin mağdurlarını bir
araya getiren toplantıya katılanlar sürece ilişkin çarpıcı
açıklamalar yaptı.
Dönemin Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, o dönemde eşi ile katıldığı bir toplantıda bir paşanın "Darbe yakın, darbeyi yapacağız. Tayyib'i de Melih'i de asacağız." diyerek eşine tepki gösterdiğini anlattı.
Vezneciler Kampüsü'nde düzenlenen 'İstanbul Üniversitesi 28 Şubat ile yüzleşiyor' konulu konferansa Yazar Abdurrahman Dilipak, Eski Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe ve Eski MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat katıldı.
DARBE YAKIN, TAYYİP'İ DE MELİH'İ DE ASACAĞIZ
Eşi ile birlikte katıldığı ve bir çok üst düzey bürokratın da
hazır bulunduğu bir toplantıyı aktaran Karatepe, 28 Şubat döneminde
askeri yetkililerin davranışlarına ilişkin ilginç bir anekdot
anlattı. Karatepe, toplantı sırasında eşinin kendisini yanına
çağırdığını belirterek, "Toplantıda hanımlar kendi
konularını konuşuyor, erkekler de siyaset futbol falan konuşuyor.
Bir süre sonra eşim el işaretiyle beni çağırdı. Yüzü bozulmuştu.
Yanına gittim,' gidelim buradan' dedi. Ne olduğunu sordum, dedi ki;
'Bu paşa buraya kadar geldi dedi ki, 'darbe yakın, darbe yapacağız,
Tayyib'i de Melih'i de asacağız' dedi. O zaman Sayın Başbakanımız
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı , Melih Bey de Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı. Ben, 'o içiyor kafayı buldu, bırak
dedim. Yok dedi. Bu daha önce de iki kere aynı şeyi
söyledi." dedi.
Toplantının konuşmacılarından Yazar Abdurrahman Dilipak da kıyafet özgürlüğü konusunda insanların bir tavır geliştirmesi gerektiğini, aksi halde başarılı olunamayacağını söyledi. Dilipak, kravat takmamasını, takanlara karşı bir tavır olarak görmediğini, onlara saygılı olduğunu ancak Şapka Giyme Kanunu olduğu sürece bu şekilde giyinmeyi tercih ettiğini kaydetti. Dilipak, "Bunu bir direniş ahlakı geliştirmeniz için anlatıyorum, yoksa kazanamazsınız" ifadelerini kullandı.
Dilipak ayrıca, darbelerin insan zihnine yönelik olduğunu belirterek darbecilerin de dünya haritaları gibi insanların zihinlerini değiştirdiğini sözlerine ekledi.
BEKÇİ KULÜBESİNİ İKNA ODASINA ÇEVİRMİŞLER
Toplantıya katılanlar arasında çok sayıda başörtüsü mağduru da vardı. 28 Şubat döneminde başörtülü oldukları için okuldan atılan öğrencilerden Zeynep Çağış, ikna odası uygulamasını anlattı. Üniversitenin bekçi kulübesini 'ikna odası' olarak kullanıldığını ve buraya alınan öğrencilerin önce sözle başlarını açmaya ikna edildiklerini söyledi. Kendisinin kayıt kuyruğundan alınarak bu odaya götürüldüğünü söyleyen Çağış, "Beni onların yanına götürdüler. Bu şekilde okula devam edemeyeceğimi söylediler. Sebep olarak da üniversitenin aldığı bir yasak kararı olduğunu söylediler. Ben 4 yıldır okuduğumu böyle bir yasak olmadığını söyledim. Başörtümü açmadığım için de kaydımı yapmadılar." dedi.
Sabah meydana gelen ve bazı grupların çıkardığı olaylara da atıfta bulunan Çağış, üniversiteye alınmadıkları dönemleri kast ederek, "O gün polis ben içeri girmeyeyim diye bekliyordu, bugün polis kapıda ben içeri gireyim diye bekliyor. Bu, Türkiye'nin acı bir konjonktürüdür." dedi. Dönemin ikna odaları uygulaması ile bilinen Nur Serter'in de bu uygulamayı kabul etmemesiyle ilgili konuşan Çağış, "Dönemin canlı tanıkları hayatta, bunu söylemiş olması da çok komik." diyerek tepkisini ortaya koydu.