Tayyip bey 10 yıldır nikah soruyordu
Abone olANAP’tan AK Parti’ye geçen Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut, eski partisiyle polemiğe girmeyeceğini söylüyor.
Bulut, AK Parti’nin, Özal’ın ilk yıllarındaki rüzgarı
yakaladığına inanıyor. 1994’ten bu yana İstanbul’un Bahçelievler
Belediye Başkanlığını yapan ve kuruluşundan bu yana ANAP’lı olan
Saffet Bulut, geçen hafta sonu AK Parti’ye geçti. Bu, erkene
alınması muhtemel yerel yönetim seçimleri öncesinde AK Parti’nin
ilk transferiydi. Transferin perde arkasını ve sürecini Bulut ile
konuştuk. – Neden AK Parti’ye geçtiniz? Merkez sağ bir partiden
geliyorum. ANAP’ta 10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Anlayış
itibariyle de AK Parti, başbakanımızın da ifadesiyle, muhafazakâr
ve demokrat bir parti. Merkez sağ bir partinin belediye başkanı
olarak aynı şeyleri konuşan, rahmetli Özal’ın ilk dönemindeki
açılımı gerçekleştiren bir AK Parti var şu anda. Dolayısıyla bir
yerde buluştuk diyebiliriz. Hizmet etme anlayışımız, hizmet
aşkımız, şevkimiz, heyacanımız; bunların hepsi örtüşüyor. – Geçiş
süreci nasıl oldu? Başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı olduğu günlerden bu yana yani 10 yıldır, her platformda ve
gördüğü yerde bana ne zaman nikahı kıyıyoruz diyerek takılırdı.
Ogünkü şartlarda bunu düşünmedik. Nasip bugüneymiş. Buluşma
noktamız beni rahatlatan bir nokta. Siyasi bir istikrarın
sağlandığı Türkiye’de, ekonomik sorunların da çözülebileceğine
inanıyoruz. Başbakanımıza da bu konuda eskiden beri güveniyoruz. –
En yakın seçimde yeniden aday olacak mısınız? Onun takdiri bana
değil başbakanımıza ait. –Geçerken böyle bir konu görüşülmedi mi?
Hayır hayır. Bu etik bakımdan da doğru değildir. Bu görev verilir.
Halkımız da tekrar bizi isterse olur. – Peki size kalsa görevi
yeniden üstlenmek istiyor musunuz? Bu kararı vermemizde de etkisi
olan yaptırdığım kamuoyu araştırmasında halkımız devam etmemizi
istiyor. – Ne kadarı istiyor? Halk, ANAP’ın dışındaki herhangi bir
partiden seçime girersem yüzde 58, ama AK Parti’den girersem yüzde
65 destekliyor. – Halkın desteği ANAP’tan girerseniz nasıl? Yüzde
48. – ANAP’tan da girseniz kazanacaktınız yani... Geçmiş
dönemlerdeki gibi bu sefer de ANAP’tan girsek oyumuz yüksek çıkar
ama artık hizmet etme yerimiz AK Parti. – Geçiş sürecinde
büyükşehir belediye başkanlığının konusu geçti mi? Böyle bir şey
sözkonusu değil. Dedim ya her şey etik ve şık olmalı. – Belki 10
yıllık tecrübeniz bunu düşündürmüştür... 10 yıllık tecrübem var ama
bunun takdiri bana ait değil. – 10 yıllık Bahçelievler birikimine
sahip bir başkan olarak İstanbul’u yönetirim, metropolün
sorunlarına vâkıfım diyebiliyor musunuz? Partide yeniyim. Haddi mi
de bilirim. Yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem. Bunu
adaylığını açıklıyor, ortaya koyuyor anlamında anlamayacaksanız, en
âlâsını yapabilirim. O birikim de var, şevk ve heyacan da. 10
yıldır 700 bin nüfuslu bir yeri yönetiyorum. – ANAP ile irtibanız
hangi yıllara dayanıyor? 1983 yılında askerden geldim, ANAP’a
kaydoldum. Partinin kuruluşundan beri vardım. –Size göre, başından
beri içinde varolduğunuz ANAP neden barajın altında kaldı?
Vereceğim cevaplar yanlış anlamaya yol açabilir. Yine söylüyorum AK
Parti’de yeniyim. Daha sonra görüşsek herşeyi size anlatırım, izah
ederim. Şimdi anlatsam, ‘ayrıldı partisi hakkında birtakım şeyler
söylüyor’ derler. Bunun nedenleri malum. Yakından biliniyor. Eski
partimle polemiğe girme niyetinde değilim. Onlar beni çekmeye
çalışıyorlar. Ama ben her şeyi şık yapmaya çalışıyorum.
Söyleyeceklerim polemiğe çekmek isteyenlere prim kazandırır. –
ANAP’tan ne tür tepkiler aldınız? İlçe teşkilatı, ‘bizden seçildin
bizi bıraktın, belediye başkanlığından da istifa etseydin, bizim
oyumuzla geldin’ diyor. Eski partimin oyuyla gelmedim. Hâlâ
saklıyorum: ANAP Bahçelievler’de, 1999 milletvekili seçimlerinde
yüzde 36, belediye seçimlerinde ise yüzde 67 oy aldı. İki kat oy
almışım. Polemik istemiyorum. Zarar verme niyetinde değilim. Davam,
kırgınlığım da yok. – Yıllardır tecrübe ettiğiniz yerel yönetim
problemlerini AK Parti iktidarının çözümleyebileceğine inanıyor
musunuz? Türkiye’de yerel yönetimlerin sorunlarını çözebilecek tek
iktidar AK Parti iktidarıdır. Çünkü başbakanımız belediye
başkanlığından gelme. İstanbul metropolünü başarıyla yönetti. Bütün
sorunları bizzat biliyor. Yerel yönetimler reform tasarısının hem
çıkacağına, hem de bu alandaki sıkıntıların yüzde yüze yakın oranda
üstesinden gelineceğine inanıyorum. – Sıkıntıları ana hatlarıyla
özetler misiniz? 20 yıl önce 3030 sayılı büyükşehir belediyelerini
düzenleyen yasa hazırlanırken aksayacak yönler görülmedi. Çok
sayıda aksama oldu. Bunlardan en basiti büyükşehir ve ilçe belediye
arasındaki görev karmaşasıdır. 3030’a göre ana caddelerin —bizde
30’dan fazla ana cadde var— bakım, onarım ve herşeyleri büyükşehire
aittir, biz yaparız. Ama buradaki ilan, tabela, reklam vergilerini
büyükşehir alır. Her gün 700 ton çöp çıkıyor. İkincisi İGDAŞ ve
İSKİ gibi alt yapı kuruluşlarının kazılarının yol açtığı
sıkıntıların çözülmesinde ilçe belediyeleri görevsiz. Bu kurumlara
talimat verme yetkisi yok. Ricayla sorunlar gideriliyor. Bunlar
çoğaltılabilir. Bir de 1580 sayılı yasa artık eskidi. – Bir türlü
çıkmayan yerel yönetimler yasası bu sorunları çözecek mi? Öyle
görüyorum. – Yeni yasa tasarısı neleri öngörüyor? Belediye
başkanlarının yetkileri artırılıyor, bazı sorumluluklar onlara
veriliyor. Şu anda okulların badana, boya ve tamiratlarını bütçeden
yapamıyoruz. Sorumluluğu bizde olsa rahatlıkla bütçeden karşılarız.
Hayırseverlerden temin ederek hallediyoruz. Yapamadıklarımız da
oluyor, bu defa eleştiri alıyoruz. – Yine yasa ile az önce
anlattığınız görev karmaşası da ortadan kalkacak mı? Tabii ki. O
zaman sadece ilçeleri birbirinden ayıran ana yollar büyükşehirin
sorumluluğunda olacak. Mesela Güngören ile sınırı belirleyen
Bağcılar yolu gibi. Diğer ana caddelerin gelirleri de bize kalacak,
bakım ve onarımlarını da biz yapacağız. – Hazine arazilerinin
değerlendirilmesiyle ilgili bir projeniz vardı, hangi aşamada?
Bahçelievler’de, özellikle Yenibosna, Havaalanı kavşağında çok
kıymetli hazine arazileri var. Bunların değerlendirilmesiyle bir
çok hizmeti yapmak mümkün. Bahçelievler ilçesi Bakırköy’den
ayrılırken kamu binaları yoktu. Bu binaları yapmak devletin görevi.
Ama devletin bunlara ulaşması çok zor. Ancak her belediye başkanı
ilçesinde proje üretip, kaynak oluşturarak problemleri çözmek
zorunda. Biz de onu yaptık. Devlete iş yapacağım diye beş senedir
oligarşik bürokrasiyle uğraşıyorum. Bakın ne yaptım: Hazine’nin
Sağlık Bakanlığı’na tahsis ettiği 14 bin metrekarelik yeri,
Yenibosna’daki Teknik Hizmetler binamızla takas ettik. Aldığım yeri
kat karşılığı ihaleye çıkarttım. Bunun karşılığında devlete
otoparklar hariç 31 bin metrekare bina kazandırıyorum. Belediye
hizmet binası, hükümet konağı, vergi dairesi, kamu sağlığı, verem
savaş dispanseri, diş hastanesi... Sağlıkla ilgili olanları hariç
hepsi bir kompleks içinde olacak. 2003 sonunda, önümüzdeki
seçimlere kadar, yani bir yıl içinde bu binaları alacağım. Bunları
devlet yapmış olsaydı ödenek ayrılmasında sıkıntı çekilecekti,
belki de 10 sene de bitmeyecekti. Bu proje Türkiye’deki ilk
örnektir. Kaynak : Aksiyon