Taravih namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır
Abone olTeravih namazı nasıl kılınır? Teravih namazı kaç rekattır? Teravih namazı ile ilgili tüm detaylar haberimizde... Teravih namazı detayları;
Terâvih namazı, Geleneksel İslamda Ramazan ayında her
gece kılınan bir namazdır. Erkekler ve kadınlar için sünnet-i'
müekkede kabul edilir ve yirmi rekat cemaatle kılınır. Tek başına
da kılınabilir.
Teravih namazının vakti, yatsı namazından sonra başlar, sabah
namazı vakti girinceye kadar devam eder. Teravih namazı yatsıya
tâbi bir sünnet olduğu için, vitir namazı teravihden sonra
kılındığı gibi, önce de kılınabilir. Âdet olan, teravihi önce kılıp
vitri sonra kılmaktır. Bu sebeple teravihin bir kısmında imama
yetişen bir kimse, imam vitre kalkınca imamla beraber önce vitri
kılıp sonra teravihten kılamadıklarını kazâ etmesi câizdir. Teravih
namazı vakti içinde kılınmazsa, vakti dışında ne cemaatle, ne de
tek başına (münferiden) kazâ edilmez.
İki veya dört rekatte bir selam verilir. Her selamdan sonra
biraz oturmak sünnettir. Bu esnada salevat-ı şerife, salat-ı
ümmiye, ayet veya dualar okunur.
TERAVİH NAMAZI NASIL KILINIR?
Diğer nafile namazlardan teravih namazının kılınışın bir farkı
yoktur. Yani iki rekât bir namaz nasıl kılınıyorsa, mesela sabah
namazının sünneti diyelim teravih namazının iki rekâtı o şekilde
kılınır. Ondan sonraki bütün rekâtlar da bir birinin benzeridir.
Sabah namazının iki rekat sünnetini veya farzını ölçü alabiliriz.
Teravih namazı yatsı ile vitir arasında kılınmalıdır.
TERAVİH NAMAZINI CEMAATLE KILMAK
Teravih namazının cemaatle kılınması kifaî sünnettir; yani,
bir yerleşim yerinde en az bir mecliste cemaatle teravih namazının
kılınması gerekir. İki rekâtta bir selâm vererek kılınması en
faziletli olanıdır. Aralarda salât u selâm, cevşen-i kebîr, esma-ı
ilahî ve "hizbu'l-hasin", "hizbu'l-masun" gibi dualar
okunabilir.
TERAVİH NAMAZI KAÇ REKAT?
Günümüzde bazıları Hazreti Aişe validemizden rivayet edilen
bir hadisi esas alarak teravih namazının sekiz rekât olduğu
üzerinde ısrarla durmaktadırlar. Ne var ki, İbn Abbas (radıyallahu
anh) Peygamber Efendimiz'in Ramazan'da yirmi rekât ve vitir
kıldırdığını rivayet etmiştir. Dahası, bu hususta sahabe
efendilerimizin fiili icması vardır. Nitekim teravih namazı Hanefî,
Şafiî, Hanbelî mezheplerine göre yirmi rekâttır. Malikî mezhebinde
ise yirmi ve otuz altı rekât olduğu şeklinde iki görüş vardır;
yirmi rekât olduğu fikri daha yaygındır. Binaenaleyh, çok yaşlı ve
hasta kimseler, sadece sekiz rekâta güç yetirebiliyorlarsa, hiç
olmazsa o kadarını eda etmeli; ama gücü ve kuvveti yerinde olan
mü'minler teravih namazını mutlaka yirmi rekât olarak ikame
etmelidirler.
HATİMLE TERAVİH NAMAZI
Ulema, teravih namazını Kur'an-ı Kerîm'i en az bir kere
hatmederek kılmanın sünnet, birden fazla hatimle ikame etmenin ise
bir fazilet olduğunu belirtmişlerdir. Selef-i salihîn, Ramazan
boyunca teravihte Kur'an'ın hepsini okumuş veya okuyan birinin
arkasında namaz kılmışlardır. Ne var ki, daha sonraki dönemlerde
cemaatin durumu nazar-ı itibara alınarak, teravih namazını
insanları camiden uzaklaştırmayacak bir şekilde kıldırmanın daha
uygun olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır.
Teravih, Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup "rahatlatmak,
dinlendirmek" gibi anlamlara gelir. Ramazan ayına mahsus olmak
üzere yatsı namazından sonra kılman sünnet namazın her dört
rekatının sonundaki oturuş, tervîha olarak adlandırılmış, sonradan
bu kelimenin çoğulu olan teravih kelimesi ramazan gecelerinde
kılınan nafile namazın adı olmuştur.
Teravih, sünnet-i müekkededir. Kadın ve erkek için orucun
değil ramazan ayının sünnetidir. Teheccüt namazı 12 rekatı
geçmediği halde, teravih namazı yirmi rekattır. Yatsı namazı
kılındıktan sonra ve vitirden Önce kılınır. Teravihin cemaatle
kılınması kifâî sünnettir. Teravih on selâm ile kılınır ve beş
tervîha (dinlenme) yapılır. Yani her iki rekatta bir selâm verilip,
her dört rekatta bir istirahat edilir. Besinci tervîhadan sonra
yine cemaatle vitir namazı kılınır.
Peygamberimiz ramazan gecelerini ihyaya daha fazla önem vermiş
olmakla birlikte, rivayetlerden anlaşıldığına göre bu, o gecelerde
Peygamberimizin daha çok sayıda nafile namaz kıldığı anlamına
değil, gecenin her zamankine göre daha büyük bir bölümünü ibadetle
geçirdiği anlamına gelmektedir.
Teravih namazının 20 rekat olduğu çoğunluk tarafından kabul
edilmekle ve müslümanlar arasında yerleşik teamül de bu yönde
olmakla birlikte, zaman zaman bunun 20 rekat kılınmasının sünnete
aykırı olduğu, 8 rekat kılınmasının daha doğru olacağı iddiaları
gündeme gelmektedir. Bu sebeple teravihin rekat sayısını tesbit
amacıyla teravih uygulamasının tarihçesine bir göz atmak
istiyoruz.
Hz. Peygamber, teravih namazını birkaç gece dışında sürekli
olarak tek başına kılmış ve arkadaşlarını "Kim ramazan namazını
(teravih) inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek kılarsa onun
geçmiş günahtan bağışlanır" diyerek bu namaza teşvik etmiştir
(Buharı, "Salâtü't-terâvîh", 1; Müslim, "Salâtü'l-müsâfîrîn",
174).
Bu husustaki rivayetlerden birisi şöyledir: Hz. Peygamber
ramazanda Mescid-i Nebevî'de itikâf için hasırdan bir hücre
edinmişti. Ramazanın son on gününde birkaç gece (Âişe'nin
rivayetine göre iki veya üç gece) buradan çıkıp cemaatle hem yatsı
namazını hem de teravih namazını kılmıştı. İnsanlann yoğun ilgisini
görünce bir gece yatsı namazını kıldırıp hücresine çekilmiş ve
teravihi kıldırmak için çıkmamıştı. İnsanlar Hz. Peygamberin
çıkacağını umdukları için beklemişler, hatta uyuduysa uyansın diye
öksürmeye başlamışlardı. Hz. Peygamber (sabah namazı vaktinde)
dışan çıkıp, orada bekleyenlere şöyle demiştir: . "Sizin teravih
kılmak hususundaki arzunuzun farkındayım, bu namazı size kıldırmam
için bir engel de yoktur, fakat teravihin size farz kılınmasından
endişe ettiğim için çıkıp kıldırmadım. Şayet farz kılınacak olsa
bunu hakkıyla yerine getiremezsiniz. Haydi evlerinize gidiniz. Farz
namazlar dışında, kişinin kıldığı en faziletli namaz evinde kıldığı
namazdır" (Buhârî, "Salâtü't-terâvîh", 2; Müslim,
"Salâtü'l-müsâfîrîn", 178).
Ebû Zerr'in bir rivayeti ise şöyledir; Hz. Peygamber ramazanın
bitmesine bir hafta kalıncaya kadar bize farz dışında hiçbir namaz
kıldırmadı. Ramazanın 23. gecesinde gecenin ilk üçte biri
geçinceye kadar bize namaz kıldırdı. Ramazanın bitmesine altı gece
kalınca bize namaz kıldırmadı. Beş gece kalınca, gecenin yarısı
geçene kadar bize namaz kıldırdı. Ben, "Ey Allah'ın resulü, gecenin
kalan yarısında da bize namaz kıldırsaydınız" deyince, Hz.
Peygamber cevaben "İmam namazı bitirinceye kadar onunla namaz
kılmak bütün geceyi ihya etmeye eşdeğerdir" buyurdu. Ramazanın
bitmesine dört gece kala, gecenin üçte birine kadar beklediğimiz
halde, Hz. Peygamber bize namaz kıldırmadı. Ramazandan üç gece
kalınca Hz. Peygamber ehlini, kadınlarını ve arkadaşlarını
topladı, bize bütün gece namaz kıldırdı. Namaz o kadar uzadı ki biz
sahuru geçireceğiz sandık. Ramazanın geri kalan gecelerinde Hz.
Peygamber bize namaz kıldırmadı (Ebû Dâvûd, "Salât", 318).
Kuvvetli rivayetler, Hz. Peygamber'in ramazanın son birkaç
günü mes-cidde teravih namazı kıldırdığını göstermektedir. Bu
rivayetlerde, teravihin kaç rekat olduğu belli değildir. Yine
teravih namazına ilişkin bu rivayetlerin sunuluş şekli ve içeriğine
bakılarak teravih namazının, sadece Hz. Peygamberin son ramazan
ayında söz konusu olduğu gibi bir izlenim de edinilmektedir, çünkü
teravih uygulaması, birkaç ramazan devam etmiş olsaydı, hiç değilse
sayısı konusunda bir netlik elde edilmiş olurdu.
Buhârî'deki ifadeye göre "Hz. Peygamber'in gece namazı"
hususunda sorulan bir soruya cevaben Âişe şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber ramazan geceleri de dahil hiçbir gece on bir
rekattan fazla nafile namaz kılmamtştır. Öyle bir dört rekat namaz
kılardı ki, o dört rekatın ne kadar uzun ue ne denli güzel olduğunu
hiç sorma! Ardından aynı şekilde bir dört rekat daha kılardı. Daha
sonra üç rekat daha kılardı. Ben bir keresinde 'Ey Allah'ın resulü!
Vitir kılmadan mı uyuyacaksın?' diyecek oldum, bana dedi ki: Ey
Âişe, benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz" (Buhârî,
"Salâtü't-terâvîh", 1).
Bu rivayete göre Hz. Peygamber'in geceleyin kıldığı nafile
namaz üç rekatlık vitir hariç tutulacak olursa toplam sekiz rekat
olmaktadır. Hz. Peygamber'in, arkadaşları ile sekiz rekat teravih,
sonra da vitir kıldığına dair olan rivayetler de dikkate alınacak
olursa, teravih namazını sekiz rekat kıldığı ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan Hz. Peygamber'in teravih namazını 20 rekat kıldırdığına
dair bir rivayet de bulunmaktadır. Hadis bilginleri bu rivayetin,
öteki meşhur rivayetlere aykırı olduğu ve senedinde cerhedilmiş bir
kişi bulunduğu için zayıf olduğunu söylemişlerdir. Teravih namazı
konusunda sahabe uygulamasına gelince; Hz. Peygamber'in vefatından
sonra Ebû Bekir ve kısmen de Ömer döneminde teravih namazı
münferiden, yani cemaat olmaksızın kılınmaktaydı. Bir ramazan
gecesi Ömer mescide çıktığında, halkın dağınık bir şekilde teravih
namazı kıldığını görmüş ve dağınık bir şekilde kılmak yerine
insanları bir imamın arkasında toplayıp teravih namazının cemaatle
daha derli toplu ve düzenli bir şekilde kılınmasının uygun
olacağını düşünmüş ve ertesi gün Übey b. Kâ'b'i teravih imamı tayin
etmiştir. Ömer insanların bu şekilde derli toplu ve düzenli olarak
teravih namazı kılmalarını da "Bu ne de güzel bir yeniliktir!" diye
nitelemiştir. Yenilik diye tercüme ettiğimiz bid'at kelimesi, Hz.
Peygamber zamanında olmayıp, ondan sonra ortaya çıkan anlayış ve
uygulamalar için kullanılmaktadır. Teravih namazı, Hz. Peygamber
tarafından birkaç kez cemaatle kılındığına göre, Hz. Ömer'in "Bu ne
güzel bir yeniliktir" sözü, teravih namazı kılmanın bir yenilik
olduğunu göstermez. O halde Hz. Ömer bu sözle ya teravihin düzenli
olarak cemaatle kılınmasını, ya Hz. Peygamberin kıldığı sayıya
ziyade yapılmış olmasını, yani sekizden yirmiye çıkarılmış
olmasını, ya da her ikisini birlikte kastetmiş olacaktır.
Öte yandan, sahabe zamanında teravih namazının yirmi rekat
kılındığı konusunda icma bulunduğu ileri sürülmektedir. Mâlik,
Muuatta adlı eserinde Hz. Ömer'in, Übey b. Kâ'b ile Temim
ed-Dârî'yi ramazanda cemaate 11 rekat namaz kıldırmak üzere teravih
imamı tayin ettiğini, imamın her rekatta yaklaşık 100 âyet
okuduğunu, kıyamın uzaması sebebiyle bir kısım cemaatin bastona
dayanmak ihtiyacını hissettiğini ve fecrin doğmasına yakın bir
zamanda evlere dağıldıklarını kaydetmiştir. Kimi bilginler teravih
namazının 11 rekat kılındığı rivayetinin yanlış olduğunu ileri
sürerken, kimileri 11 rekat kılma uygulamasının teravihin cemaatle
kılınmaya başladığı ilk günlere ait olduğu, sonralan teravih
namazının 20 olarak yerleştiği yorumunda bulunmuşlardır. Bu yorum,
Hz. Peygamber'in 11 rekat dışında gece namazı kılmadığı rivayetiyle
uyumludur.
Bu rivayetlerden anlaşıldığına göre teravih namazı sekiz rekat
olarak kıldırılıyor, fakat her bir rekatta yaklaşık 100 ayet
okunduğu için bu namaz oldukça uzun sürüyordu. Maksat belli bir
sayıda namaz kılmak değil, geceyi ihya etmek olduğu için gitgide,
her bir rekatta okunan âyet sayısı azaltılmış, buna mukabil
teravihin rekat sayısı artırılmıştır. Ömer'in uygulamasıyla bu sayı
20 olarak yerleşmiş, Hz. Osman ve Hz. Ali zamanında ve daha
sonraları bu şekilde devam etmiştir. Gerek Sünnî gerek Şiî fıkıh
mezhepleri içinde teravih namazının 20 rekattan az olduğunu
söyleyen bir mezhep yoktur.
Bu açıklamalara göre teravih namazının sekiz rekatının Hz.
Peygamber'in sünneti, geri kalan 12 rekatının ise, teravihin 20
rekat olduğuna dair zayıf rivayet dikkate alınmayacak olursa,
sahabenin sünneti ve İslâm ümmetinin ramazan ayını ihya gayesiyle
yaşattığı geleneği olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumu
birbirinden ayırmak için bazı Hanefîler teravih namazının ilk
sekiz rekatının râtibe sünnet, geri kalan 12 rekatının ise müstehap
olduğunu söylemişlerdir.