Talat isterse asker çekilir mi?
Abone olLokmacı geçiti Orgeneral Büyükanıt'a rağmen yıkıldı. Erdoğan da Talat'a destek çıktı. Ya Talat askeri de çek derse...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Lokmacı
Geçidi'nin yıkılması olayında hem AKP hükümetine, hem de KKTC
Cumhurbaşkanı Talat'a tepkili. Olayın, Rumlara verilmiş
gereksiz bir taviz olduğunu söyleyen Öymen, Erdoğan'ın da,
Talat'ın da 'dış baskılara direnemediklerini'
savundu. Öymen'e göre, MİT Müsteşarı'nın açıklamaları da
"son derece ciddi bir rahatsızlığın ifadesi".Öymen
ile Meclis kulisinde sohbet ettik...
FATMA SİBEL YÜKSEK-İnternethaber/
ANKARA
Sayın Öymen, Lokmacı geçidi konusunda Başbakan Erdoğan'ın
son yaklaşımı şudur: "Bu Kıbrıs'ın içişidir, biz karışamayız. Ancak
garantör ülke olarak aldıkları karara saygı duyar destekleriz..' Ne
dersiniz? Garantör ülke olmak böyle davranmayı mı
gerektiriyor?
Olur mu efendim? Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde taraf olamayacağını
söylemek mümkün değildir. Türkiye'ye garantör ülke statüsünü Kıbrıs
devletini kuran Londra ve Zürih anlaşmaları vermiştir.Bu anlaşmara
göre bugün Türk askerleri orada bulunuyor. Türkiye'nin orada söz
sahibi olmadığını söylemek, Türkiye'nin bu anlaşmalardan doğan
haklarını yok saymak anlamına gelir. Kıbrıslı Türkler, "Türk
askerini çekin" deseler, siz "madem ki öyle istiyorlar" diye asker
mi çekeceksiniz? Allah korusun!
Yani, sadece Rumlar değil, Kıbrıs Türkleri de istese asker
çekilmez öyle mi?
Hayır, kimin istediğinin önemi yok. Türkiye orada,
garantör ülke olarak asker bulunduruyor. Kaldı ki, Kıbrıs devletini
kuran anlaşmalar TBMM tarafından onaylanmıştır..Yani, TBMM'nin de
söz hakkı vardır. Sonra Kıbrıs'la ilgili alınan çeşitli kararlarda
AKP'nin de desteği var...Şimdi AKP'li üyeler, "Bu Kıbrıs'ın
içişidir, onlar nasıl isterse öyle olsun. Biz karışmayız"
diyebilirler mi?
O zaman, neden böyle birden bir KKTC'nin 'içişi' oldu bu
mesele?
Dış baskılara karşı direnemiyorlar, yabancıların
taleplerini reddetme kararlılıkları yok da ondan..Bunu yapamayınca,
ortadan sıyrılmak için 'Kıbrıs'ın içişi' diyorlar...
Mehmet Ali Talat'ı Sayın Büyükanıt ile Abdullah Gül
buluşturdu..Bu yöntemi doğru buldunuz mu?
KKTC Cumhurbaşkanı'nı Genel Kurmay Başkanı'na götürüyorsunuz...Siz
protokol memuru musunuz? Götürüyorsanız, sizin de o görüşmede
söyleyecek lafınız olmalı..Arabuluculuk mu yapıyorsunuz? İşiniz ne
orada? Niçin askere götürmeden önce Meclis'e getirmiyorsunuz? Niye
bu meselenin siyasi boyutunu öncelikle tartışmıyorsunuz Meclis'te?
Niçin Meclis'in bu konudaki iradesini hiç merak etmiyorsunuz?
Yanlış şeyler bunlar..
Peki, Kıbrıs hükümeti gerçekten böyle bir adımı gerekli
görmüş ve Türkiye'den bağımsız bir karar almış olamaz
mı?
Valla, daha önce böyle bir örnek hiç yaşanmadı..KKTC ile Türkiye
arasında her zaman yakın bir koordinasyon olmuştur.Üstelik, daha
bir ay önce Güney Kıbrıs, AB'de Türkiye'ye çok ağır bir darbe
indirdi. Hiç örneği görülmemiş bir ceza verilmesine yol
açtı...Şimdi kalkıp da Güney Kıbrıs ile yakınlaşacağız, onu daha
fazla Kuzey'e çekeceğiz gibi tavizkar bir yaklaşıma ne gerek var?
Anavatanınıza karşı bu kadar hasmane, olumsuz bir tavır sergileyen
Rumlarla yakınlaşmanın zamanı şimdi midir? Karşı taraftan hiç bir
adım atılmamışken, çözüm doğrultusunda hiç bir girişim
yapılmamışken bu tek taraflı, verici yaklaşımların anlamı nedir?
Böyle bir ortamda bunu yapmak demek, "Güney Kıbrıs'ın Türkiye'ye
yönelik aşağılayıcı, AB sürecini engelleyici tavrı bizi hiç
ilgilendirmiyor, biz işimize bakalım" demektir...
MİT Müsteşarı'nın açıklamaları konusunda herkes ayrı bir
yorum yaptı. Siz nasıl değerlendirdiniz? Sizce hükümete yönelik bir
çıkış mıydı?
MİT müsteşarının bu gibi değerlendirmelerde bulunması
alışılmış bir durum değildir. Niçin böyle bir ihtiyaç hissettiğinin
çok dikkatle değerlendirilmesi lazım..Adalet Bakanı, "Bunları bize
her zaman söylüyor, bir yenilik yok" diyor. Her zaman söylüyorsa,
demek ki verdiği mesajların hükümet tarafından iyi algılanmadığını
hissediyor ki bunu kamuoyu ile paylaşmak ihtiyacı
duyuyor..Niçin halkı bilgilendirme ihtiyacı duyuyor? Bunlar çok
ciddi durumlardır..
Açıklamanın muhatabı hükümet yani?
Hükümete söylendiğini "Bunlar bize her zaman söyleniyor" diye
Adalet Bakanı açıkladı...O zaman bir eksiklik var. Hükümete
söylemiş ama, hükümetten bir tedbir görememiş. Halka duyurma,
paylaşma ihtiyacı hissetmesi, ciddi bir sıkıntının olduğunu
gösteriyor. Emre Taner neyi kastetti, Irak'ı mı? Irak'ta bir iç
savaş tehlikesini çok yakın mı görüyor? Kuzey ırak'ta, Kıbrıs'ta
durumun giderek tehlikeye gittiğini mi görüyor? İranla ilişkilere
mi dikkat çekiyor? Bu kadar ayrıntıya girmiyor ama belli ki bir
rahatsızlık var..