Tahliyeler mahkemeye iade edildi!
Abone ol"Paralel yapı" operasyonu kapsamında tutuklanan Hidayet Karaca ve polisler hakkında verilen tahliye kararı mahkemeye iade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat
Bürosu, “yetkisi olmadığı” halde “paralel yapı” soruşturmalarından
tutuklu şüphelilerin tahliyesine karar veren İstanbul 32. Asliye
Ceza Mahkemesi'nin yazdığı tahliye müzekkerelerini, mahkemeye iade
etti.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen tutukluların
avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu
nöbetçi savcısı Orhan Güldiker'e, İstanbul 32. Asliye Ceza
Mahkemesi'nin “yetkisi olmadığı halde” tahliye
kararı vermesinin ardından hazırlanan müzekkereleri işleme koyması
için başvurdu.
Başvuruyu inceleyen savcı Güldiker, İstanbul 32. Asliye Ceza
Mahkemesi'nce verilen tahliye müzekkerelerinin, mahkemeye iadesine
karar verdi.
Kararda, hakimin davaya bakamaması ve reddi hakimin davaya
bakamayacağı hallerinin CMK'nın 22-23 maddelerinde düzenlendiğini
anımsatılarak, yapılan düzenlemeye göre hakimin davaya bakamayacağı
hallerin açıklandığı aktarıldı. Somut olayda sanıklar hakkında
iddianame düzenlenerek açılmış bir davanın söz konusu olmadığına
işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"6545 sayılı yasanın 48. maddesi ile değişik 5235 sayılı Adli
Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri'nin
Kuruluş, Görev ve Yetkileri hakkındaki kanunun 10. maddesi,
kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere
yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gereken
kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları
incelemek amacıyla Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuştur. Yine aynı
yasa kapsamında yer alan 11. madde de 'Asliye Ceza Mahkemeleri'nin
görevlerini tanımlamıştır. Bu düzenlemeye göre, kanunların ayrıca
görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere Sulh Ceza Hakimliği ve
Ağır Ceza Mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere
Sulh Ceza Hakimliği tarafından bakılır.' denilmektedir.
Mahkememizin, 25 Nisan günü şüphelilerin tahliyesine karar
verildikten sonra İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin aynı gün
şüphelilerin ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar
verildiği görülmüş olmakla şüphelilerin ayrı ayrı tahliyelerine
ilişkin karar ve tahliye müzakereleri, yazımız ekinde bila infaz
iade edilmiştir."
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 22 Temmuz 2014'ten beri
sürdürülen "casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpas, 'Selam
Tevhid'de kumpas, Tahşiye grubuna yönelik kumpas ve emniyetteki
paralel yapı” soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan, aralarında
eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt
Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Erol Demirhan,
Serdar Bayraktutan ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet
Karaca'nın bulunduğu şüphelilerin avukatları ile Hrant Dink
cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in avukatı,
İstanbul Adliyesi'nde görevli 10 sulh ceza hakiminin reddi ile
tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesini içeren dilekçeleri, 20
Nisan'da yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza
Mahkemesi'ne sunmuştu.
Bu itirazlara bakma yetkisi olmamasına rağmen talepleri kabul
ederek harekete geçen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi
Metin Özçelik, 21 Nisan'da soruşturmaları yürüten savcılardan
soruşturma dosyalarını istemiş, sulh ceza hakimlerinden de reddi
taleplerine ilişkin savunma istemişti.
SAVCILAR VE HAKİMLERDEN RET
"Paralel yapı"ya ilişkin soruşturmaları yürüten savcılar ise
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu konuda yetkili olmadığını
ifade ederek, soruşturma dosyalarını göndermemiş ve konuyla ilgili
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün yazısını hakim
Özçelik'e göndermişti.
Reddi istenen sulh ceza hakimleri de İstanbul 29. Asliye Ceza
Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik'e cevaben, yetkisinin olmadığını,
reddi hakim taleplerini içeren dilekçeleri kendilerine göndermesini
istemişti. Ancak Özçelik, söz konusu reddi hakim taleplerini içeren
dilekçeleri göndermemişti.
Bunun üzerine hakim Özçelik, İstanbul Adliyesi'nde görevli
bulunan tüm sulh ceza hakimlerin reddine karar vermiş, tahliye
konusunda dilekçeleri ise İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne
göndermişti. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa
Başer de “paralel yapı” soruşturmalarında tutuklu tüm şüphelilerin
tahliyesine karar vermişti. Bu kararların ardından, İstanbul 10.
Sulh Ceza Hakimliği de İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza
Mahkemelerinin aldığı kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu
belirterek, verilen kararların yok hükmünde olduğuna karar
vermişti. Hakimlik ayrıca tüm tutuklu şüphelilerin, tahliye
taleplerini reddetmiş ve bu hallerinin devamına hükmetmişti.
BAKANLIĞIN YAZISI
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 6 Şubat'ta
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda, asliye ceza
mahkemelerinin sulh ceza mahkemeleri kararlarına bakamayacağı, sulh
ceza hakimlikleri tarafından alınan kararlara ilişkin itirazları
değerlendirme makamının yine sulh ceza hakimlikleri olduğu
belirtilmişti.
Tutuklamaya ilişkin karar hakkında sulh ceza hakiminden başka
birinin karar vermesinin yasal olmayacağı vurgulanan yazıda, ayrıca
hakimin reddi müessesesinin, bir adliyede bulunan tüm hakimlerin
toplu olarak reddi anlamında kullanılmasının mümkün olmadığı
kaydedilmişti.