Taha Akyol'dan türbana destek
Abone olBerlin'de düzenlenen tesettür defilesinden etkilenen Taha Akyol, türbanından dolayı çeşitli kesimlerce eleştirilen Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül'e övgüler yağdırdı.
Tesettür Suriye Türkiye Berlin'de Türk ve Alman modacılar bir
"tesettür defilesi" düzenlemiş. Gazetelerde okudum. Kreasyonlar
"Müslüman kültürü ile Batı stili"ni bir araya getiriyormuş.
Avrupa'nın göbeğinde tesettür defilesi! Üstelik yapanlar sadece
Müslüman değil, aynı zamanda Alman tasarımcılar. Bin dört yüz
yıldan beri hiçbir ilmihal kitabında görülmeyen ve "babaannemiz"den
de hiç duymadığımız "moda, defile, tasarım, kreasyon, butik" gibi
terimlerle "tesettür"ün bütünleşmesi?!! Bu ne demek? Diplerdeki
hangi değişimlerin dışavurumu? Başbakan Erdoğan'ın Suriye gezisini
başarılı bulan bir arkadaşım diyor ki: "Avrupa Birliği'yle
görüşmelere başlayacak olan Türkiye'nin Başbakanı'nın eşi ve kızı
tesettürlü... Arap ülkesinin kadını Bayan Esad çağdaş giyimli!
Canım sıkıldı!" Peki, Suriye'de kapalı toplum, devletçi ekonomi ve
tek parti rejimine dayalı Baas Partisi mi moderndir? Yoksa
Türkiye'nin açık toplum, dışa açılma, AB süreci, piyasa ekonomisi,
demokrasi, bireyleşme, çoğulculuk gibi gerçek modernleşme
dinamikleri yönünde yeni bir dinamizmi başlatan AKP mi? Osmanlı
bürokratik elitlerinin "alafranga gardırop" tutkusunu 'çağdaşlaşma'
zannetmemiz bizim modernleşme ufkumuzu daralttı. Toplumsal yapıda
değişme, pazar ekonomisi, pratik rasyonelleşme, statü farklarının
aşınması, "kenar"daki ahalinin "merkez"e gelerek irade sahibi
'halk'a dönüşmesi, kaçınılmaz olarak çoğulculuğun ortaya çıkması ve
özgürleşme gibi fevkalade karmaşık gerçek modernleşme dinamikleri
dikkatimizden kaçtı... Onun için de, türban fobisinden
kurtulamıyoruz. Esma Esad hanımefendiye de Emine Erdoğan ve
Hayrünnisa Gül hanımefendilere de saygı duyuyorum. Türban, bir
'hanımefendi'ye duymam gereken saygıyı asla azaltmıyor. Hatta bunca
aşağılamaya rağmen, "kişilik"lerinde kararlı olmaları da "modern"
bir davranıştır. 'Ortaçağ kadını' bunu yapamazdı. Los Angeles
Times, Emine Erdoğan'ın "dindarlık ve modernliğin bir arada
yaşayabileceğini kanıtlamaya çalıştığını" yazdı. AKP iktidarının
başlattığı "Haydi kızlar okula" kampanyası sırasında UNICEF
yetkilisi Edmond McLoughney Emine Erdoğan'ın bu kampanya için çok
yararlı bir faktör olduğunu belirtti. Mesele 'geleneksel'in
modernleşmesi meselesidir; bu meseleyi anlamak meselesidir! İşte bu
sosyolojik süreçtir ki, "tesettür"le "defile, moda, tasarım" gibi
kavramları bir araya getiriyor. Tesettürlü Bayan Erdoğan "Haydi
kızlar okula kampanyası"nı destekliyor. 1. Ulusal Sosyoloji
Kongresi'ne sunulan bilimsel tebliğde türbanın "geleneksellikten
emansipasyon" simgesi olduğu belirtiliyor. Ve akademik bir kaynak:
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Senem Gençtürk
Hızal, "Bir İletişim Biçimi Olarak Moda: Türkiye'de Toplumsal
Değişme Açısından Örnek Olay İncelemesi, Tesettür Modası." Netice:
AKP ve türbanlı hanımefendiler İslam'daki modernleşmenin
yansımasıdır. 'Modernleşme'yi iyi kavramalıyız. Çağımızda 'tek tip'
değil, "çoklu modernlikler" (multiple modernities) geçerlidir;
zorunlu olarak çoğulculuğu, hoşgörüyü, mutlaka karşılıklı saygıyı
gerektirir. TAHA AKYOL / MİLLİYET