Tabutta kaçan FETÖ'cü bakın kim çıktı!
Abone olSabah gazetesi tabutla kaçan FETÖ'cünün geçmişte MHP'li siyasetçilere nasıl kumpas kurduğunu manşetten verdi.
Terör örgütü FETO'nün kaset komplosunun mağduru MHP'li
Metin Çobanoğlu hain tezgâhın perde arkasını Sabah'tan Şebnem
Bursalı'ya anlattı.
Kaset görüntülerinin yayınlanması için kumpasın merkezindeki
isim olan İbrahim Faruk Bayındır'ın, 2 site ve gazeteye kredi
kartıyla 15 kez yüklü ödeme yaptığı belirlenmişti.
FETÖ'nün kaset kumpaslarının en büyük mağdurlarından biri olan eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu, suskunluğunu bozdu. İşte Çobanoğlu'nun çarpıcı açıklamaları:
TABUTTA FİRAR EDEN BORA-JET'İN ESKİ SAHİBİ FETÖ'CÜ FARUK
BAYINDIR
"MHP'ye kaset komplosu kuranlar ile 17-25 Aralık darbe girişiminde
Erdoğan ve ailesini dinleyenler aynı örgütten. Komplo ortaya
çıkınca Bahçeli bir isme işaret etmişti; Sabah'ın manşetten
duyurduğu özel jetle tabut içinde firar eden FETÖ'cü İbrahim Faruk
Bayındır.
BAHÇELİ 2011'DE ÇOK ÖNEMLİ BİR İSME İŞARET
ETTİ
"Bizimle ilgili görüntüler var, davacıyız" dedik. "Kumpasla ilgili
Ankara'da dava açılacak, birleştirilir" diye düşünüyorduk. Ama 15
Temmuz araya girince onlara da (yargı) çok ciddi yeni yükler geldi.
Burada size çok önemli bir konuyu daha anlatmak isterim. 2011'de
bizimle ilgili komplo ortaya çıkınca, Sayın Bahçeli çok önemli bir
ismi işaret etti. Ve o isim bugün FETÖ'ye en fazla finans desteği
sağladığı ortaya çıkan sözde iş adamlarından biri ve kaçak durumda.
Hatta Sabah gazetesi geçtiğimiz günlerde manşetten duyurdu:
"Tabutta özel uçakla yurtdışına kaçtı" diye...
KİM BU FARUK BAYINDIR?
Evet. Sayın Bahçeli, o dönem İbrahim Faruk Bayındır'ın ismini
söylüyor ve bizzat kendi özel kredi kartıyla MHP ile ilgili yayın
yapan iki internet sitesi ve gazeteye 15 kez ödeme yaptığını
açıklıyor. Frankfurt'ta sahte bir adres göstererek ABD üzerinden
yayın yapan ülkücü bir gazete. Sayın Bahçeli diyor ki, "Bayındır
kimdir? Kredi kartıyla buralara ödeme yapmış mıdır?" Bahçeli bu
açıklamayı Mayıs 2011'de yapıyor. Çalışmalar neticesinde
Bayındır'ın da içinde olduğu kişiler Kırklareli'nde cinayete
karışmış. Yerel bir gazeteci (Haydar Meriç). Fetullah Gülen'in özel
hayatıyla ilgili kitap yazacağından bahseden bu gazeteci denizde
boğulmuş olarak bulunuyor. O dönem bu olayla bağlantı kurulmamış
ama daha sonra Bayındır'ın da aralarında bulunduğu belli isimlerin
bu gazeteci cinayetiyle bağlantılı olduğuyla ilgili dava açıldı ve
bu dava hala sürüyor. Bunlar artık devletin arşivinde. 170 kişi bu
işin içinde. Bunun bir kısmı yurtdışında kaçak. Bir kısmı tutuklu.
Vurgulamak istediğim, 2011'de Sayın Devlet Bahçeli'nin uyarmasıyla
Ömer Faruk Bayındır isminin üzerine gidilseydi birçok şey
aydınlanabilecekti, yeni suçlar işlenmeyecekti belki de.
"ARABAMIZA SALDIRDILAR"
"Recai Yıldırım,
Deniz Bölümbaşı ve ben istifa edip partiden çıktıktan sonra
arabamıza bir saldırı düzenlendi. Bir minibüsle, bizim arabanın
tekerini şişlemeye çalıştılar. Plakasını alamadık ama lastikleri
patlattılar. 7-8 kişiydiler. Bunların hiçbiri ülkücü değil.
Komployu kuranlarla organize edilmiş bir saldırıydı. Tahkikat
yapılmadı. Yapılsa da kapatılmak için yapıldı. Minibüs hazırlanmış.
Lastiklerini patlatacak şekilde donanımlı bir ekip ve hepsi de
haplı. O zaman, "Bu işin peşine düşmeyin, daha fazla nasıl mağdur
ederiz" şeklinde bir yaklaşım sergilendi. Biz de artık hepimiz uzak
durduk savcılığa da gitmedik. O zamanki hâkimler, savcılar, emniyet
üstüne düşseydi birçok şey aydınlanırdı. Bugün bu röportajı
yapmamın en önemli nedeni de bu."
BAŞKA HANGİ KUMPASLARI KURDULAR?
Havuzda birçok şeyler var. Yarın belki başkalarına da kumpas
yapılacak. Havuzda biriktirilmiş, zamanı geldikçe kullanıyorlar.
Hep söylüyorum, babamı öldürmüş olsa bile böyle bir adiliği
yapamam. Yine Isparta 2. Ağır Ceza'daki iddianameye göre, MHP'yi
kastederek, "Türkçe Olimpiyatları'na davet ettik gelmediler. Haktan
yana olmadılar. Batılı görecekler" diyorlar. Yani "Herkes bize tabi
olmalı.' Böyle sapkın bir bakış açısına sahip olanların
yapamayacağı bir şey yok.