Aslında inter’un değerli yazarları Süleyman Özışık ile Osman
Diyadin, Kılıçdaroğlu’nun İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’ya
yönelik sözlü saldırısıyla ilgili değerlendirmelerini çok
güzel yapmışlar. Her iki yazının altına imzamı okkalı şekilde
atıyorum,benimse bu “yerinde” yazıların üzerine
ancak ufak tefek ilavelerim olabilir.
Öncelikle Süleyman Soylu, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş
en başarılı İç İşleri Bakanı olduğunu şu bir yıllık süre içinde
cümle aleme gösterdi.
Bu nedenle bir süredir bekliyordum, “saldırı bakalım ne
taraftan gelecek ?”diye…
Bunun için kahin olmaya, ya da komplo teorileri kurmaya hiç
gerek yok.
Nitekim, saldırı aynen FETÖ olayında olduğu gibi içimizden
geldi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan.
Ama biliyoruz ki Kılıçdaroğlu sadece bir emirali.Emir dışardan,
ülkemizi her fırsatta yok etmeye çalışan çokuluslu yapıdan.
******
******
*****
Akabinde Soylu’da, HDP Eş Başkanı Aysel Tuğluk’un
annesinin cenaze törenindeki saldırganlardan biriyle çekilen
fotoğrafının cevabını sosyal medya hesabından tam da 17 Eylül
günü demokrasi şehitlerimizin başında dua ederken çekilmiş
fotoğrafıyla tarihi güne yakışır şekilde verdi.
Tabii anlayana:
“Burada yatan 3 şehidimizin titrine dikkat edin. Asla
tesadüf değildir. Çok açık ve net bir mesajdır.
Başbakan, yani millet iradesi güçlenmesin,
ayağa kalkmasın.
Dışişleri Bakanı, yani uluslar arası sahada işlerine
karışılmasın.
Maliye Bakanı, yani Türkiye ekonomisi gelişmesin, refah
artmasın.
Ama yaptıkları hiçbir hesap tutmamıştır. İşte bu
aziz millet hala buraya geliyor , şehitleri için dua
ediyor ve hatırasına sahip çıkıyor”.
*****
*****
*****
Evet, hiç biri tesadüf değil.
Bugün Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Bakanımıza oynanan
oyun 1960’da Merhum Menderes ve hükümetine oynanan oyunlarla
aynı.
Maalesef içimizdekiler bu oyunlara alet oluyorlar en acı tarafı
da bu…
Ama 15 Temmuz’dan sonra o güruh gördü. Türkiye artık 60’ların,
80’lerin ve 90’ların Türkiye’si değil. O gün Menderes ve 2 bakanını
şehit verdik, 90’larda Özal’ı verdik, ama şimdi
Cumhurbaşkanımızı ve Bakanımızı asla vermeyiz.
Yedirtmeyiz!..
*****
*****
*****
17-21 Aralık 2013’deki hükümete yönelik operasyonun
ardında yatan amaç ne ise?
MİT Müsteşarının savcılık emriyle sorgulanmaya
çağrılmasının ardındaki amaç ne ise?
Cumhurbaşkanının korumalarının ki ABD’de o gün bulunmayanların
bile ABD’de yakalanma emri ne ise?
Bugün İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ve sosyal medyada bir avuç insanın
yürüttüğü linç kampanyası da o.
Nasıl ki Cumhurbaşkanımıza yönelik iç ve dış tehditler peş peşe
geliyorsa, Avrupa ve ABD siyasetinin iç malzemesi olarak dahi
kullanılıyorsa, bu Türkiye’nin büyük bir ülke olma yolunda hızla
ilerlediğinin ve artık çok uluslu yapı tarafından tehlike arz
ettiğinin göstergesidir.
İşte burada maksat Cumhurbaşkanı üzerinden Türkiye’yi vurmak ve
etkisiz hale getirmek.
Şükür FETÖ’nün işgal girişimi dahi bu güne kadar hiç birinde
başarılı olamadılar. Şimdi İç İşleri Bakanı üzerinden hem
Cumhurbaşkanını hem de ülkeyi vurmaya çalışıyorlar.
Tabii ki Soylu'yu istemezler;
Neden?
Çünkü bu bakan yüzünden ülkede terör eskisi gibi at
koşturamıyor,PKK dağlardaki kontrolünü kaybetti.İnlerinden kaçacak
delik arıyorlar.
Çünkü bu bakan yüzünden eskisi gibi uyuşturucu tacirleri
ellerini kollarını sallayarak sokaklarda gezemiyor.
Çünkü bu bakan yüzünden doğu bölgelerimizde halk artık
devletiyle samimi ilişki kurmaya başladı.
Çünkü bu bakan yüzenden doğu bölgelerimizdeki belediyeler halka
gerçek anlamda hizmet etmeye, yol yapmaya, su götürmeye, derdine
derman olmaya başladı.
Çünkü bu bakan yüzünden askeri de, polisi de olması gereken
yerde.
Haliyle, bu bakandan teröristi de rahatsız, mafyası da, çetesi
de, teröriste destek veren siyasi partileri de, STK’ları da ve
yandaşları da…
Tabii ki ülkemizi bölmeye çalışan o çokuluslu yapı ile ajanları
da…
Asla başarılı olamayacaklar. Ülkemizi bölemeyecekler, bizi
birbirimize düşüremeyecekler ve Cumhurbaşkanımızı da, başbakanımızı
da, bakanımızı da alamayacaklar!