Sürekli kontrol şart!
Abone olVerem hastalığına yol açan tüberküloz basilinin tespit edilmesi büyük önem taşıyor..
Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu, toplumda
tüberküloz basilini almış kişilerden tahminen her yıl 15-25 bin
verem hastasının çıkmaya devam edeceğini, bu nedenle başarılı
kontrol programı uygulamasının devamının zorunlu olduğunu
belirtti.
Tüberküloz Çalışma Grubu'ndan 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü
dolayısıyla yapılan açıklamada, 24 Mart 1882'de Robert Koch'un,
Berlin'de verem hastalığına yol açan etkeni bulduğunu açıkladığı
hatırlatılarak, o tarihlerde en çok öldüren, iş gücü kaybına yol
açan hastalığın tüberküloz olduğu, insanlığın en büyük belası olan
bu hastalığın mikrobunun bulunmasının büyük önem taşıdığı
kaydedildi.
"Etkisi açısından bir kıyaslama yaparsak, bugün kansere yol
açan etkenin bulunması gibi düşünebiliriz" denilen
açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bu nedenle 24 Mart
tarihini Dünya Tüberküloz Günü olarak kutladığı
hatırlatıldı.
Dünya Tüberküloz Günü'nün, toplumun eğitimi, verem hastalığının
durumu, sorunları ve ihtiyaçlarına dikkati çekmek ve yöneticilerin
desteğini almak için önemli bir gün olduğu vurgulanan açıklamada,
günümüzde, başta Afrika ve Asya olmak üzere, tüm dünyada veremin
hala çok büyük bir sorun, en çok öldüren ikinci bulaşıcı hastalık
olduğu ifade edildi.
Açıklamada, Türkiye'de başarılı bir verem savaşı yürütüldüğü ve
verem hastalığının azaldığı kaydedilerek, "Dünyadaki olumsuz
örneklerden farklı olarak, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' çerçevesinde
verem savaşı dispanserlerinin çalışmasını sürdürmesi dolayısıyla
ülkemizde bu başarı sağlanmıştır. Çünkü, her ilde ya da her büyük
ilçede verem konusunu bilen, tüberküloz hastalarını, temaslılarını
sıkı bir şekilde izleyen bir ekip bu dispanserlerde bulunmaktadır"
denildi.
Türkiye'de tüberküloz kontrolünün başarısında, Sağlık Bakanlığı
bünyesinde, planlama, eğitim, denetim ve merkezi ilaç alımı yapan
bir daire başkanlığının olmasının büyük önem taşıdığı belirtilen
açıklamada, merkezi ilaç alımı ve dağıtımının son yıllarda etkili
bir şekilde yapılmasının ilaç eksikliği kavramını unutturduğu
kaydedildi.
Açıklamada, verem savaşının sürekliliğinin önemine işaret edilerek,
şu bilgilere yer verildi:
"Toplumumuzda tüberküloz basilini almış kişilerden tahminen her yıl
15-25 bin verem hastası çıkmaya devam edecektir. Bu nedenle
başarılı kontrol programı uygulamasının devamı zorunludur. Verem
savaşını aksatmak, dünyada ve ülkemizde örnekleri görüldüğü gibi
verem hasta sayısının daha da artmasına, ilaca dirençli olguların
çoğalmasına neden olmaktadır.
Verem savaşının devamlılığının sağlanması için Sağlık Bakanlığı
bünyesinde verem savaşı için Daire Başkanlığı'nın mevcut
fonksiyonlarını sürdürecek bir yapının olması gereklidir. Verem
savaşında ilaç eksikliği yaşanmaması ve illere göre farklılıklar
olmaması için ülke genelinde merkezi ilaç alımı ve dağıtımı düzenli
şekilde sürdürülmelidir. Bu, hem yeni hasta tedavisi hem de ilaca
dirençli hasta tedavisinde kullanılan ilaçlar için gereklidir.
Verem hastalığı ve verem savaşı konusunda eğitimli ve deneyimli
kişilerin bulunduğu verem savaşı dispanserlerinin varlığını
sürdürmesine gerek vardır. Verem savaşı dispanserlerinin ve
buralarda çalışan personelin, ihtiyaca göre yapılandırılması uygun
olacaktır. Verem hastalarının tanı ve tedavisi ile uğraşan sağlık
çalışanlarına, işleri gereği basil (mikrop) bulaşma riski vardır.
Bunun için önlemler alınmalıdır. Risk nedeniyle bu çalışanların
özlük haklarında gerekli düzenleme yapılmalıdır."