Süleymaniyede is odası utandırdı
Abone olSüleymaniye Camii tadilattan geçiyor. Çalışmalarda tesadüfen gizli çiniler keşfedildi. İlginçlikler bununla sınırlı değil.
Süleymaniye Camii'nde hattatların kaliteli mürekkep için
gittikleri is odasının hali Mimar Sinan'nın kemiklerini
sızlattı.
Sinan'ın aydınlatmada kullanılan Kandillerin çıkardığı isleri bir yerde topladığı is odası duvar yazısına dönüşmüş. İs odasına girenler sevgilisini, memleketini, asker arkadaşını ya da tuhaf şekiller yazmışlar.
Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" diye nitelediği,
İstanbul'un ve Türkiye'nin en ihtişamlı camii Süleymaniye, 452 yıl
sonra ilk kez kapsamlı bir restorasyonla özgün mimarisine zarar
veren hatalı onarımlardan kurtarılıyor.
Alınan bilgiye göre, Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğünün, Roma, Bizans,
Osmanlı imparatorluğunun birbirlerinden devşirdikleri kültür mirası
üzerinde bulunan İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olma
hazırlıkları kapsamında başlattığı Süleymaniye Camisi'ndeki
restorasyon çalışmaları devam ediyor.
CAMİDEN MUHTEŞEM FOTOĞRAFLAR
Gür Yapı İnşaat tarafından 2008 yılında başlatılan ve yaklaşık 21
milyon liraya mal olması beklenen restorasyonun, 2010 yılının
Temmuz ayında tamamlanması hedefleniyor.
Caminin Tiryakiler Çarşısı'na açılan güneybatı kısmı bir paravan
ile bölünerek geçici ahşap mihrap, minber düzenlemeleri ile
restorasyon çalışması sırasında da ibadetin aksatılmadan sürmesi
sağlanıyor.
452 yıllık tarihinin en kapsamlı ve itinalı restorasyonunu geçiren
Süleymaniye Camisi'nde yürütülen çalışmalar hakkında Vakıflar 1.
Bölge Müdürlüğü mimarlarından Olcay Aydemir bilgi verdi.
TESADÜFEN BULUNAN ÇİNİLER KAÇ YILLIK?
Aydemir, Süleymaniye Camisi'nin 53 metre yüksekliğinde, 26,5 metre
çapındaki ana kubbesini taşıyan dört fil ayağında yapılan
restorasyon sırasında, tesadüfen yüzlerce yıllık olduğu tahmin
edilen çiniler bulunduğunu bildirdi.
Fil ayaklarının kubbeye yakın bölümünde bugüne kadar
keşfedilmemiş olan çinilerin, sıva raspası sırasında ortaya
çıktığını belirten Aydemir, ayetlerin yazılı olduğu bu sıvalı
panoların altında yer alan orijinal çinileri gördüğünde çok
heyecanlandığı anlattı.
Olcay Aydemir, yüzyıllarca gizli kalan bu çinilerin teknik ekibin
de profesyonelliği sayesinde zarar görmeden orijinal haliyle
bırakıldığını söyledi.
Aydemir, restorasyonda Bilim Kurulunun da onayı ile her iki mevcut
uygulamanın da sergilenecek şekilde korunmasının düşünüldüğünü,
nihai kararın henüz alınmadığını bildirdi.
MİNARENİN KÜLAHI NASIL DEĞİŞTİRİLDİ
Süleymaniye Camisi'nin, vatandaşların daha çok "kuru fasulyeciler"
diye tarif ettiği taraftaki üç şerefeli minaresinin külahı, cami
koruma derneği tarafından yanlış malzeme kullanılarak yapılan
onarımda eğrildi.
Restorasyon sırasında minarenin ahşap külahı söküldü, yerine özgün
oranda ve özgün malzeme kullanılarak yeniden külah yapıldı. Daha
sonra külah kurşunla kaplandı ve minareye takıldı. Böylece,
minarenin külahındaki eğrilik giderilerek, İstanbul'un silueti de
düzeltilmiş oldu.
İKİ MİNARENİN 4 KORKULUĞU ONARILDI
Bu arada, iki minarenin yıllar içinde harap olan ve küfeki
taşından yapılan 4 korkuluğu da onarıldı. Yetkililer, caminin
orijinal küfeki taşlarının o dönemde Zeytinburnu'ndan
çıkarıldığını, ancak günümüzde böyle bir imkan bulunmadığına
dikkati çektiler.
Yapının mevcut küfeki taşları ile değişik ocaklardan aldıkları
küfeki taşlarını analiz için İstanbul Teknik Üniversitesi'ne
gönderdiklerini belirten yetkililer, restorasyonda kullanılacak
taşı analiz sonucunda belirlediklerini ifade etti.
Küfeki taşlarının Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinin Erenler
köyünden getirildiğini belirten yetkililer, 16 taşın birleşiminden
oluşan bir şerefe korkuluğunu yapmanın zorluğuna işaret ederek,
"30-40 koca taştan bir tane ancak çıkıyor. İçinde bir çatlak damar
olunca kullanamıyorsunuz" bilgisini aktardılar.
DEVE KUŞU YUMURTALARA NE OLDU?
Dev boyutlardaki yapının temizliği için günümüzde de caminin
çeşitli yerlerine konulan 10 siyah deve kuşu yumurtası, restorasyon
öncesi koruma altına alındı. Yapıdaki örümcek ağı oluşumunu
engellediği düşünülen deve kuşu yumurtaları, çalışmalar sonunda
tekrar eski yerlerine konulacak.
Yetkililer, egzozlardan çıkan yağlı duman ve ısınmak için yakılan
malzemelerin dumanlarının, zaman içinde yapının dış yüzeyini
oluşturan küfeki taşlarında ciddi karbon birikimi oluşturduğunu ve
taşlara zarar verdiğini bildirdi.
DIŞ CEHPE NASIL TEMİZLENDİ?
İnce bir katmanken alınmayan karbonun, zamanla taşın içine nüfuz
ederek, kanser gibi sararak taşla özdeşleştiğini ve taşı yerinden
kopardığını vurgulayan yetkililer, dış cephenin, kontrollü mikro
kumlama denilen sistemle temizlendiğini belirtti.
Sadece taşın yüzeyindeki kiri alan, dokusuna zarar vermeyen
temizliğin ardından taşlara önce sertleştirici, sonra da hava
almasını sağlayan, içine nem almasını engelleyen maddeler
sürüldüğünü anlatan yetkililer, "Bu aşamada müdahale edilmesi çok
büyük bir şans. Yapının ömrünü uzattık" görüşünü dile getirdi.
KUŞ EVLER DE RESTORASYON KAPSAMINDA
Caminin 2 doğuda, 2 batıda bulunan "kuş evleri" de restorasyon
kapsamına alındı. Kuş pisliklerinin asitlerinin camiye zarar
vereceği ihtimali karşısında kuş evlerinin, açık tutulup
tutulmasına Bilim Kurulu karar verecek.
Hat levhaları, mihrap cephesi, çiniler, mermer yüzeyler, müzeyyen
içlik, mermer korkuluklar yapılan restorasyon çalışmaları sırasında
zarar görmemesi için koruma altına alındı.
Süleymaniye Camisi'nin ahşap elemanları böceklenmeye karşı
ilaçlandı, sonra ahşap kapılar, kündekari kepenkler onarıldı.
İLK GÜNLERE AİT KALEM İŞİ BULUNDU
Duvarlarında, yapımından günümüze İstanbul'da yüzü aşkın deprem
gerçekleşmesine karşın en ufak bir çatlak oluşmayan caminin içinde
ve avlusunda, alt dönem kalem işlerinin bulunması için raspa
çalışmaları yapıldı. Ana kubbe de dahil bir çok kubbenin kalem işi
araştırması tamamlanarak, ilk yapıldığı günlere ait kalem işleri
bulundu.
Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan alt dönem bezemelerine dair
örneklerin rölöveleri alınarak restitüsyon projesi hazırlandı.
Çalışmaları yönlendirmek amacıyla, çeşitli noktalardan alınan
numuneler analize gönderildi.
Avlu revak kubbelerinde bulunan çimento esaslı sıvalar sökülerek,
kubbelerin özgün malzemesi olan horasan sıva ile sıvandı.
KURŞUNLAR DEĞİŞTİRİLDİ
Üst örtü kaplamasındaki bozulmuş ve niteliğini yitirmiş kurşunlar değiştirildi. Mevcut değişim yapılmayacak kurşunlarda detay hataları düzeltilip tamiratlar yapıldı.
Bu arada caminin özgün yapısında olmayan klima sistemi de
söküldü. Yetkililer, restorasyon kapsamında iklimlendirmeye ilişkin
bir düzenleme yapılmayacağını belirterek, bu konudaki kararı da
Vakıflar Bölge Müdürlüğünün vereceğini ifade ettiler.
Fatih'te kendi adıyla anılan semtte yer alan Süleymaniye Camisi,
bütün bir tarihi özümseyen mimari bir şaheser olarak İstanbul'un en
büyük ve görkemli camisi olma özelliğini taşıyor.
İS ODASINA NELER YAZIYOR NELER
[PAGE]
Caminin restorasyon kapsamı dışında tutulan tek bölümü ise aydınlatmada kullanılan yağ lambalarından çıkan islerin toplandığı ana giriş kapısının üzerindeki "is odası" oldu.
Yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını
sağlayan bir hava akımı yaratacak şekilde inşa edilen camiden çıkan
isler, "is odası"nda toplandı ve uzun yıllar bu isler mürekkep
yapımında kullanıldı.
Yetkililer, yapının en özgün kalan kısmının, üzerinde ciddi bir
kurum tabakası bulunan "is odası" olduğunu belirterek, bu nedenle
restorasyona dahil edilmediğini ifade ettiler.
Bu arada, yıllar içinde vatandaşların "is odası"nın duvarlarına
isimlerini, memleketlerini, askeri dönemlerini, kalp içinde kendi
ve sevgililerinin adlarını yazarak, odanın özgünlüğüne ciddi oranda
zarar verildiği görüldü
KAÇ YILDA TAMAMLANMIŞTI?
47 yıl hükümdarlık süren Kanuni Sultan Süleyman tarafından Türk
sanatının klasik döneminin kurucusu ve geliştireni Mimar Sinan
tarafından 1550 yılında yapılmaya başlanan caminin inşaatı,
külliyesi ile birlikte 7 yılda tamamlandı.
Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" diye nitelediği, sadece Osmanlı
mimarisinin değil, dünya mimarisinin de en seçkin eserlerinden biri
olan Süleymaniye Camisi, imparatorluğun en simgesel yapısı ve
peyzaj içindeki konumu ile de kentin en güzel siluetinin egemen
ögesi olarak dikkat çekiyor.
Süleymaniye Külliyesi'nde, ortada cami olmak üzere bütün yapıların
"U" düzeni içinde sıralanması esas alındı.
70 DÖNÜM ARAZİ
Yaklaşık 70 dönüm yer kaplayan arazide, cami ve haziredeki
Kanuni ve Hürrem türbeleri dışında, farklı derecelerde eğitim veren
medreseler, hadis okulu, tıp medresesi, hastane, Kur'an-ı Kerim
eğitimi yapılan bir bina, ilkokul, imaret edilen bir aşevi,
misafirhane, han, hamam, kütüphane, Mimar Sinan'ın türbesi ve çok
sayıda sıra dükkanlar bulunuyor.
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde, buranın çevredeki yapılarla
birlikte "bin kubbe" ile örtülü olduğu ve üç bin kişinin hizmet
verdiği bilgisi yer alıyor.