Süleyman Soylu yurt içindeki PKK'lı terörist sayısını açıkladı
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sadece 2014 yılında 5 bin 558 kişinin katılım yaptığı PKK’nın bugün yurt içindeki tüm silahlı eleman mevcudu 100 sınırına gelmiştir” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde
bulunan Vilayetler Evi'nde Türk Devletleri Genel Sekreterlerini
kabul etti.
Burada açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, Türk dünyasının bir arada olmasının önemli olduğuna değinerek, “Bizlerin Türk dünyası olarak bir araya gelmemiz hem kendi geleceğimiz, hem dünyanın geleceği için kıymetlidir. Dünyanın yönetim ve güç ekseni giderek daha doğuya ve bizim coğrafyamıza kaymaktadır. Türkiye ve coğrafi konum itibarıyla Türk dünyası, bu gündemin tam da göbeğindedir. İster enerji kaynakları deyin, ister iklim değişikliklerinin geleceğiyle ilgili deyin ama dünyanın geleceğiyle ilgili planlar bu coğrafya üzerinde yapılıyor. Çünkü Batı'nın altı fakir, üstü zengin. Doğunun altı zengin, üstü fakir. Batı bu dengenin uzun vadede kendi aleyhine olduğunu görüyor ve bunu tersine çevirmeye çalışıyor. Dolayısıyla bizlerin bir arada olması, bu küresel stratejiyi birlikte karşılaması önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Amerika’nın ve Avrupa’nın yaptığını şu devletlerden
birisi yapmış olsa bütün dünyada hepimizi çarmıha
gererlerdi”
Batılı ülkelerin terör örgütlerine verdikleri desteklerden bahseden
Bakan Soylu, “Devletlerin otoritelerini ortadan kaldırmak için
planlanmış, kurgulanmış, devletlerin kendi ülkelerinde kuralların
uygulanmasını engellemeye çalışan ve dünyanın hemen hemen birçok
noktasında eşgüdüm içerisinde sürdürülen bir anlayışın karşılığıdır
terör. PKK ile PYD’yi destekleyen, onlara istihbarat sağlayan,
onların geleceklerini kurgulayan, onların
hareket kabiliyetleri ve stratejilerini kurgulayan kimleridir?
Binlerce tır silah gönderen kimlerdir? Amerika’nın ve Avrupa’nın
yaptığını şu devletlerden birisi yapmış olsa bütün dünyada hepimizi
çarmıha gererlerdi. Bildiğiniz bilmediğiniz bütün uluslararası güya
sözde insan hakları kurumları dahil olmak üzere hepsi harekete
geçerlerdi. Yıllardan beri terör örgütlerini destekleyen, silah
veren, yeni çıkmış mühimmatları onlarla bütünleştiren, havacılık,
sağlık, lojistik eğitimleri veren, dünyanın en son çıkan
teknolojileri orayla bütünleştiren bu dediğim ülkeler”
değerlendirmesinde bulundu.
“Yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele
ediyoruz”
Terörün bir dünya sorunu haline geldiğini dile getiren Bakan Soylu,
“Eskiden terör bölge ile bağlantılıydı, sadece Ortadoğu ile
anılırdı. Batı'da güvenli alanlarından dünyayı izleyenlerin sorunu
değildi. Ancak 21. yüzyıl dünyanın hiçbir yerinin güvenli
olmadığını gösterdi. Ürettikleri problem, suyun taşması gibi
Avrupa’nın ve Amerika’nın başkentlerine ulaştı. 2022 küresel
terörizm endeksi raporuna göre son 2007-2021 yılları arasında terör
saldırıları nedeniyle dünyada 126 bin 740 insan hayatını
kaybetmiştir. Bu can kayıplarından 7 bin 142’si, 2021 yılında ve
dünyanın 44 farklı ülkesinde gerçekleşmiştir. Biz yaklaşık 40
yıldır terörle mücadele ediyoruz. Çok fazla evladımızı kaybettik.
Çok büyük bedeller ödedik” diye konuştu.
“Biz sadece teröristlerle değil, terörizmle de mücadele
ettik”
Terörizmin kültürel emperyalizmin bir parçası olduğunu ifade eden
Bakan Soylu, “15 Temmuz’u bir milat olarak kabul ettik ve güvenlik
stratejimizi, geçmiş tecrübelerimizi, geçmiş bilgilerimize,
yaptıklarımıza, yapamadıklarımıza yönelik bir vesile ile
değiştirdik. Yerli ve milli savunma sanayimiz, 21’nci asrın
başından itibaren profesyonel askerlik ve kolluk kuvveti konusunda
attığımız adımlar, elbette bizim kapasitelerimizi önemli bir
noktaya getirmiştir. Biz sadece teröristlerle değil, terörizmle de
mücadele ettik. ‘Kültürel terörizm’ denilen de bir yapı vardır.
Terörizm, kültürel emperyalizmin bir parçasıdır. Terörizmi
destekleyenler esas itibarıyla sadece o ülkelerin birliğine,
beraberliğine, devlet yapısına, otoritesine tecavüz etmemektedir.
Aynı zamanda kültürlerine de tecavüz etmeye çalışmaktadırlar.
Teröristle mücadele kadar eğer terörizmle de mücadelede başarılı
olunmazsa, terörizm teröristi yeniden canlandırır. Bundan kurtulmak
mümkün değildir” dedi.
Bakan Soylu, Afrin’de yaşanan katliamın faillerine ilişkin ise,
“Yaklaşık 6 yıl önce ölen insanları tekrar tarayarak bir tırın
üstüne koyan failleri, Türkiye Emniyet Teşkilatı orada başarılı bir
operasyonla dün gece itibarıyla ele geçirdik” ifadelerini
kullandı.
“PKK’nın bugün yurt içindeki tüm silahlı eleman mevcudu
100 sınırına gelmiştir”
Terör örgütlerini bitirmeye yönelik güçlü adımlar atıldığını
kaydeden Bakan Soylu, “Terörün beslendiği kaynakları kurutma yoluna
gittik. Bir yerel yönetim, bir belediye teröre silah taşımaz.
PKK’ya gelen yardımları iletmek için kurulmuş derneklere kadar yine
aynı maksatla ülkemizde faaliyet gösteren yabancı STK’lara kadar
pek çok yapıya müdahale ettik ve bu kaynağı kuruttuk. Yüksek
kapasiteli, kesintisiz silahlı operasyonlar yaptık, yapıyoruz.
Sadece 2014 yılında 5 bin 558 kişinin katılım yaptığı PKK’nın bugün
yurt içindeki tüm silahlı eleman mevcudu 100 sınırına gelmiştir.
Geçen yıl katılım sayısı sadece 51 kişiydi. 2022 yılında 3’ü
Fransa’dan olmak üzere toplam 22 kişi” şeklinde konuştu.
“FETÖ, tıpkı bir kanser gibi devletin ana omurgasına
saldırıp onu felç etmeye çalışan bir yöntem izledi”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin karşısında birden fazla
terör örgütü olduğunu belirterek, “Burada, terör örgütlerinin beta
versiyonu olan FETÖ'ye ayrı bir başlık açmak lazım. FETÖ, tıpkı bir
kanser gibi, devletin ana omurgasına saldırıp onu felç etmeye
çalışan bir yöntem izledi. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne
saldırmadı. Türk-İslam coğrafyasının tamamını ayakta tutan
değerlere saldırdı. FETÖ’nün elebaşı neredeyse onu dünyanın başına
bela eden ülke aynı ülkedir. 15 Temmuz’daki silahlı eylem, terör
örgütünün aslında son eylemidir. Asıl terör eylemi, onun öncesinde
gerçekleştirdiği ve Suret-i Hak’tan görünen ama aslında Türk İslam
medeniyetinin omurgasını felç etmeyi hedefleyen, yapılanma
eylemleridir. Bizler, FETÖ’nün tüm ‘mahrem yapılarını’ çökerttik,
çökertmeye de devam ediyoruz. Finans kaynaklarını kuruttuk,
propaganda alanlarını kapattık; Kurumlarımıza yaşattıkları
tahribatı hızlı bir şekilde giderdik. Güvenlik birimlerimizce 332
bin 467 şahıs gözaltına alındı. Bunlardan 101 bin 305’i tutuklandı
ve 104 bin 341 şahıs hakkında adli kontrol kararı uygulandı.
Cezaevlerinde halen 19 bin 297 şahıs tutuklu/hükümlü bulunmaktadır”
şeklinde konuştu.
“Sentetik uyuşturucu ve özellikle metamfetamin tehdidi
artıyor”
Uyuşturucuyla mücadeleye de değinen Bakan Soylu, “2015-2019 yılları
arasında küresel düzeyde kokain yakalaması yüzde 104, eroin
yakalaması yüzde 73, esrar yakalaması yüzde 31 artmıştır. Sentetik
uyuşturucu ve özellikle metamfetamin tehdidi artıyor. Ülkemizde
2015-2021 arasında yakalanan metamfetamin 22 kat arttı. 2021
yılında yakalanan metamfetamin miktarı ise 5 bin 500 kilogramın
üzerindedir. Bu yıl da gümrük verileri dahil 6 bin 729 kilo
metamfetamin yakalamamız vardır. Biz geçen yıl 22 tonun üzerinde
eroin ele geçirdik. Biz Avrupa’nın uyuşturucu yakalamasında hiç
tartışılmayacak kadar önemli ölçüde ve büyük yakalamalar yapan,
uyuşturucunun kendi coğrafyamıza ve başka coğrafyalara
yaygınlaşmasını engelleyen dünyanın bu konudaki en önemli
ülkesiyiz. Ciddi saha araştırmaları yapıyoruz. Hatta atık sularda
bile uyuşturucu madde taraması yapıyoruz. Bu mücadelenin sonunda
2017’de 941 olan uyuşturucuda aşırı doz kullanımından gerçekleşen
ölüm sayısını azaltarak 2021 itibarıyla 270’e indirmeyi başardık”
ifadelerini kullandı.
“Dünyada zorla yerinden edilen insan sayısı 100 milyonu
aştı”
Kaçak göçle mücadelede etkin bir tavır sergilediklerini söyleyen
Bakan Soylu, şunları dedi:
“Bu tablo bizi, kitlesel bir göç hadisesiyle karşı karşıya bıraktı.
Bugün dünyada zorla yerinden edilen insan sayısı 100 milyonu aştı.
Sayı arttıkça risk artıyor, risk arttıkça da dramlar artıyor. Daha
iki gün önce ABD'de terkedilmiş bir kamyon kasasında 51 göçmenin
cesedi bulundu. Yine birkaç gün önce, İspanya sınırında
göçmenlerin, güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonucu hayatını
kaybetti. Dünyada büyük olduğunu söyleyen ülkeler bu meseleye hala
kör, dilsiz ve sağırdır. Göç meselesi, artık bütün dünya için bir
insanlık testi halini almıştır. Göç 21'inci yüzyılın kaderidir. Tüm
bunlara kaynağında çare olunur. O ülkelere yardım ederek çare
olunur. Biz son 4 yılda dünyanın insani yardım yapan birinci
ülkesiyiz. Biz Amerika’dan zengin değiliz. Ülkemizde 3.7 milyon
Suriyeli, geçici koruma kapsamında bulunmaktadır. İlk andan
itibaren Hepsinin kayıtları tutulmuş, biyometrik verileri
alınmıştır. Keza, bu kişilerin sosyal hayata uyumu, çalışma
hayatları, eğitimleriyle ilgili adımlar atılmış, mevzuat
çalışmaları yapılmıştır. Göç yönetiminin en zorlu alanlarından
birisi de tahmin edeceğiniz üzere düzensiz göçle mücadeledir. Bu
işe hem büyük bir personel, hem de ciddi bir teknolojik yatırım
yapıyoruz. Zorlu bir coğrafya olmasına rağmen şu ana kadar bin 28
kilometre 'Güvenlik Duvarı' ve güvenlik yolu, 913 kilometre
aydınlatma, 293 kilometre kamera ve algılayıcı, 341 adet
elektro-optik kule, 284 adet termal kamera kurulumu tamamlanmıştır.
Diğer kısımların inşaat ve ihale süreçleri devam ediyor.”
“506 bin insan Suriye’ye gönüllü geri dönüş
yapmıştır”
500 binden fazla Suriyelinin gönüllü bir şekilde ülkesine
gönderildiğini belirten Bakan Soylu, “Göç meselesinde belki de en
büyük mücadeleyi verdiğimiz alanlardan birisi, yalan ve
dezenformasyon kısmıdır. Ülkenin iç huzurunu bozmak, çatışma
çıkarmak için bu alanı ciddi şekilde manipüle etmek isteyen bir
anlayış var. Hamdolsun, zamanında ve doğru bilgilendirmeyle, ama en
önemlisi aziz milletimizin ferasetiyle, büyük bir sorun yaşanmadan
bu süreci yönetiyoruz. Göç meselesinde belki de küresel anlamda
başarılı olduğumuz konulardan birisi de sınır dışı
mekanizmalarımızdır. 2015 yılında bin 740 olan geri gönderme
merkezi kapasitemizi 20 bine yükselttik. Buradan da güç alarak,
2016 yılından bugüne kadar 334 bin düzensiz göçmenin sınır dışı
işlemleri tamamlanmıştır. Bununla birlikte sınır ötesinde
yürüttüğümüz güvenlileştirme ve kalkındırma kapsamındaki askeri ve
insani operasyonların bir sonucu olarak 506 bin insan Suriye’ye
gönüllü geri dönüş yapmıştır” ifadelerini kullandı.
“Mali suçlara karşı topyekün bir kararlılık ortaya
koyuyoruz”
Mali suçlara yönelik devletin birçok kurumunun birlikte hareket
ettiğini aktaran Bakan Soylu, şunları dedi:
“Mali suçlarla mücadele sadece güvenlik güçlerinin işi değildir.
Eğer ülkelerinizde mali suçlarla mücadeleyi devletin topyekün
mücadele edebileceği bir hale getirmezseniz mali suçlar o kadar
zehirlidir ki; o kadar etkindir ki; organize suçlarla birlikte o
kadar önemli bir etkinlik alanı oluşturur ki; altını çizmek
istiyorum, buna teslim olmamanız mümkün değildir. Devleti de etki
altına alır, vatandaşı da etki altına alır, vatandaşın bir şekilde
elinde ayağında ne varsa boşaltırken avucunda ne varsa boşaltırken
devlet kurumlarını zehirler. Bunu niçin söylüyorum; mali suçlar
gittikçe artmaktadır. İnternet ve bilişim ortamında artmaktadır.
Mali suçlar yeni para transferleri açısından artmaktadır. Kripto
para ve havale yöntemleri ile beraber artmaktadır. Eğer mali
suçlarla ilgili bize MASAK, mali suçlarla ilgili Hazine ve Maliye
Bakanlığımız çerçevesinde kurumumuz. Ticaret Bakanlığımız var.
Kaçakçılık ve organize birimlerimiz var. Adalet Bakanlığımız var.
Topyekün bir kararlılık ortaya koyuyoruz. Terörün finansmanı ve
kara paranın aklanması dahil ve en önemli meselelerden birinin
altını çizerek söylüyorum. Suç gelirleri operasyonu yapmak zorunda
olduğumuz bir süreci 21. yüzyılda net bir şekilde görüyoruz.
Diyelim ki sanal bahis ve sanal kumar ülkenizi tehdit altına aldı.
Sınırdan girmiyor, nerede yapılıyor bu internetten. Kimleri buluyor
özellikle suçtan beslenmiş olan örgütlü grupları buluyor. Bunlar
eliyle sahaya yayıyor, parasını kazanmış insanlar, paralarını
buralarda kaybediyorlar. Peki bu paralar yurtdışına nasıl gidip
geliyor. Kripto para organizasyonu ile beraber gidip geliyor. Demek
ki sadece operasyon değil kripto paraya karşı da bir tedbir almak
temel sorumluluğumuzdur.”
“Mali suçlar konusunda el birliği içerisinde
olmalıyız”
Mali suçlara karşı büyük operasyonlar yapıldığına değinen Bakan
Soylu, “Onun için mali suçlar konusunda el birliği içerisinde
olmalıyız. Bunları yapanlar ve yayanlar, suç grupları ve organize
suç örgütleriyle sınır aşan suçlar marifetiyle bunları
gerçekleştirenlere ortak bir çözüm üretmeliyiz. En önemlisi
muhakkak buradaki ülkeler de öyledir, ben kendimiz için de
söylüyorum. Mali suçlarla ilgili devletin bütün birimlerini
birlikte hareket edebilecek bir kabiliyete taşımalıyız. Biz son 2-3
yıldır bunu sağlayarak sanki aynı kurum içerisinde hareket ederek,
özellikle mali suçlarla ilgili büyük operasyonlar yapıyoruz ve
bunları gerçekleştiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Güvenliğe büyük bir kapasite ayırıyoruz”
Türk devletlerinin diplomatik ilişkiler yerine kardeşlik ilişkiler
kurması gerektiğini söyleyen Bakan Soylu, “Türkiye olarak,
güvenliğe büyük bir kapasite ayırıyoruz. Bu halin, coğrafyamızın ve
yüzyılın doğal getirisi olduğu açıktır. Bu maliyeti karşılamak için
güçlü olmak zorundayız. Bunu da ancak birlik olarak sağlarız. Bu
millet, tarihi boyunca birlik olduğunda güçlü olmuş bir millettir.
Bu masada kuracağımız ve bizimle örtüşmeyecek olan ilişki
diplomatik ilişkidir. Biz diplomatik ilişki kuramayız, bizim
ilişkimiz kardeşlik ilişkisidir. Bu samimiyeti dünyaya göstermek
zorundayız. Bu samimiyeti birlikte oluşturma durumundayız ki
oluşturuyoruz” dedi.