Su toprağa sûret, sanata can veriyor
Abone olOn ünlü sanatçının eserlerinden oluşan Sudaki Sûret Sergisi, Mezopotamya'nın izlerini İstanbul'a taşıyor. İşte sanatçılar ...
On ünlü sanatçının eserlerinden oluşan Sudaki Sûret Sergisi,
Mezopotamya'nın izlerini İstanbul'a taşıyor. Antik uygarlıklar
çağdaş sanatın eliyle zamana yetişiyor. Ankara GAP İdaresi
Başkanlığı tarafından, Nurol Holding'in katkılarıyla gerçekleşen
Sudaki Sûret Sergisi, Fırat ve Dicle kıyılarındaki antik
uygarlıkların izlerini çağdaş sanatlar vasıtasıyla sürüyor. GAP'ın
bölgede oluşturduğu değişiklikleri sanatçılar eserlerine yansıtan
Arzu Başaran, Mehmet Güleryüz, Balkan Naci İslimyeli, Tomur Atagök,
Ferhan Taylan Erder, İsmet Doğan, Kezban Arca Batıbeki, Günnur
Özsoy, Mehmet Uygun ve Yusuf Taktak GAP'ın sûretini yansıttıkları
eserlerini İstanbul Dolmabahçe Kültür Merkezinde sergiliyorlar.
Nuhun gemisi, bölge insanı anlatan masklar, rüzgar gülleri, içine
ayna yerleştirilmiş telli duvaklı kovalar, önlük kılıflar, yerde
ayaklara dolanan hortumlar, burçlar, silahlar ve su ile meydana
gelen birbirinden ilginç sanatsal obje, sergiyi gezenleri hayali
bir GAP turuna çıkarıyor. 28 Haziran'a kadar İstanbul'da
gezilebilecek olan Sudaki Sûret Sergisi, buradan Ankara ve GAP
bölgesinde sergilenmek üzere yola çıkacak. Doğu'yu Batı'ya getirdik
Proje koordinatörü Döne Otyam, amaçlarının bölgeyi sanatçıların
gözüyle ve çağdaş sanat aracılığıyla tanıtmak olduğunu söylüyor.
Sudaki Sûret'i ilk olarak İstanbul'da sergilemelerini ise Doğu'yu
Batı'ya getirmek olarak açıklıyor. Sergi içinde eserini GAP
bölgesinde gerçekleştirmeyi düşleyen Günnür Özsoy da eğer sponsor
bulabilirse sergide maketini sergilediği projesini Mardin'e
götürecek. Organik formlu üç boyutlu eserler üreten Günnur Özsoy,
sergide yer alan projesinde lands cape çalışmış. Kuşbakışı
bakıldığında yeryüzüne düşmüş meteor çukurlarını andıran içbükey
formlar sanatçının o bölgede kalacak izleri olacak. Suyun bereketi
üzerine Balkan Naci İslimyeli, bölgede suyun getirdiği bereketten
olumlu, kadının hayatta görünmeyişinden olumsuz yönde etkilemiş.
Sanatçının bölgedeki en kutsal sunum olan suyun adil dağıtılmasının
gerekliliğini vurgulayan çalışmada, anıtsal, tarihsel dokulu çeşme
sembolü ve suyun macerası görülüyor. Sonunda bir bardakta
toplanabilen suyu bereket kavramıyla çeliştiren sanatçı, ileride su
için çıkabilecek savaşlara vurgu yaparak suyun adil dağılımıyla
ilgili global anlama dikkat çekiyor. Suyun macerasını anlatan
hortumları karışık olarak iç mekana dağıtmış. "İstedim ki sergiyi
gezenlerin ayaklarına dolaşsın" diyor İslimyeli, belki de bu
şekilde akla takılır. Kezban Arca Batıbeki ise kültürlerin üst üste
bıraktığı insanlık mirasından etkilendiğini söylediği bölgeyi savaş
öncesi ve sonrasında eserlerine yansıtmış. 'Toprak-yüzler' çok daha
derin Arzu Başaran, doğadan ve doğanın gücünden etkilendiğini
söylediği eserlerinde, seçtiği üç şehri, üç ayrı tuvalde
yorumluyor. Her sanatçının kendi üslubunun devamında eserler ortaya
çıkardığı sergide kimlik, zaman, hatıra ve hafıza üzerinde duruyor:
"İnsan yüzlerini dokuların içine gömerek yansıtmayı seçtim.
Baktığınızda sanki hepsi toprak gibi. O kuraklığın içinde geçmişi
ve birçok olumlu-olumsuz trajediyi barındıran toprak, aslında
göründüğü gibi değil, çok daha derin. Doğu kadını güçlü ve gururlu
geldi bana, onları doğayla birleştirdim" Düşüncelerinin en rafine
halini tuvale yansıttığını belirten sanatçı, yansımaları renklerle
hissettirmeye çalıştığını söylüyor. İzlerin peşine düştüm Mehmet
Uygun, bölgeyi gezerken dünyanın ikinci büyük surları olan
Diyarbakır surlarındaki keçi burcundan başlamış izlerin peşine
düşmeye. Oniki resimde oniki burcu anlatan Uygun, keçi, horoz,
akrep, aslan figürlerini çağdaş yorumlarıyla anlatıyor. Numeroloji
ve astrolojiyle ilgilenen sanatçı "Mezopotamya ilginç bir yer
dinlerin ve kültürlerin kaynağı kutsal metinlerin yazıldığı yer.
Benim resimlerimin beslendiği kaynak astroloji, numeroloji ve
kutsal metinlerdir. Bunların doğduğu yeri görmek beni çok
heyecanlandırdı" diyor. Yeni Şafak