İktidar partisinin adı Adalet ve Kalkınma
Partisi dolayısıyla bana göre Adalet bakanlığı bir yana diğer
bakanlıklar bir yana desem inanın.
Artık ağızlara sakız oldu; “kalkınmaya bir
diyeceğimiz yok, ama adalette sorun var” deniliyor.
Malum adalet bilfiil insanın vicdanına hitap
ediyor.Bir olay sizi ilgilendirsin yada ilgilendirmesin eğer bir
haksızlık söz konusu ise insan mutsuz oluyor.
Abdulhamit Gül Bey gibi genç, dinamik, ehli vicdan
bir hukukçunun Adalet Bakanlığın’a getirilmesi olumlu bir
değişiklik olduğuna inanıyorum. Birkaç defa onunla yüz yüze bir
araya geldim, onun gelecek vaad ettiğine kanaat getirmiştim.
Eski Adalet Bakanımız da gayretle azimle çalışıyordu
fakat “her yiğidin bir yoğurt yiyişi var” babından yeni
bakanımızdan ekstradan bazı yenilikleri getirmesini bekliyoruz.
Üstelik artık gelenin gideni aratmaması lazım.
Öncelikle ve özellikle sayıları 250 civarında olan ve
kamuoyunda “Yusufiler” olarak bilinen FETÖ mağdurlarının
dosyalarının yeniden açılmasını bekliyorum,
Hakim Savcıların atanma usulüne bir yenilik getirerek
en az 7 yıl avukatlık yapan hukukçulardan Savcının seçilmesi ve üç
yıl Savcılık yapan kimselerden de Hakim seçilebilme yönteminin
getirilmesini bekliyorum.
Mahkemenin oturma planında bir değişikliğe gidilerek
Savcıyı mahkeme heyetinin hizasından indirip, avukatla eş değer bir
duruşa getirmesinde fayda mülahaza ediyorum.
Mahkeme bir karar verirken; “Türk milleti adına”
diyor onu değiştirerek “Hak ve Adalet adına” demesinde fayda
mülahaza ediyorum.
Uzlaşma komisyonlarında çalışabilmek için üniversite
mezunlarından yeteri derecede kursa tabi olan kimselere imkan
vermenizi bekliyorum ki ilk düşünce öyleydi sonradan değiştirildi,
uzlaşma komisyonlarına görev almada avukat olma şartının
getirilmesi komisyonların verimini ve işlevini sınırlandırıyor.
Hasılı kelam öyle çalışmalar yapmalısınız ki
Abdulhamit Gül öncesi ve sonrası Ak partinin adalet anlayışı diye
değerlendirmeler olsun.
Numan Kurtulmuş’un Kültür ve Turizm bakanlığına
atanmasını da hem hayırlı buluyorum, hem de kendisinden beklentim
var.
Uzun zamandır Kültür ve Turizm Bakanlarımızın
piyasada kayda değer bir çalışmalarını görmedik, Diyarbakır’da
Büyükşehir Belediyesinin geçen yılın verilerine göre bir yılda
ulaştığı genç sayısı 56 bin iken Sivil Toplum İl Kültür
Müdürlüğüyle birlikte ulaşılan genç sayısı 4 bin civarındadır, bu
şehirde neden terör azıyor anladınız mı?
81 İl Müdürlerinizin istifa dilekçesini alın, şu anda
müdür olanlar dahil şehirleriyle ilgili kısa, orta ve uzun zamanda
ne yapmak istediklerine dair stratejik eylem planlarını
isteyin.
6 ayda, bir yılda ve iki yılda ne yapmak
istediklerini beyan etsinler ki ona göre görevlerine, tamam mı
devam mı demek için elinizde bir ölçüt olsun “eski tas eski hamam”
kağıt üzerinde devleti yürütmek kolay ama her geçen gün devletin de
hükümetin de aleyhinedir.
İnsan Hakları Cemiyeti olarak bir panel vermek için
hafta sonu bir salon istedik “o gün teknisyeni
getiremeyiz” gibi
ilginç bir cevap aldık.
Ben kahroldum, bu tür hesaplı kimseleri Kültür
bakanlığından uzaklaştırın.
Özellikle ve öncelikle Ahmed-i Xani’nin Mem u Zin
eserini ve Melayı Ciziri’nin divanını, Şeyh Abdurrahman-ı
Axtepe’nin Durretünnaim’ini, Üstat Bediüzzaman’ın Uhuvvet
risalesini lisede edebiyat dersinde yardımcı kitap olarak kabul
cevazını getirerek barışçıl bir adım atmanızı bekliyorum. Ayrıca
münevver Kürt şahsiyetlerinin hayatını kitap haline getirmenizde
fayda mülahaza ediyorum.
Özellikle imam hatip liselerinde okutulmasında fayda
var.
Bir yenilik, bir arayış, bir hareketlilik gerekir
diyor,
Başarınızın devamını diliyorum.