“Spectrum Of Education
III” eğitim sempozyumu, 26-27 Nisan 2014 tarihlerinde 15 farklı
ülke ve farklı coğrafyalardan toplam 281 eğitimcinin katılımıyla
(Feyziye Mektepleri Vakfı Ayazağa Işık. Lisesi’nde)
gerçekleşmiş…
Sempozyumun bu yılki ana
başlığı “Yaratıcılık” olarak belirlenmiş. Sempozyumda
“Yaratıcı doğulur mu, olunur mu?” sorusuna yanıt aranırken
yaratıcılığın kültürlere göre farklılık gösterip göstermediği,
eğitim modellerinin yaratıcılık üzerindeki etkileri ve mesleki
gelişimlerde yaratıcılığın önemi tartışılmış. () Haberim olmadığı için
izleyemedim.
Sempozyumda belirlenen konu çok önemli ve yararlı
bildiriler verildiği muhakkak. Sonuç bildirgesinde de önemli sorunlar dile getiriliyor. Ama, önemli
olan bu sonuçları bazı yetkililerin görev edinmesi, uygulamaya
geçmesi. Yoksa, herkesin topu başkasına atması ile bu kadar değerli
çalışma kadük olmuş olur. MEB şuralarından biliyoruz, alınan bir
çok karar -5 bakan değişimi ile- uygulamaya geçmeden kadük oldu, o kadar masraf,
mesai, bilimsel çalışma göz ardı edildi, raflara kondu…Aşağıdaki
sonuçlara baktığınızda, bazı çözülmemiş sorunların, benim gibi
eğitimle ilgili yazan/kafa yoran/üreten uzmanlarca yıllardır
söylendiğini, raporlara yansıdığını, ama dikkate alınmadığını
görürsünüz.İşte ülkemin genel sorunu budur…Önce kafaları
değiştirmek, enerjilerimizi birleştirmek gerekmektedir. Makama
gelenlerin, kendisine biat edenleri yanına aldığı kurumlarda
başarı/çözüm/ilerleme mümkün değildir.
Bu yazımda, sempozyum sonuçlarını “yorumsuz”
olarak vermek istiyorum.
Sempozyum kapsamında dile
getirilen görüşler ve saptamalar ana hatları ile aşağıda
özetlenmiştir:
- Dünyadaki eğitim perspektifi “öğretmek”
konusunu öncelikli görmektedir. “Öğrenmek istediğimiz şeyleri
öğretmek” eğitimin ana konusu hâline getirilmelidir.
- Eğitim kurumları, “sosyal davranış alanı
ve anlayışı”nı bilimsel davranıştan daha önemli hâle getirmeli ve
bu kapsamda faaliyetler yürütmelidir.
- Yenilikçi ve yaratıcı eğitim anlayışı
kapsamında öğrencilere analitik düşünme yapısı kazandırılmalı
böylece onların değişen dünyaya adaptasyonu sağlanmalıdır.
- “Eğer biz, bugün öğrettiklerimizi dün
öğrettiklerimiz gibi öğretirsek çocukların yarınlarını çalarız!”
düşüncesini göz önünde bulundurarak eğitim anlayışı yeniden
tasarlanmalıdır.
- Okulların eğitim öngörüleri, öğrencilerin
motivasyonu ve hayal gücünün geliştiği ortamlara
kavuşturulmalıdır.
- Öğrencinin yaşamsal başarıya ulaşması
için bilimsel ve sanatsal yetkinliğinin eş değerde yürütülmesi
sağlanmalıdır.
- Yaratıcılıktan söz edebilmek için;
yenilikçi birey, doğru süreçle kaynak ve araştırmalara
yöneltilmelidir.
- İnovasyon, yaratıcılık, bilimsel
gelişmeler ve teknoloji; eğitim sürecinde öğrencinin önemli
kazanımları hâline getirilmelidir.
- Yüzyılımızda başarılı olmanın kriterleri
olan vizyoner olma, yaratıcı olma, işlevsel fikirlere sahip olma,
başarıyı koklayabilme ve zihinsel merakı tatmin etme içgüdüsüne
sahip olma yetileri öğrencilere kazandırılmalıdır.
- Eğitim sürecinde akademik yetenek,
bellek, dikkat, mekanik yeteneği, sayısal yetenek, tiyatro yeteneği
ve uzay ilişkilerini kavrayabilme yeteneği, görsel sanatlar
yeteneği, bedensel yetenekler gibi birçok yetenek bir bütün içinde
değerlendirilmelidir.
- Türk eğitim sistemi yaratıcılığın öne
çıkarıldığı, önemsendiği bir sistem hâline getirilmeli,
dönüştürülmeli ve öğrencilerin fazlasıyla zorlanmadığı bir ortamda
üretimlerin yapılması, geleceğin planlanması için sistemin
yapılandırılmasına dikkat edilmelidir.
- Yaratıcılığın gelişimine olanak
sağlanabilmesi için onu köreltecek teknoloji, yaşam içerisinde
olumlu yönleriyle kullanılabilecek bir yapı hâline
getirilmelidir.
- Giderek yaygınlık kazanan dijital
teknolojilerin eğitim adına oluşturabileceği riskler, bu
teknolojilerin yerinde ve doğru oranda kullanılması sağlanarak
ortadan kaldırılmalıdır.
- Aristoteles’ten günümüze gelen sınıf içi
eğitim anlayışı, ne kadar zorlanırsa zorlansın özünde
değişmeyecektir ve bu anlayış eğitimciler tarafından desteklenmeli
ve geliştirilmelidir.
- Eğitime, toplum ve kültüre eğitimi
geliştirici yönde işlevsellik kazandırılmalı; özellikle
öğretmenler, eğitime yön veren odak noktaları olarak
benimsenmelidir.
- Eğitimde tüketim toplumuna hizmet eden
yaklaşımlardan uzak, olumlu, yapıcı ve geliştirici çalışmalar
yapılmalıdır.
- Öğrencilerin keşfi, görevlerde alternatif
öğrencilerin yer alması, çoklu medya ile fikir yaratmanın
sağlanması, rekabetçi soru sorularak derse aktif katılımın
sağlanması, yorum ve sorularla sınıf içinde odaklanmanın
oluşturulması, öğretmenler ve ödevler ilişkisinde öğrenci
başarısını etkileyebilecek ilkeler ve konuların oluşturulması
öğretmenler tarafından önemsenmelidir.
- Girişimciliğin; yeni bir iş fikrini,
doğru bir iş modeli ve doğru bir sermaye yapısı ile hayata
geçirdiği bilinmeli, bunun da pes etmeme, hayal kurma, fark
yaratma, çok yönlü araştırma-düşünme ve alçak gönüllülükle
gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
- İnsanların hayat içinde farklı bakış
açısına sahip olabilmeleri, daha iyi düşünebilmeleri, çok yönlü
düşünceyle dengeyi sağlayabilmelerinin bir fark yaratabileceği
bilinmelidir.
- Yaratıcılığın sadece görerek değil,
görülenin ve var olanın farklı yorumlanmasıyla oluştuğu
bilinmelidir.
- Yaratıcılığın sadece sanatla ilgili
olmadığı; bir sezgi süreci ve kalıplardan kurtulma biçimi olduğu
bilinmeli, bu anlamda öğrencilerin hayal dünyalarının önünü açacak
faaliyetler tasarlanmalıdır.
Gala: Salı günü akşamı 21. İstanbul Türk Müziği
Günleri Gala’sı Mevlevi Ayin-i ile gerçekleşti. Seyircilerimiz
arasında değerli yazarlarımızı, iletişim uzmanlarını görmek
isterdik. Ama, yine olmadı.Sağlık olsun!…
Yeni yayın:
Değerli halkbilim araştırmacısı, 56 kitap sahibi, kitapları,
makaleleri ve bildirileri İngilizce, Almanca, Fransızca, Makedonca
ve Japonca olarak yayınlanan Prof.Dr. Saim Sakaoğlu hocamla
Cumartesi günü, kendisine takdim edilecek ESKADER ödülünü almak
için geldiği Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’ndeki törende
karşılaştık. Hocam, hoş-beşten sonra, her zaman olduğu gibi
çantasını açtı ve yeni kitabını imzalayarak verdi. Kömen Yay. çıkan
kitabın adı “Saim-Name”. Hocam, bu çalışmayı “Saim ve Saime
adlarını taşıyan arkadaşlarına, bu adı oğullarına, kızlarına,
torunlarına veya yakınlarına veren/koyan/takan güzel insanlara
armağan” etmiş. Bu güzel ve ilginç çalışma için hocamıza teşekkür
ediyoruz.()
Gündem: Müzik uzmanları ve
müzikolog dostlarımızın, Sn Engin Ardıç’ın “Müzikli yazı”
(” ve Sn Selim İleri’nin “Musıki
işi” () başlıklı yazılarını
okumalarını öneririm.
Okurlarımın; 1 Mayıs İşçi
Bayramını, mübarek üç aylarını ve Regaib kandilini
kutluyorum.