Soylu'ya değil PM'ne bak Kemal bey!..

CHP kurmaylarının hedefinde Bakan Soylu var.Aynaya bakıyorlar mı bilmem ama. Soylu'nun FETÖ ile bağlantı kurma uğraşlarını izlerken kendi PM'lerine hiç bakıyorlar mı?.

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

CHP Lideri hak ve hukuktan bahsediyor ya!

Ben gülüyorum…

İçişleri Bakanı Soylu’ya saldırıyorlar ya!

Millet gülüyor…

Adama sorarlar;

Siz hiç aynaya baktınız mı?

Soylu’ya FETÖ’cü damgası vurmaya çalışıyorlar ya…

Yalan makinesi olsa çatlardı!

Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduktan sonra bir konuşmasında ne söylemişti:

“CHP artık Atatürk’ün partisi değil...”

Hakkını verelim;

En doğru sözü buydu!

Koskoca CHP Atatürk’ün partisi değil ama Kılıçdaroğlu’nun, Özel’in, Tezcan’ın, Ağbaba’nın, Yılmaz’ın, Tanrıkulu’nun kusura bakmasınlar ama babaların malı gibi olmuş!

Haklarını yemeyelim  ‘aşiret’ gibi bir yönetim tarzı da var!

Parti Meclisi’nde aylardır hukuksuzluğa göz yuman adamlar ‘adalet’ dedikçe hele, hele son günlerde de  Bakan Soylu’ ya fetö üzerinden saldırdıkça gülmemek mümkün olmuyor…

Nasıl mı?

Kemal Bey ve kurmayları, parti meclislerinden FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle KHK ile ihraç edilenlerin  koruyucu meleği olmuşlar!

Hem de bir yılı aşkın süredir kanatları altına almışlar!..

Kim onlar?

Biri CHP PM Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Alper Keten… Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi. 672 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile bu görevinden ihraç edildi...

Gerekçe FETÖ ile ilişkisi…

Bir diğeri;

Aynı kararnamede yer alan bir başka isim Prof. Dr. Ahmet Caner Yenidünya

Onun da FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle Marmara Üniversitesi’ndeki görevine son verildi.

Tesadüfe bakın ki, o da CHP’nin PM üyesi çıktı…

Ve o da FETÖ gerekçesiyle partideki görevinden KHK ile ihraç edildi...

Ama ne hikmetse Kemal Bey bu ihraçları bir yıldır görmüyor, duymuyor, işitmiyor, takmıyor,bu isimleri halen CHP’de PM üyeliğine devam ettiriyor!

Yani sizin anlayacağınız CHP PM’ de FETÖ gerekçesiyle KHK ile ihraç edilmiş iki isim partinin halen PM üyesi!..

Oysa KHK’da, ihraç edilen isimlerin her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin sona ereceği, pasaportlarının da iptal edileceği  açıkça belirtiliyor…

Kemal Bey onları CHP’nin en tepesinde oturtuyor!

Ondan sonra da çıkıp Bakan Soylu’ya FETÖ’ cü damgası vurmaya çalışıyor…

Hadi oradan!..

Sen Cumhuriyet tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı olduğu millet tarafından tescil edilmiş Süleyman Soylu’ya kasetler üzerinden  "Bak sen FETÖ’yü övmüştün " diyerek  algı operasyonu yapacaksın ama  FETÖ’den ihraç edilmiş iki ismi  kendi parti meclisinde kanatlarının altına alıp siyaset yapacaksın!..

Kanun Hükmünde Kararname ile üyelikleri sona eren iki ismin neden bir yılı aşkın  Parti Meclisi’ndeki üyeliklerinin düşürülmediği merak konusu?

Kemal Bey’e bir yerlerden mesaj mı geldi?

PM’de yedek bir ve ikide hangi isimler var?

Şöyle bir araştırdım!

Bakın üstat Emin Pazarcı bu konuda 19 Ekim 2016 tarihinde ne yazmış;

"CHP’de neler olup bittiğini görebilmek ve konuya doğru teşhis koyabilmek için biraz gerilere gitmek gerekir. 672 Sayılı KHK ile üniversitelerindeki görevlerinden uzaklaştırılan ve kamu haklarından men edilen Keten ve Yenidünya, tesadüfen PM üyeliğine gelmiş, CHP’ye sızmış değiller. Kılıçdaroğlu tarafından özel korumayla getirildiler.

Normal şartlarda CHP’nin PM üyeliğine seçilemezlerdi. Tabanda güçleri yoktu. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu, onları Bilim Platformu listesinden yönetime taşıdı. Bir nevi kontenjan hakkını kullandı.

Bu isimlerin en belirgin özellikleri Fetullah Gülen’e yakınlıklarıydı. Kim bilir, belki de bunun için oraya taşındılar. Üstelik 672 Sayılı KHK’deki hükümler net. Sadece üniversitedeki görevlerinden alınmadılar; kamu haklarından mahrum edildiler. Buna rağmen, CHP’nin tepesinde oturmaya devam ediyorlar. Halen korunuyor ve kollanıyorlar.”

Pazarcı bunlara yazarken önemli bir ayrıntıda veriyordu o yazısında;

“Bu isimler gider ve PM’de boşalma olursa, yerlerine Berhan Şimşek ve Haluk Pekşen gelecek. Her ikisinin de bariz özellikleri, Kemal Kılıçdaroğlu ile aynı düşünmemeleri, ulusalcı olmaları ve milli konularda daha hassas bir çizgiye sahip bulunmaları.”

İşte Pazarcı böyle diyordu…

 (Bu arada  yedek birinci sırada yer alan  Haluk Pekşen’in Ergenekon ve Balyoz davalarında herkesin FETÖ’den korktuğu dönemde TSK’nin avukatlığını üstlenmiş  FETÖ’ya savaş açmış bir avukat olduğunu da belirtelim)

***

Aradan 14 ay geçti manzara aynı!..

Kemal Bey PM’ deki bu isimlerle kol kola yürüyor…

CHP’deki FETÖ’cü PM üyesi skandalı bir yılı aşkın süredir devam ediyor. Kemal Bey PM’ nin FETÖ’cü üyeleri ile toplanmaya devam ediyor…

Ama  hiç sıkılmadan  ekibi ile birlikte şimdi bu ülkenin İçişleri Bakanı  Süleyman Soylu’ya  kasetlerle FETÖ’cü damgası vurmaya çalışıyor.

Nafile çabalar!

 Ve!..

Yargıtay Başsavcılığı da CHP’nin bir yılı aşkın süredir KHK’leri tanımayan  tutumunu nasıl gözünden kaçırır diye de merak ediyorum

Alışmışlar ya kendi genel başkanlarını dahi  fetö ile işbirliği yaparak kaset ile indirmeye ya!

Kemal bey geçti  genel başkan olmana vesile olan "kaset imalatçısı FETÖ’ cüler"  dönemi!..

Bu arada Mesut Yılmaz’ın oğlunun cenazesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o bakışı var ya!

Gülmemek mümkün mü?

Ne bakıştı o ya!..

Kemal Sunal’ın ‘Korkusuz Korkak’ filmi aklıma geldi bir anda…

Geçen akşam TV’de izliyorum…

‘İlahi Kemal Bey’ diyorum!..

Bir yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ yu muhatap almadığını  söylüyor, diğer yandan da 10 dakika Soylu’ yu konuşmadan duramıyor…

Çünkü Soylu'nun TBMM'de konuşmasıyla tüm kimyalarını bozduğunu millet çok iyi gördü..

Onlar Soylu’ ya saldırdıkça millet daha çok sahip çıkıyor!

Hakkını teslim edelim…

Reis'e ve Soylu’ ya CHP’nin zararı yok faydası çok!..

Devam Kemal bey!,,

Öyle TBMM’de, grupta konuşmayı bıraksınlar çıksınlar sokağa sorsunlar bakalım Millet İçişleri Bakanı ve kendileri hakkında neler  söylüyor neler?

Onun için AK Partililer “Allah Kemal Bey’i muhalefetin başından eksik etmesin” diye 15 yıldır dua ediyor…

Amin!..

***

Bu arada yazımı tamamlarken ABD yayın kuruluşu Politico son üç yıldır dünya siyasetinin cehresini önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen isimler listesine Meral Akşener’i koymuş!..

Bu kez gülme krizine gireceğim ya!..

Nereden görmüşler, nasıl karar vermişler!..

Kim sipariş vermiş!..

Belli ki  Reis’i devirebilmek için ellerindeki son projeyi mi açıklamışlar…

Söz konusu ABD yayın organı ise!..

At çöpe gitsin!..

FETÖ ısmarlaması olduğu aşikar!..

Ne yapsanız boş  beyler!

15 yıldır hala anlamadınız mı?

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır..

Göklerden gelen bir karar vardır!

 

AHMET DEMİRCAN KİMLERİN

NASIRINA BASTI!

Binali Yıldırım hükümetinde sessiz ve derinden çok güzel işlere imza atan bir bakan var…

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan!

Geçtiğimiz günlerde kulis haberlerinde Demircan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a istifasını sunduğu iddia edilmiş ama bu iddianın tamamen fitne olduğu ortaya çıkmıştı!

Peki neden bir anda böyle bir iddia ortaya çıkmıştı!

Çünkü Sağlık Bakanlığı üzerindeki gölgeyi kaldırmaya, yani temizlik yapmaya başladığı için hedef oldu!

“Bu bakanlıkta ve tüm yan kuruluşlarında şu tarikattan, şu cemaatten, şu gruptan, şu sendikadan insanlar hakim” diyerek operasyon yaptığı için hedef oldu…

Ayrıca Reis dışında kimseden emir almadığı için!

Açıkçası;

Sağlık Bakanlığı üzerinde yıllardır dolaştırılan cemaat bulutlarını kaldırmak için olağanüstü bir çalışma ile göreve başlayan, “Benim için liyakat devlete sadakattir” diyen…

Son derece beyefendi kimliğiyle;

Kimsenin değil devletin hakim olduğu bir bakanlığı yeniden inşa etmeye çalışan, arkasında en küçük olumsuz iz bulunmayan, ne konuştuğunu, ne yaptığını çok iyi bilen, bakanlığında birinin adamı olmayı değil liyakatli olmayı öne çıkaran, medyatik olmamaya özen gösteren açıkçası örnek bir şekilde sessiz ve derinden önemli işlerin altına imza atan bir adam Ahmet Demircan

Sizin anlayacağınız Sağlık Bakanlığı emin ellerde…

Allah yardımcısı olsun Ahmet Demircan Bakanın…

Toplum tarafından ‘yönetilen bakanlık’ olarak anılmaya başlayan Sağlık Bakanlığı’nın bugün ‘yöneten bakanlık’ konumuna getirilmesi  nedeni ile Bakan Demircan’ın birilerinin hedefi olmaması mümkün değil!

O nedenle böylesine cesur devlet adamlarına sahip çıkmak, destek olmak hepimizin boynunun borcudur.