Sorgudaki polis o günü anlattı
Abone olTuncay Güney'in dün çıkan sorgu kasetlerindeki polis konuştu. "Bu adamı bize konuşsun diye göndermişler" dedi
Tuncay Güney’i 2001’de sorgulayan Organize Şube Müdür
Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu savcılığa dilekçeyle başvurarak
'yargıya yardımcı olmak istiyorum' dedi ve o sorgulamayı
anlattı: “Sanki birileri bize bazı şeyler anlatması için
göndermiş gibiydi. Hem bu kadar evrak bulunduran hem de kolay
anlatan adam bana uygun gelmedi. Hayatımda 24 bin sorgulama yaptım.
Her şeyi bilen tek adam olamaz”
İhtiyaroğlu’nun dilekçesinden bazı bölümler
şöyle:
GÜNEY TEKNİK TAKİBE TAKILDI SORGUYA ALDIK
İstihbarat Şubesi’nde görevli Emniyet Amiri Hakan Ünsal Yalçın,
Harun isimli polis memuru, bizim şubede Tahkikat Büro Amiri Kemal
Karademir toplantı yaptık. Hakan Ünsal Yalçın bana ‘Tuncay
Güney isimli bir şahsı takip ediyorduk.
Teknik dinleme yaptık, Bu adam dün Asayiş tarafından gözaltına
alındı, gözaltındayken bizim takip ettiğimiz grubu deşifre etti,
mecburen bu adamı aldırdık, sorgusunu yapıp operasyona
hazırlamamız lazım’ dedi.
İLK LAFI 'BEN VELİ KÜÇÜK'ÜN ADAMIYIM' OLMUŞ
Ben de bu grubun eylemlerini sordum. Hakan da bana ‘Ergenekon
denilen bir suç örgütü, bu suç örgütünün lideri Veli Küçük, mafya
bağlantısı da Sedat Peker’dir, eylemlerini tam olarak bilmiyoruz’
dedi. Zaten ilk olarak Asayiş’te ‘Ben Veli Küçük’ün
adamıyım, bizim Ergenekon örgütümüz var, beni buradan
alırlar’ demiş. Asayiş’teki polislerin sorusu üzerine
Ergenekon’u tamamıyla anlatmış.
GÜNEY'İN SORGU MÜLAKATINI BEN YAPTIM
İstihbarat’tan Hakan ‘Konu İl Emniyet Müdürlüğü’ne intikal
edince olaydan bizim haberimiz oldu. Sızma ihtimali olmasın diye
biz de gidip susturduk. Yine de oradaki arkadaşların yarım yamalak
da olsa bilgileri oldu. İyi sorgulanması lazım, biz de bu
yüzden sorguyu senin yapmanı istedik’ dedi (...) Bu işi
Tahkikat Amiri Kemal Karademir’in yapması gerekirdi ama Şube Müdürü
emrettiği için ben yapmak zorundaydım. Ben soruşturmanın içinde hiç
bulunmadım, sadece Tuncay Güney’in sorgu mülakatını ben
yaptım.
TUNCAY ANLATMAYA DOĞUMUNDAN BAŞLADI
Akşam saatlerinde Tuncay Güney sorguya hazırdı(...)
Mülakat odasına girdik. Tuncay Güney’i getirdim, içeri girdi,
karşımıza oturdu. Ben Hakan ile yan yana idim. Kemal Karademir ise
solumuzda oturuyordu. Memur arkadaşlar ise ayakta ya da boş bulduğu
banka oturmuştu. Ben kendisini tanıtarak başlamasını istedim.
Tuncay doğumundan günümüze kadar kendini anlattı.
Ben dün gece Asayiş’te anlattığı Ergenekon’u en baştan detaylı
anlatmasını istedim.
ÇOK RAHATTI, ŞÜPHELENDİM
Güney konuşurken hep hareketlerine neye tepki verip neye
vermediğine de bakıyordum. Dikkatimi ilk çeken hiç tedirgin
değildi. Oysa olması gerekirdi. Sanki her gün sorgulanıyormuş gibi
rahat, soru sorulmasını dahi beklemeden anlatmaya başladı.
Bu durumdan şüphelendim.
YOLUNDA GİTMEYEN BİR ŞEY VAR
Hatta önümdeki deftere ‘Hiç tedirgin değil, bu adamda
yolunda gitmeyen bir şeyler var’ diye yazıp Hakan’a
okuttum (...) Tuncay ise anlattı da anlattı. Hatta öyle şeyler
anlattı ki, ilk defa duyduğumuz olaylar olduğu gibi, duyunca
şaşırdığımız olaylar, meğerse yanlış biliyormuşuz bu olay
bildiğimiz gibi değil de başkaymış dediğimiz olaylar, hatta ve
hatta inanamadığımız olayları anlattı.
ANLATTIKLARI BİZİM ŞUBEYİ İLGİLENDİRMİYORDU
Güney’in anlattıklarında dikkatimi çeken bizim asli
görevimiz olan mafya, çete işi değil de başka oluşum, terör
niteliği taşımasıydı. Ben de ‘kendi kendime yahu bu adamın
anlattıkları bizim şubeyi ilgilendirmiyor ki’ dedim. Bu
işin sonu nereye varır diye de merak ettim (...)
Sorguyu bitirdiğimizde sabaha karşıydı. Aralıksız 6 saate yakın
belki de daha fazla sürdü. Bu sorgu kayda alınmadı sorgu notları
tutuldu. En sonunda Adil Bey (Dönemin Organize Suçlarla Şube Müdürü
Adil Serdar Saçan) ile değerlendirme yapmaya karar verdik ve
istirahate ayrıldık.
SANKİ BİZE KONUŞSUN DİYE GÖNDERMİŞLER
Şube’de tekrar Adil Bey’in başkanlığında toplandık. Ben
‘Sanki birileri bize bazı şeyler anlatması için göndermiş
gibi. Ben bu adamın anlattıklarına inanmıyorum. Bilgiler
tek adamda toplanmaz. Bu işin içinde başka bir şey var’ dedim.
İstihbarat’tan Hakan da, ‘Bu adamın anlattıklarının bazılarını
kendilerinin de bildiğini, bir proje izni alarak bu suç örgütüyle
alakalı bir çalışma başlatılmasını isteyip ‘İstihbarat ve Organize
birlikte çalışalım’ dedi.
HER ŞEYİ BİLEN TEK ADAM OLAMAZ
Ben her fırsatta bu adama inanmadığımı söyledim çünkü meslek
hayatım boyunca 24 bin kişi sorguladım, yanıldığım elbette
vardır ama Tuncay Güney gibisine hiç rastlamadım. Bu kadar çok şeyi
bilen tek adam... Bu kasetleri incelediğinizde bizim de ne
kadar şaşırdığımızı göreceksiniz. Hem gay, hem bu kadar evrak
bulunduran, hem de kolay anlatan adam bana uygun gelmedi.
ADİL BEY ONUN ANLATTIKLARINA İNANDI
Hatta ben Adil Bey’e herkesin içinde, ‘Müdürüm bu adamın
anlattıkları doğru ise şu an burada MİT Müsteşarı’nın, Genelkurmay
İstihbarat Komutanı’nın, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı’nın da
olması gerekiyor. Biz bunların doğru olup olmadığını süzebilecek
bilgi ve beceriye sahip değiliz’ dedim.
Ama Adil beyi ikna edemedim. Onun anlattıklarına inandı. Sonunda
proje izni alınmasına ve İstihbarat ile koordineli çalışmaya karar
verildi.”
SAÇAN 'KONU KAPATILDI' DEMİŞTİ
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar
Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, Milliyet’te yer alan röportajında,
Güney’in Susurluk’un Veli Küçük önderliğinde bir askeri kanadının
bulunduğunu iddia ettiğini, bunun üzerine de dönemin DGM Başsavcısı
Aykut Cengiz Engin’den projeli çalışma izni alındığını
anlatmıştı.
Saçan soruşturmanın kapatılmasıyla ilgili olarak, “Veli Küçük
hakkında soruşturma izni istedim. Dönemin DGM Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin izin verdi ve bir savcı görevlendirildi. Bu izin
yazısını Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne gönderdim. Bir sene
sonra istihbaratın yazdığı yazı üzerine konu kapatıldı”
demişti.