Son 200 yılın en acı senaryosu: 'Çerkes Soykırımı'

Abone ol

Yakın tarihin en büyük tehcirine tanık olan Çerkes Soykırımı'nın 150. yılı.

İNTERNETHABER ÖZEL İÇERİK

Son 200 yılın en büyük soykırımı olarak kabul edilen Çerkes Soykırımı'nın üzerinden bugün itibari ile tam 150 yıl geçti. Çerkes Soykırımı, gerek en büyük kitlesel göçlerden birine tanık olması gerek de en acı kitlesel ölümlere tanık olmasıyla dünya tarihinde acı bir üne sahip. 

21 Mayıs 1864 tarihi 300 yıl süren Kafkas - Rus savaşlarının sona ermesi ve Kuzey Kafkas halklarının sürgüne zorlanmasının başlangıcıdır. Bu tarihten sonra Çerkes toplulukları dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmışlardır. Sürgün süreci içerisinde birçok insan hayatını kaybetmiş, sürüldükleri topraklarda ise hastalık, açlık ve yoksulluk gibi problemlerle karşı karşıya kalmışlardır.

ÖNCE 450 BİN ÇERKES ÖLDÜRÜLDÜ

Kırım Savaşı sonrasında Kuzey Kafkasya topraklarının kontrolünü devralan Rusya, o bölgede binlerce yıldır yaşayan Çerkes halkını, Osmanlı’ya yakın, sürekli sorun çıkartan asiler olarak görüyordu. 1859’da Ruslar, bölge nüfusunu kıyı bölgelerine sürmek amacıyla dağ köylerini boşaltmak ve direnenleri katletmeye yönelik bir askeri seferberlik başlattı. 1860’ta Çar II. Aleksander tarafından Çerkeslere iki seçenek sunuldu: Ya bataklık olan Don bölgesine yerleşecekler ya da Osmanlı’ya sürgün gideceklerdi. Çerkesler cevap olarak bağımsızlıklarını ilan etti. Katliamlar devam etti. Rusların kendi rakamlarına göre üç yıl içinde 450 binin üzerinde Çerkes öldürülmüştü.



1864’te sağ kalanların, Sochi ve diğer limanlardan Türkiye ’ye gönderilmesine başlandı. Kimi tarihçilere göre 1.200.000 civarında insan sürgün edildi. Bunun tahmini 400 bin kadarı tutuldukları kamplarda, gemilerde; açlıktan, hastalıktan, yoksulluktan, donarak, boğularak telef oldu. Çok değil, bundan 150 yıl  önce, 1 milyonun üzerinde Çerkes yaşadıkları topraklardan zorla sürülerek hayatını kaybetti. Bu, modern Avrupa tarihinde yaşanan ilk etnik temizlik, ilk soykırımdır. 

 

Sürgün yolunda çekilen çileler, yolda telef olanların feci durumları Trabzon'daki Rus konsolosunun, tehcir işlerini idare etmekte olan General Katraçef'e yazdığı raporda şöyle anlatılır:

"Türkiye'ye gitmek üzere Batum'a 70,000 Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde 7 kişi ölüyor. Trabzon'a çıkarılan 24,700 kişiden şimdiye kadar 19,000 kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63,900 kişiden her gün 180-250 kişi ölmektedir. Samsun civarındaki 110.000 kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon, Varna ve İstanbul'a götürülen 4650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğünü haber aldım."

EMNİYETSİZ YERLERE NAKLEDİLDİLER

İşte bu suretle peş peşe sürüp gelen felaketlerin ve musibetlerin darbeleri altında inleyen ve eriyen bu kahraman ve faziletkar milletin bedbaht bakiyesi de Dobruca, Bulgaristan,Sırbistan, Arnavutluk, Suriye, Irak gibi daima tehlikeye maruz bulunan ve daima emniyetsizliğin hükümran olduğu yerlere iskan edilmiştir.



YAKIN TARİHİN EN BÜYÜK NÜFUS HAREKETİ 

Modern tarihin en büyük kitlesel nüfus hareketlerinden biri olan Çerkes sürgünü (Henze, 1986: 247) esnasında deniz gibi kan akıtıldı. Gemiye binmek için aç bîilaç kıyıda yağmur çamur içinde, ölüm iniltileriyle bekleşenler, yanaşan gemiye üşüşüp taşıma kapasitesinin çok üzerinde biniyorlardı. Gemiler de daha fazla para alabilmek için çok yolcu alıyor, bu yüzden fazla yol almadan batan gemilere sık rastlanıyordu. 1864 Mayısında, Trabzon'daki Rus konsolosunun yazdığına göre 30 bin kişi açlık ve hastalıktan kırıldı. Gemilerde hastalık alameti gösteren olursa derhal denize atılırdı.

RESMEN TANINMASI İÇİN 147 YIL BEKLENDİ

Çerkes Soykırımı 20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan parlamentosunun oybirliğiyle aldığı bir kararla Gürcistan tarafından resmen tanındı. Böylece Çerkes soykırımı,bağımsız bir devlet tarafından resmen uluslararsı gündeme taşınmış oldu.

Çerkes Soykırımı'nı anmak amacıyla yapılmış anıtlardan bazıları:



Tarih sayfalarına kazınmış Çerkes Soykırımı'na tanıklık eden bir Çerkes'in sözü :

"Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem."

 

Günün Önemli Haberleri