Türkiye, tarihine geçecek bir iddiayla günlerdir
çalkalanıyor.
CHP lideri Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen gizli
kamera görüntüleri gündemi yerle bir etti. Sokaktaki vatandaştan
tutun köşe yazarlarına kadar herkes bunu
konuşuyor.
Ergenekonla ilgili ses kayıtları, Ali Kırca, Turgut Altınok gibi
isimlerin videoları ve şimdi de Baykal'a ait olduğu iddia edilen
görüntüler...
Kısacası nerede "gizli, saklı" skandal sebebi var, hepsinin ilk
servis edildiği yerler genelde internet siteleri oluyor.
İnternet medyası, medya içerisinde bir anlamda paravan
olarak kullanılıyor.
Baykal'la ilgili görüntüler ilk olarak Metacafe adında video
paylaşım sitesinde yayınlandı arkasından da Habervaktim internet
sitesinde. Ve sonra hızla yayılmaya başladı.
Videonun yayınlandığı tespit edilen 62 site var. Baykal'ın
avukatları bu sitelerle ilgili hukuki sürecin başlatılacağı
haberini verdiler.
Medya açısından büyük bir sınav olan bu olay özellikle
internet medyası açısından çok daha büyük bir sınavdı.
Bir yanda bu görüntüleri kullanarak ya da haber
yaparak
"paravan" olacaksınız, bir yanda iddia
niteliği taşıyan bu görüntüleri görmezden geleceksiniz.
Görmezden gelmek Türkiye'yi sallayacağı belli bir habere de
bir anlamda sırt çevirmeyi seçmek demekti.
İşte bu noktada her medya kuruluşu kendi iç hesabını yaptı. Sonuç
ise ortada.
Görüntüler yayınladığı ilk andan itibaren İnternethaber'de
de yoğun bir kafa patlatma mesaisi başladı.
Görüntüleri yayınlayıp yayınlamamakta bir sıkıntı yoktu. Kimse bunu
aklının ucundan dahi geçirmedi. Mesele olayın haber boyutunda
nerede durulacağıydı.
Haber görülecek miydi? Ne kadarı, hangi boyutu
görülmeliydi? Ya da hiç görülmemeli miydi? Bu tartışmalar
sürerken olay bir yandan ülkenin konuştuğu bir numaralı gündem
maddesi haline gelmişti bile.
Ama İnternethaber olayı görmeden beklemeyi tercih
etti. Yazı İşleri toplantısından çıkan bu karar
neticesinde süreci izleyerek bekledi.
Taki savcılık suç duyurunda bulunana kadar.
İnternethaber'de konuyla ilgili yapılan ilk haber de suç
duyurusuydu.
Olayın bir başka boyutu ise görüntülerde yer alan CHP
Milletvekili olduğu iddia edilen kadınla ilgili.
Artık herkes bu iddialarda ismi geçen kişinin Nesrin Baytok
olduğunu biliyor.
Fakat daha haber ilk verilmeye başlandığı
andan itibaren evli ve çocuk sahibi bir kadının iddialar üzerine
bir haberde isminin açık açık yazılması bence doğru
değildi.
Okuduğum bir çok haberde isim alenen verilmişti. İnternethaber'in
ilk haberinde ise sadece N.B ibaresi vardı.
Bu noktada
İnternethaber'in doğru bir duruş sergilediğini düşünüyorum.
Özellikle internet sitelerinde bu tür etik kurallara riayet
edildiğini malesef nadir görüyoruz.
Bundan sonrası içinse söylenecek pek bir laf yok.
Artık bu görüntülerle ilgili yapılan her açıklama, yazılan,
çizilen ne varsa haber niteliği taşıyor.
Haberi görmeme şansınız yoksa da nasıl gördüğünüz duracağınız yeri
belirler.
Kamusalın ağzından hiç düşmese de çerçeveyi daralttığımızda olay
" özel hayatın mahremiyeti"ne gelip dayanıyor.
Bunun için de medya etiği ilkelerinin çok iyi hesap edilmesi
gerekli. Özellikle de adı
"etikten yoksun" olarak
çıkmış internet medyası için.
Bunun böyle olup olmadığını görmek için gerçek anlamda
habercilik yapan internet sitelerini bu süreçte bilhassa takip
etmenizi tavsiye ederim.
İNTERNETHABER SİZCE NE DEMEK?
İnternethaber'in 10. kuruluş yıldönümü münasebetiyle
"Sizce
İnternethaber ne demek?" diye bir soru sormuştum.
Gelen cevaplardan en beğendiğimi sizinle paylaşmak istiyorum. Her
ne kadar bir Fenerbahçeli olsam da gelen yorum güzeldi:))
haciwhat
internethaber, kuruluşundan itibaren geçen 10 yıllık süre zarfında fenerbahçe'nin türkiye kupası kazandığı haberini okuyucularıyla paylaşamamış haber sitesi demek :)