Size birini ihbar edeceğim

"Çevrenize bir bakının. Herkes parmağı ile onu işaret ediyor."

Selçuk Baymaz selcukbaymaz@internethaber.com

Çevrenize bir bakının.

Herkes parmağı ile onu işaret ediyor.

Her yerde, her şey de o var.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu ya da Tarkan, Sezen Aksu, PSY

Ülkede hiç kimse ondan daha meşhur değil.

Yediden yetmiş yediye sohbetlerimizde.

Markette, kahvede, ofislerde,

Evlerimizin başköşesinde,

En ateşli kavgalarda, isyanlarda, yürüyüşlerde, gazete manşetlerinde, köşe yazılarında,

Onsuz ne bir kelamımız,  

Ne de selamsız bir sabahımız var.

En büyük suçlamalar için;

O, en basit kaçış,

En pembe yalan,

En kahramanca savunma.

Ülkece sığınılacak limanımız. Hem de ne liman…

Gerçeklerimizle yalanlarımızı birbirine karıştırıp, iç içe geçirten en kuvvetli “şey”

***

Şimdi bana içinizden soruyorsunuzdur  “bu adam ne diyor?” diye.

Aslında çok iyi biliyorsunuz ne anlatmaya çalıştığımı.

Ha, çok merak ediyorsanız, gidip devletin “en güçlü, en bilgili, en kudretli” kurumlarına,

Ya da sokağa çıkıp önünüze çıkan ilk insana sorun; “Kim bu anlatılan? ” diye.

Hiç çekinmeyin, korkmayın! Hepsinden aynı cevabı alırsınız.

Ama isterseniz ben size yardımcı olayım. İpuçları vereyim bulmanız için.

Onun hakkında birkaç soru sorayım. Bir çırpıda adını söylersiniz.

Şimdi, 6-7 Eylül ya da Maraş olayları desem? Bir de Dersim’i eklesem…

Sivas Katliamı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü desem?

Eşref Bitlis, Uğur Mumcu,

Oda TV Davası,

Turgut Özal’ın Ölümü,

Hatta Kürt Sorunu neden bitmiyor desem?

Faili meçhuller,

Ergenekon – Balyoz  - KCK Davaları,

İmralı,

Şike Operasyonu desem,

Kim yaptı? Neden Yaptı? Ne oldu oralarda? Diye sorsam,

Eminim, cevabınızla hep aynı noktayı işaret edeceksiniz.

Onu… Yani…

“Bit Yeniği’ni”!

Çünkü her sorunda bir “bit yeniğimiz” var bizim. Hatta her kesimin “kendine mahsus” bir bit yeniği var.

Suçlu yok, sorumlu yok,

Sadece o var!

Oda TV’de bilirkişi rapor verdi: “virüs olabilir de olmayabilir de” dedi.

Turgut Özal suikastı için rapor hazırlandı : “zehir olabilir de olmayabilir de” dendi.

“Oldu mu olmadı mı” bilmiyoruz ama devletin “en yetkili-donanımlı kurumlarının” bizi yönlendirdiği tek bir nokta var. Bu işte bir  “bit yeniği” olduğu.

Kafalarımızda aynı cümle : “Kesin başka bir şey var”

Bu, ülkemizin en büyük hastalığıdır.

Cehaletin olduğu yerde dedikodu eksik olmayacağı gibi; hukukun, demokrasinin, şeffaflığın olmadığı yerde de bunlar eksik olmaz.

Ne Ergenekon Davası bir sonuca varır, ne de Cumhurbaşkanı’na suikast iddiaları.

Lütfen,

Yetkililere sesleniyorum buradan,

Evrensel demokrasi, hukuk ve insan hakları aşkına,

İçimizde dolanan bu bit yeniğini yakalayalım!

Hatta Taksim Meydanı’na çıkartıp asalım! İbret-i alem olsun. (gerçi hükümet orada yayalaştırma adına bir şeyler yapıyor, var onda da bir bit yeniği ama…)

Ki kendimizle yüzleşebilelim.

Kim kime kazık atıyor,

Kim kime ne oyun oynuyor,

Kim neyin faili,

Kim kimin tarafında?

Açık açık görelim.

Yoksa bir adım ileri gideceğimiz yok.