Siyasilere Şemdinli sorulmuyor
Abone olDeniz Baykal, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu'nun adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs iddiasına takipsizlik kararı!
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ve DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar'ın, ''Şemdinli olaylarına ilişkin yaptıkları
açıklamalarla, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri''
iddialarıyla ilgili olarak takipsizlik kararı verdi.
Alınan bilgiye göre, bir grup avukat tarafından Siverek, Şemdinli
ve Ankara Cumhuriyet başsavcılıklarına verilen şikayet dilekçeleri,
aynı konu ve şüphelilerle ilgili olması dolayısıyla birleştirilerek
ele alındı.
Şikayet dilekçelerinde, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana
gelen bombalama olayıyla ilgili iddianamenin basında yer alması
üzerine, Baykal, Mumcu, Ağar ve CHP Konya Milletvekili Atilla
Kart'ın, açıklamalarıyla ''yargıya müdahalede bulunarak adil
yargılanmayı etkilemeye teşebbüs'' suçunu işledikleri iddia
edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Önen, iddialar üzerine
yaptığı incelemede, Deniz Baykal, Erkan Mumcu, Mehmet Ağar ve
Atilla Kart'ın açıklamalarının, TBMM çatısı altında yapıldığını
belirledi.
Şikayetleri ''yasama dokunulmazlığı'' açısından değerlendiren
Önen'in, inceleme sonunda verdiği kararda, Anayasa'nın 83.
maddesinde ''yasama dokunulmazlığı'' başlığı altında ''mutlak
sorumsuzluk'' kavramından bahsedildiği, milletvekillerinin
parlamentoda yaptıkları faaliyetlerin de bu kapsamda yer aldığı
belirtildi.
Milletvekillerinin parlamenter görevleri gereği her türlü fiil ve
hakaretlerinden dolayı hukuki veya cezai müeyyideden korunduklarına
işaret edilen kararda, şu görüşlere yer verildi:
''Bunun sonucu olarak parlamenter görevi sırasında ve bu göreviyle
doğrudan doğruya ilgili olarak yapılan bir fiilin hesabı
milletvekillerinden bu sıfatı sona erdikten sonra dahi sorulamaz.
Bu sorumsuzluk, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan
milletvekillerinin parlamentodaki konuşma hürriyeti düşüncesinden
kaynaklanmaktadır. Bu müessese parlamenter demokrasinin tarihi
kadar eskidir.''
Kararda, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının Anayasa'da
''meclis çalışmaları'' ve ''meclis dışında'' olarak belirlendiği
anımsatılarak, bu anlamda ''meclis çalışmalarından'' söz etmek
suretiyle geniş bir ifadenin kullanıldığı kaydedildi.
Kararda, bu düzenlemeyle milletvekillerinin, TBMM Genel Kurulu,
omisyonlar ve siyasi partilerin meclis gruplarındaki çalışmaları,
oy ve sözleri, ileri sürdükleri düşünce ve eylemlerinden
sorumluluğunun kaldırıldığı vurgulanarak, şu ifadelere yer
verildi:
''Milletvekillerinin parlamenter görevi icabı genel kurulda,
komisyonlarda ve siyasi parti gruplarında açıkladığı sözlü ve
yazılı bütün irade beyanları, buna dahildir. Bu olayın istisnasında
yüksek Yargıtayımız önceleri sorumsuzluğun, hakaret ve sövmeleri
kapsadığı görüşünde iken sonraları bu eylemlerin sorumsuzluk
kapsamı dışında olduğuna ilişkin kararlar vermiştir.''
Kararda, ''şüphelilerin yasama dokunulmazlığı kapsamında olması
dolayısıyla söz konusu eylemleri nedeniyle şüpheliler hakkında
soruşturmaya gerek olmadığı'' kaydedildi.