Siyasette taşeron polemiği büyüyor
Abone olKılıçdaroğlu Suriye'yle ilgili sözlerini ağır dille eleştiren Başbakan Erdoğan'a aynı sertlikte yanıt verdi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Suriye'ye ABD
mesajları iletildi" yönündeki açıklamasını cehalet olarak
nitelendiren Başbakan Erdoğan'a yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, ''Dış politika stratejiniz eğer ülkenizin
yüksek çıkarları, bekası ve sokaktaki insanın refahı bakımından
artı değer üretmiyorsa doğru tespit edilmemiş demektir. Cehaletin
büyüğü budur. Bu cehaletten kaynaklanmıyorsa bunun diğer adı da
ihanettir'' dedi.
Kılıçdaroğlu MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısı
ile Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını yanıtladı.
''Sayın Başbakan hükümetin Suriye politikasını eleştirirken
bizim kullandığımız 'taşeron' sözcüğünden bir hayli içerlemiş
görünüyor'' diyen Kılıçdaroğlu, devletler arası taşeronluk
sözleşmesi olamayacağını, devletlerin kendi kendilerini bu duruma
düşürmesinin söz konusu olduğunu söyledi.
BAKANLA ARASINDAKİ ÜSLUP FARKINI DÜZELTSİN
Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan bize cevap yetiştireceğine
önce kendi bakanı ile arasındaki üslup ve tutum farkını ortadan
kaldırmalı. Sayın Başbakan 'Sabrımızın sonuna geldik' diyor,
'Suriye bizim iç meselemizdir' diyor, Başbakanın bu sözlerinden
bütün dünyanın çıkardığı tek sonuç var, 'Türkiye Suriye'ye müdahale
etmeyi düşünüyor, hatta müdahale edecek'. Çıkan sonuç bu. Bunlar
Batı basınında yazılıyor, çiziliyor. Esasen Sayın Başbakan'ın
beyanlarını başka türlü yorumlamak da mümkün değil'' diye
konuştu.
SOKAK AĞZIYLA POLİTİKA YAPIYOR
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ise ''Suriye'ye müdahaleyi
düşünmüyoruz'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Ya aralarında fikir uyuşmazlığı var, ya kafaları karışık ya da
Sayın Başbakan'ın sözlerini ciddiye almamamız
gerekiyor. Sayın Başbakan sokakta ve sokak ağzıyla
politika yapmaktan vazgeçmelidir. Dış politika ciddi bir iştir. Dış
politika hem sokakta yapılmaz hem de sokağın duygularıyla
yapılmaz. Dışişleri Bakanı son uyarı için Şam'a gidiyor,
iktidar partisinin bir sözcüsü aynen şöyle diyor, 'Davutoğlu
Şam'dan dönünce bir yol haritası çizeceğiz'. Başbakanı da, bakanı
da, açıklama yapan iktidar partisinin sözcüsünü de ciddiyete davet
ediyoruz. Sizin bir yol haritanız bile yokken neye dayanarak
komşunuzu uyarıyor, tehdit ediyorsunuz.
YOL HARİTANIZ YOKSA AMACINIZ NE?
Bizim söylediğimiz gayet basit, sorumuz ise açık ve nettir.
Siz Suriye sorununda böylesine taraf konumuna girerken, bu
sorunu yönetiyor gibi ortaya çıkarken bütün dünyaya 'Türkiye savaşa
giriyor, Suriye'ye müdahale gündemde' imajını verirken hedefiniz
neydi? Ne yapmak istiyorsunuz, kimin adına yapıyorsunuz?
Bunu neden TBMM ile TBMM'de grubu bulunan partilerle anamuhalefet
partisiyle paylaşmıyorsunuz?''
ABD BÜYÜKELÇİSİ'NİN BİLDİĞİNİ BİZ BİLMİYORUZ
Başbakanlıkta yapılan güvenlik toplantısı sonrası ABD Büyükelçisi
ile yapılan görüşmeye dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ''Zirve
öncesi, zirve sonrası ABD Büyükelçisinin bildiğini biz bilmiyoruz.
TBMM Başkanı da bilmiyor. Parlamento da bilmiyor, parlamentoda
grubu olan partiler de bilmiyor. İşte sorun bu. Siyasete, nezakete
sığmayan sözlerle bize saldırmanızın nedeni de bu''
dedi.
YOL HARİTANIZ YOKSA TAŞERON OLURSUNUZ
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Siz de çok iyi biliyorsunuz ki böylesine angaje olduğunuz bir
konuda yol haritanızı daha sonra çizeceksiniz. Yani siyasi
bir hedefiniz yoksa siz başkalarının siyasi hedeflerine taşeronluk
yapıyorsunuz demektir. Libya'da da böyle olmadı mı?
'NATO'nun Libya'da ne işi var?' diyen siz değil miydiniz? Daha
sonra NATO'nun müdahalesine destek olarak tıpkı Irak da olduğu gibi
yüzlerce Müslüman'ın öldürülmesine, okyanusta boğulmasına katkıda
bulunmadınız mı?
CEHALET DEĞİLSE İHANETTİR
Dış politika stratejiniz eğer ülkenizin yüksek çıkarları,
bekası ve sokaktaki insanın refahı bakımından artı değer
üretmiyorsa doğru tespit edilmemiş demektir. Cehaletin büyüğü
budur. Bu cehaletten kaynaklanmıyorsa bunun diğer adı da
ihanettir.
Meclis'ine, anamuhalefetine, halkına değil de Batının egemen
güçlerine bilgi vermeyi düstur edinenler egemen güçlerin
taşeronluğunu yapanlardır. Sayın Başbakan siz anamuhalefeti
eleştirseniz de bu böyledir, suçlasanız da bu böyledir. Sizinki
toplum vicdanının isyanı sonucu suçluların ve suçlunun telaşıdır.
Bu aynı zamanda taşeronluğun tescilidir.''