’’Siyaseti bırakırım’’
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen iftarda “Demokratikleşme, insan hakları konusunda hükümetlerin karne...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kadıköy İskele Meydanı’nda
düzenlenen iftarda “Demokratikleşme, insan hakları konusunda
hükümetlerin karnelerini şöyle yan yana alıp, elini vicdanına koyup
insanlarımız objektif bir şekilde değerlendirdiğinde, AK Parti eğer
onların yüz katı daha fazlasını yapmamışsa, ben bu siyaseti
bırakırım” dedi.
’’2 MİLYAR 230 MİLYON DOLARLIK YARDIMDA BULUNDUK’’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Kadıköy İskele
Meydanı’nda düzenlenen iftar programına katılan Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ, Türkiye’nin nerde darda, zorda olan bir insan varsa
hemen yanı başında olduğunu ifade ederek, “Akraba, soydaş
topluluklar olsun, akraba ve soydaş olmayan topluluklar olsun,
dünyanın neresinde olursa olsun darda ve zorda olan insanlara bugün
yardım elini uzatan bir Türkiye var. 2012 yılında ülkemiz
yurtdışında darda ve zorda olan ülkelere ve topluluklara tam 2
milyar 530 milyon dolarlık yardımda bulundu. Nereye giderseniz
gidin, bu yardım elinin bir sevgiye döndüğünü görebilme imkanınız
var" dedi.
’’SAĞDAN SAY 16, SOLDAN SAY 16’’
Bozdağ, geçmiş dönemlerde bilimsel alanda bir tekel oluştuğunu ve
hükümetleri döneminde bu tekeli yıktıklarını dile getirerek,
"Yeniden rekabete açtık. Rekabetin güçleneceği bir Türkiye’den,
Türkiye güçlü çıkacaktır. Çünkü bilimsel alandaki rekabet,
Türkiye’nin her alandaki gelişmesine daha pozitif katkı yapacaktır.
Anayasa ve diğer yasa çalışmaları yaptığımızda, anayasa hukukçusu
kaç tane Türkiye’de profesör düzeyinde var diye baktığımızda, rakam
16. sağdan say 16, soldan say 16. sayısı daha sonra arttı ama
16’sından bizim Burhan Kuzu’yu çıkar, 15’ine sor, tıpkısının aynısı
görüşler göreceksiniz neredeyse. Bu kadar birbirine benzemez.
Neden? Çünkü bir tekel oluşmuş. Oraya başkaları giremiyor. Şimdi
biz, bilimsel alanı rekabete açtık. Artık hukuk fakültelerinde de,
tıp fakültelerde de, başka fakültelerde de her renkten, her
düşünceden, her anlayıştan onlarca akademisyenimiz olacak ve bu
alanda herkes daha çok çalışmak, daha çok üretmek mecburiyetinde
kalacak. Bu Türkiye’nin gücüne güç katması demektir" şeklinde
konuştu.
’’3 TANE SLOGANDAN BAŞKA CÜMLE BİLMİYORLAR’’
Hiçbir gücün, bundan sonra Türkiye’nin huzurunu, güvenliğini,
istikrarını bozmaya gücü yetmeyeceğini sözlerine ekleyen Bozdağ,
"Çünkü Türkiye, eski Türkiye değildir. Türkiye’nin siyaseti eski
bir siyaset de değildir. Halkımız da eski siyasetleri çok iyi
anlamış, görmüş, biliyor. Bazı türkülerin nakaratı gibi slogan
ezberleyenleri de çok iyi tanıdı. 3 tane slogandan başka cümle
bilmeyenleri de çok iyi tanıyor. Bu millete hizmet edenleri de bu
millet, gayet yakından biliyor, tanıyor ve ona göre
değerlendirmesini yapıyor" dedi.
’’SİYASİLER BİLE CESARET EDEMİYORDU’’
Demokratikleşme alanında da çok ciddi adımlar attıklarını ifade
eden Bozdağ, “Demokratikleşme, insan hakları konusunda hükümetlerin
karnelerini şöyle yan yana alıp, elini vicdanına koyup insanlarımız
objektif bir şekilde değerlendirdiğinde CHP’sidir, MHP’sidir,
diğerlerinin tamamını koyun. AK Parti eğer onların yüz katı daha
fazlasını yapmamışsa, ben bu siyaseti bırakırım. Kıyas bile
yapılamaz. Şimdi konuşuyorlar. Bu yapılanların önemli bir kısmını
Türkiye, 2002’de konuşamıyordu. TSK İç Hizmet Yasası’nın 35.
maddesinin değiştirilmesini gündeme siyasiler getirmeye dahi
cesaret edemiyordu. Ama biz o adımları attık" şeklinde konuştu.
’’SAZAN AKSU’’
AK Parti hükümetlerine karşı müthiş bir iftira kampanyası
yürütüldüğünü belirten Bekir Bozdağ, “Pek çok yalan şeyler, iftira
şeyler hakikatmiş gibi konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor ve bir
yerlerden bir yerlere servis ediliyor. Bakın diyorlar ki “Bu AK
Parti bizim hayat tarzımıza müdahale ediyor”. 2002’de Kadıköy’deki
bir kardeşimin, Türkiye’nin 81 ilindeki, ilçelerindeki kardeşimin,
yapabildiği bir şey var da, 2013’ün Türkiye’sinde yapamadığı hangi
şey var? Tek bir tane örneği, bir Allah’ın kulu gösteremez. 2002’de
giymek isteyip giydiği, 2013’te giyemediği ne vardır. Kimse
gösteremez. 2002’de yiyip içtiği, 2013’te yiyip içemediği ne var,
hiç kimse gösteremez. 2002’de konuştuğu, söylediği, 2013’te
konuştuğu, söyleyemediği ne var, hiç kimse bir tane örnek
gösteremez. Bunların tamamı korku pompalamak. İşte, Şafak Sezer,
başbakanımızı sevdiğini söyledi, başına gelmedik kalmadı. Mahalle
baskısı işte budur. Sezen Aksu açılıma destek verdiğini 2009’da
söylemişti, İzmir’de ismini “Sazan Aksu” diye değiştiren işler
yaptılar. Mahalle baskısı işte bu. İnsanları görüşünü açıkladığı
zaman linç eden, hain ilan eden, işbirlikçi ilan eden yaklaşımlar,
toplumdan dışlayan anlayışlar. Ama bizim dönemimizde, hükümetimizin
icraatlarından, çıkardığı kanunlardan kaynaklı, milletimizin
hürriyet alanını daraltan en ufacık bir adımı biz atmadık,
atılmasına da asla izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz"
diye konuştu.
(İHA)