Sıradan insanların sıradışı öykülerini anlatıyor
Abone olSayım Çınar yazdığı insan öyküleriyle dikkat çeken bir isimle, Rezan Özger’le söyleşti. Rezan Özger Şimdi Bu Aşk mı adlı kitabında sıradan insanların öykülerini anlatıyor.
GAZETECİLER.COM - SAYIM ÇINAR
Sayım Çınar yazdığı insan öyküleriyle dikkat çeken bir
isimle, Rezan Özger’le söyleşti. Rezan Özger Şimdi Bu Aşk mı adlı
kitabında sıradan insanların öykülerini anlatıyor.
Yeni kitabınızı kutluyorum. Bu öyküleri yazmak için yaşamak mı
lazım, otobiyofrafik özellikler taşıdığını düşünüyor
musunuz?
Tam olarak denemez. Birinci kişi ile yazdım. Yaşanmışlıklar var
şüphesiz, deneyimler, avukatlık geçmişimin getirdiği birikimler
var. Benden bir şeyler mutlaka var. İnsan en yakın kendini tanır ne
de olsa. Yine de olduğu gibi benim öykülerim diyemem.
Bilinçaltı öyküm evet etkileyici. Bastırmışlıklar var öyküde. Zaman
süratle geçiyor. Itiraf etmek zor yaşı. Bunu konu ettim.
Benjamin Button öyküsünü çağrıştırdı bir yandan.
Çarpıcı bir konu evet.
GENELDE ÖYKÜLER ÇOK
SIRADAN
Türkiye’de sıradışı öykülerle çok karşılaşamıyoruz.
Gerçekçiyiz. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Piyasada kitabı satılanları izliyorum. Gerçekten sıradan öyküler.
Aşırı derecede baskı var, darbeler. Sorgulama yasaklanmış. Soru
sormadığınızda enteresan bir şey yakalayamazsınız. Bu yüzden uçuk
hikayeler çıkamıyor. Kafka’nın hamamböceği çıkamaz burada. Hayal
kurma yasak. Insanların rahat olması lazım.
Anne kız ilişkisini konu alan da bir öykünüz var.
Nesiller hep çatışmıştır. Egemenlik, benlik duygusu hep vardır. Yaş
alsanız da değişmiyor. Dominantlık var.
Annenizi mi anlattınız bu öyküde?
Annem var evet. Okuma tiyatrosu şekilnde yaptmıştım Kilyos’da.
Bitince çok beğenilmişti. Dinleyiciler yakınlık kurmuştu.
Çiçeklerle konuşur musunuz? Doğayla konuşma temasını yakın
buldum size.
Ben konuşmam ama çok kadın bilirim konuşan. Yanlış bir şey değil
yapılan. Haberleşiyorlar çiçekler ve insanlar aslında.
YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAYINCA AŞK HAYAL
OLARAK KALIYOR
Aşka zaman olmadı diyorsunuz bir noktada. Aşka zaman
kalmıyor mu günümüzde?
Ülkemizde doğal bir olgu değil. Zamanı geldi diye evliliğe
yönlendiriyorlar. Toplum baskısı çok fazla erkeklerde de kadınlarda
da. Yaşama özgürlüğü olmayınca aşk hayal olarak kalıyor.
Edebi bir dil kullanıyorsunuz. Yüksek bir edebiyat var
öykülerinizde. Aşkı da güzel anlatıyorsunuz. Farklı karakterleriniz
var.
Okura sorular soruyorum. Çıkar ilişkilerini, saf aşkı
anlatıyorum.
Hayatın içinden karakterler seçme fikri hayatınızı nasıl
etkiledi?
Mesleğimi yaparken de aynı tip dava almayı sevmezdim. Her gün aynı
yerleri silmek gibi gelirdi. Hoşuma giderdi yeni dünyalar
keşfetmek. İnsanlar farklı, yaşamlar farklı. Bunları incelemek
gerekiyor.
Öykülerin ardından daha farklı bir insan oldunuz mu?
Olmadım aslında. Kendimi ifade edebildiğim için rahatladım
diyebilirim. Hikayeleri anlatmak mutluluk. Anlaşılır olmak önemli.
Okuyucular beğenecek mi şimdi onu bekliyorum.
TARİHİ SIRADAN İNSANLAR
YAZDI
Sahte dünyanın sahte insanlarından uzak diyebilir miyiz
öyküleriniz için?
Sahici evet. Sıradan insanlar var bu öykülerde. Önemli olduğunu
iddia etmeyen insanlar var. Tarihi yapan insanlar da bu insanlar.
Ölen savaşan bu insanlar. Padişahın ismini biliriz ama değerleri
üreten bambaşka insanlardır. Lego gibi düşünün, sıradan insanlardan
olağanüstü bir şey çıkar.
Resim de yapıyorsunuz.
Yurtdışına fuarlara katılıyorum. Kapak çalışmamı da ben yaptım.
Resim, edebiyat ve müzik, hepsi bir bütün. Resim yaparken içindeki
müziği duyarsınız. Öykü okurken renklerini görürsünüz. Sesini
duyarsınız. Hep bir iç dökme hali var sanatın her alanında.
İNSANIMIZ ELEŞTİRİ YAPMAYI BİLMİYOR,
ÖVMEYİ SEVİYOR
Tanıdık hikayeler de var kitabın içinde. Çevrenizdeki insanlar
nasıl tepkiler verdi?
Bizim insanımız övmeyi çok sever. Olumlu eleştiri yapmayı bilmez. O
yüzden emin olamıyorum. Bir farklılık yarattım mı merak ediyorum.
Kendilerinden bir parça bulmaları benim için çok önemli.
Yaşlılık ile herkesin bir derdi var, annelik, evlatlık da öyle.
Inanıyorum ki öykülerde insanlar kendilerinden bir şeyler
bulacaktır.
Ben de öyle umuyorum. Yaşamak ve yazmak çok önemli.
Kadın öyküleri diyebilir miyiz?
Daha çok kadın var haklısınız. Her şeyden önce kadınım, kadın
dünyasını daha iyi biliyorum. Dolayısıyla çevremdeki kadınları
anlayabiliyorum. Anlatıcının kadın olduğu hissediliyor anladığım
kadarıyla. Dünyada ezilenler kadınlardır sonuçta, duyarlıyım bu
konuları, öykülerime de taşıyorum.
EDİTÖRLÜĞÜMÜ OĞLUM
YAPTI
Öykü yazma fikri nasıl gelişti?
Hep yazardım. Denemeler yazardım daha çok. Arkadaşlarım teşvik
etti. Kilyos’da birbirimize okumaya başladık. Editörüm benim oğlum,
bu da önemli bir nokta.
Devam edecek misiniz yazmaya?
Yeni öyküler yazıyorum. Davalarda dikkatimi çeken karakterler
vardı. Onları işleyeceğim. İnsana dair yazmaya devam edeceğim.
Kendi öykülerinizi nasıl tanımlarsınız?
İnsan öyküleri yazıyorum. Anlatacak güzel şeylerim var,
anlatıyorum.