Sırada Suudi Arabistan mı var?
Abone olOrta Doğu'daki isyan hareketinin bölgenin kilit gücü Suudi Arabistan'a yayılıp yayılmayacağını Cuma günü için planlanan gösteriye katılım ve yönetimin tepkisi gösterecek.
Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki halkların otoriter rejimlere
başkaldırısı başladığından bu yana, cevabı biraz da tedirgin bir
şekilde aranan bir soru var: Sıra Suudi Arabistan'a gelir
mi?
Tedirginlikle, çünkü dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan. Daha da önemlisi, son derece baskıcı bir rejime sahip olması nedeniyle, isyanın Libya'da olduğu gibi kanla bastırılması olası.
Suudi Arabistan'da ilk kıpırdanmalar geçen hafta, hem
ülkenin en zengin petrol yataklarına ve hem de nüfusun yüzde 10'unu
oluşturan Şii nüfusa ev sahipliği yapan doğuda görüldü. Uzun
süredir cezaevinde olan Şii tutukluların serbest bırakılmasını
talep eden kalabalıklar protesto gösterileri düzenledi. Cuma gününü
de, daha büyük gösteriler için "Öfke Günü" ilan ettiler.
Suudi Arabistan'ın da bir ayaklanmaya sahne olup olmayacağının ipuçları Cuma günü alınacak gibi görünüyor. Öncesinde, Londra'daki Kings College'da Din Antropolojisi dersleri veren Suudi Arabistanlı Profesör Madavi el Raşid'e ülkedeki tabloyu sorduk.
BBC: Protestocuların etnik, mezhepsel, siyasal ve sosyal özellikleri neler?
El Raşid: Şiilerin, petrol sahalarının
bulunduğu doğudaki protesto gösterileri ile ilgili çok haber
yapıldı. Ancak Cuma günü başkent Riyad'da yapılan gösteri pek
dikkat çekmedi. Bunu şunun için söylüyorum: Suudi Arabistan'daki
protestoları ya da reform çağrılarını değerlendirirken dikkatli
olmak gerekiyor. Bunu sadece Şiilerin bir başkaldırısı olarak
görmemek lazım. Zira reform, özellikle de siyasi reform talepleri
Suudi Arabistan toplumunun tüm kesimlerinde görülüyor. Bu siyasi
reform talebi bir süre önce Suudi Arabistan Kralı'na bir imza
kampanyası şeklinde de sunuldu ve imzacıların çoğunluğu
Sünni'ydi.
BBC: Peki bu muhalefetin gücü ne? Toplumun geniş
kesimlerinin desteğini sağlayıp kitlesel bir hareket doğurabilirler
mi?
El Raşid: Bunu bilmiyoruz. Şimdiye kadar olanları
değerlendirmekle yetinmek zorundayız. Ülkenin doğusunda çok sayıda
kent ve kasabada insanların sokağa döküldüğünü ve çok öfkeli
protestolar sergilediğini gördük. Hükümet de askerleri sokağa
çıkardı ve bu gösterilere müdahale etti. Ayrıca mutlak monarşiden
anayasal monarşiye geçiş talep eden bir din alimini tutukladılar.
Ancak protestocular geri adım atmadı ve hükümet de bu kişiyi
serbest bırakmak zorunda kaldı. Bu bir kazanımdı. Ancak hareketin
ne boyutta olduğunu ancak cuma günü görebileceğiz. Suudi
Arabistan'da sokakta gösteri yapmak yasak olduğu için, muhalefet
facebook ve diğer sosyal paylaşım siteleri üzerinden, Cuma günü
için taraftar toplamaya çalışıyor. Şimdiden, sanal ortamda oluşan
bir Tahrir Meydanı'ndan söz edebiliriz. Hükümet de bazı sitelere
müdahale ediyor. Ancak dediğim gibi, asıl gösterge Cuma günkü
katılım ve tabii hükümetin tepkisi olacak.
BBC: Bölgede isyan hareketlerinin başlaması
üzerine Suudi rejiminin para musluklarını açtığına ve maaş
artışının yanı sıra, konut, emeklilik, eğitim gibi alanlarda
yardımlara hız verdiğini gördük. Tüm bunlar yönetimin
protestocuları ciddiye aldığını gösteriyor diyebilir miyiz?
El Raşid: Hükümet 24 saat önce, İslam'ın bu tür
protestolara izin vermediğini savunan bir fetva yayınlattı. Bence
bu, protesto gösterilerinden ne kadar büyük kaygı duyduklarını
gösteriyor. Ayrıca dediğiniz gibi bu ekonomik yardım paketini
uygulamaya koydular. Amaç toplumun gazını almaktı. Gösteriler yasak
olduğu için sokaktaki nabzı tutmak zor olsa da, sosyal paylaşım
sitelerindeki yorumlardan, halkın bu ekonomik pakete ciddi şüpheyle
yaklaştığını görüyoruz. Rejimin kendilerini anlamadığını, sadece iş
ve kazanç değil, aynı zamanda ve belki de daha önemlisi, siyasi
reform istediklerini dile getiriyorlar. Az önce bahsettiğim imza
kampanyasında da siyasi katılım, şeffaflık ve ülkenin en büyük
sorunlarından yolsuzlukla mücadele talepleri öne çıkıyor.
BBC: Yani bir çok diğer Arap ülkesinde de
gördüğümüz gibi, petrolden gelen zenginlik demokrasi ve sosyal
adalet talebine yanıt veremiyor mu?
El Raşid: Buradaki çelişki Suudi Arabistan'ın,
bölgenin en zengin ülkelerinden biri olmasına karşın, kişi başına
düşen milli gelir açısından en geride olması. Çoğunluğun geliri bin
doların altında. Bu insanlar yönetime baktıklarında aralarındaki
uçurumu görüyorlar. Ayda 250 bin dolar geliri olan prenslere
baktıklarında öfkeleniyorlar. Tabii bu zenginleşmede en önemli
unsur yolsuzluk. Hükümetin tüm kademelerine sinmiş durumda bu.
BBC: Son dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki
halk hareketlerinde radikal İslamcı grupların kitleleri
yönlendirmek şöyle dursun, neredeyse izleyici sıralarına
hapsolduğunu gördük. Ancak Suudi Arabistan'da güçlü bir El Kaide
tabanı var. Sizce orada nasıl işler bu süreç?
El Raşid: Suudi Arabistan'da da, protestoları
örgütleyenler, siyasi reform çağrısını dile getirenler radikaller
değil. Çünkü zaten onlar reforma, seçime, demokrasiye inanmıyor.
Anayasal monarşi falan istedikleri yok. Değişim isteyenlerin
çoğunluğunu, siyasi haklar ve ekonomide fırsat eşitliği talep eden
orta sınıflar oluşturuyor.