Signum, GM'ye gurur verdi
Abone olDünyanın en büyük otomobil üreticisi General Motors, kalite yolculuğundaki çalışmalarının meyvesini almaya başladı. GM, kaliteyi Opel Signum’la yakaladı.
J.D Power&Associates tarafından ABD’de gerçekleştirilen en
son araştırmada, General Motors, kalite ve güvenilirlik bakımından
performansta üst sıraya tırmanarak, 18 araç segmentinin beşini
kazandı.
Ancak, GM’nin elde ettiği başarılı sonuçlar sadece ABD’de değil,
Avrupa’da General Motors Europe (GME) araçları ve özellikle ana
marka Opel’de de yaşanıyor. Almanya’da gerçekleştirilen J.D.
Power’s ‘Müşteri Mamnuniyeti İndeksi’ araştırmasında, büyük-ölçekli
otomobil imalatçıları arasında Opel, araştırmanın ilk yapıldığı yıl
olan 2002’den bu yana, büyük bir gelişme kaydetti. Opel Signum, CSI
2005 araştırmasında en iyi Alman otomobili seçilirken, 119
uluslararası rakip arasında altıncı oldu.’
KALİTE BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ
Frankfurt’ta Rüsselsehim fabrikasında düzenlenen bir toplantıda
dünya basınına Opel’in kalite kontrol sistemi ile ilgili bilgi
veren GME Başkan Vekili Peter Dersley, kalitenin anlamının,
yalnızca hatasız otomobiller, ticari araçlar demek olmadığını,
bundan çok daha fazlası olduğunu ifade etti. Dersley, ‘Kalite,
birinci önceliğimizdir ve General Motors’ta işimiz, görevimiz ne
olursa olsun bir hatayı, arızayı kabul etmeyeceğiz,
oluşturmayacağız veya bunu başka bir yere aktarmayacağız. Şirket
kültürümüz tek bir yöne doğru değişmiştir’ dedi.
SIFIR HATA FELSEFESİ
Sıfır hata oranına ulaşma felsefesinin, şirket kültürünün bir
sonucu olduğunu kaydeden Dersley, 1990’ların ortalarına göre
Opel’in ortalama dört kez daha hızlı ve tamamen sorunları çözebilme
yeteneğine sahip olduğunu söyledi. Dresley, kalite çalışmaları
sonucunda alınan başarıları şöyle anlattı: ‘Avrupa’daki bu başarı,
General Motors tarafından dünya çapında gerçekleştirilen kalite
girişiminin bir bölümüdür. 1990’ların sonunda ilk kez
başlatılmasından bu yana ABD dahil olağanüstü sonuçlar doğurmuştur.
J.D. Power’in yüksek derecede saygın, güncel kalite araştırmasında
GM modelleri, bir otomobilin ilk baştaki kalitesi bakımından 18
araç segmentinden beşinde birinci oldu. Opel Vectra ve Signum’un
Amerikan kız kardeş modelleri Chevrolet Malibu ve Malibu Maxx da,
bu birinciler arasındaydı. Buick ve Cadillac markaları da, ABD
pazarındaki 31 diğer markanın önüne geçerek toplamda sırasıyla
dördüncü ve beşinci pozisyonlara ulaştı. J.D. Power, şimdi de
dünyanın en büyük oto yapımcısının araç güvenilirliği alanında en
önemli adımları attığını onaylıyor. Çünkü GM, 19 araç segmentinden
8’ini kazandı.’
ANDOM KORDONU ÇEKİLİYOR
Dersley, kalite felsefesini ve yapılanları ise şöyle anlattı:
‘Üretim bandındaki her bir çalışanın başlıca yükümlülüğü şudur:
Eğer belirlenen devre süre içinde çözümlenemeyen bir sorun ortaya
çıkarsa, üretim bandındaki çalışan tarafından ‘andom kordonu’
(andom kord) çekilerek durum hemen haber verilir. Bu durumda, ekip
lideri tarafından derhal yardım sağlanır. Buna ek olarak, üretim
boyunca çok net ve açık olarak tanımlanan ‘kalite kapıları’
(quality gates) başarılı bir şekilde geçilmek zorundadır.
ULUSLARARASI BİLGİ PAYLAŞIMI
Fabrikalar, düzenli bir esas üzerinden bilgi ve verileri
paylaşırlar. Örneğin, Almanya’da Rüsselsheim’da bulunan Opel
fabrikası, tek tek her bir aracın geçmesi gereken
standartlaştırılmış bir su testinin öncüsüdür. Araç su testinde iki
dakika kaldıktan sonra, kalite kontrolcüler, çok özel elektronik
nem sensörleri ile akıntı, sızıntı kontrolü yaparlar. Bu test
prosedürünün çok başarılı olduğu kanıtlandı ve şimdi dünya çapında
paylaşılmaktadır. Bilgi ve deneyimlerin bu şekilde paylaşılması,
iki yönlüdür. Avrupa’daki GM fabrikaları, Amerika’daki
benzerlerinden bir gürültü testi (gıcırdı ve takırdama testi)
adapte ettiler. Bu testte, uzmanlar tarafından en son kontroller
sırasında, her bir araç standartlaştırılan bir test pistinde
hareket etmek zorundadır. Sonuçta, rahatsız edici hiçbir gürültü
algılanmaması garantilenir.
Kalitede gelişme sağlayan faktörler, yalnızca yüksek-teknoloji
tesisleri değildir. Çoğu kez büyük fark yaratan küçük önlemlerdir.
Dünyadaki her otomobil fabrikasının en önemli günlük sorunlarından
biri, nihaó montaj istasyonunda çalışan işçilerin aletleri ile
kazayla araçların boya işçiliğine hasar vermesidir. Bu da Opel’in
Almanya’daki Rüsselsheim fabrikası işçilerinin, plastikten yaylı
manşonlar (kol) geliştirmelerine neden oldu. Bu yeni buluş,
elektrikli vidaların ucunu artık kullanılmadıkları zaman hemen
kapatmaktadır. Birtakım başarılı testlerden geçtikten sonra bu
basit ve kolay fikrin dünya çapında GM içinde bir standart olması,
çok yüksek bir olasılıktır.’
275 mühendis kalite sorunuyla mücadele ediyor
GM Avrupa Başkan Vekili Peter Dersley, sürekli kalite
iyileştirmelerinin önemli bir yönünün yalnızca semptomları ele
almak olmadığını, sorunu her yönü ile baştan aşağı analiz etmek ve
sorunun köküne inmek olduğunu söyledi. Avrupa’daki GM
fabrikalarında, yaklaşık 275 mühendis ve teknisyenden oluşan
‘Kırmızı X Ekibi’ olarak bilinen bir görev gücü olduğunu kaydeden
Dersley, ‘Bu görev gücü, sorunların çözümünü hızlandırmak için çok
önemli ve temel katkılar yapmaya devam ediyor. 1990’ların ortaları
ile karşılaştırırsak, şimdi sorun çözüm süresi dörtte-bir
azaltılmıştır’ diye konuştu.
Opeller her aşamada tek tek kontrol ediliyor
GM, Rüsselsheim Fabrikası’nda yeni kalite kontrol sistemini
uygulamaya başladı. Boyahane, karoser atölyesi ve üretim bandı
olmak üzere üç ana bölümü bulunan fabrikada kalite kontrol süreci,
önce karoserin testlerden geçirilmesiyle başlıyor. Boyahanede de
yüzey ve standarda uygunluk testleri yapılıyor ve üretim bandına
gönderiliyor. Burada araçların montajı gerçekleştiriliyor. Araçlara
monte edilecek kokpitler, kontrol noktasında gösterge paneli,
navigasyon sistemi, klima gibi elektrikli veya elektronik
donanımlar testlerden geçiriliyor.
Araçlar üretim bandından çıkmadan önce son bir kontrol noktasında
onay almak durumundalar. Burada ABS, hız sabitleyici, park sensörü,
motor kontrol sistemi, havayastıkları, sunroff gibi donanımların
görevlerinin tam anlamıyla yerine getirip getirmedikleri
değerlendiriliyor. Banttan çıkan otomobiller daha sonra Dinamik
Araç Testi aşamasına geçiriliyor. Saatte 67 adet aracın geçtiği bu
test üç aşamadan oluşuyor. Birinci aşamada el freni, klima,
havayastıkları, park sensörleri gibi ekipmanlar kontrol ediliyor.
Ayrıca fren pedalının tepkisi ölçülerek, ABS ve ESP gibi güvenlik
donanımları test ediliyor. İkinci aşamada ise aracın seyir
halindeyken şanzıman, klima, aynalar ve frenleri gibi özellikleri
test ediliyor. Son aşamada ise havayastıkları yeniden test
edilirken, aracın yürüyen aksamları kontrol ediliyor.
Dinamik testi tamamlayan araçlar su geçirmezlik testine tabi
tutuluyor. Araçlar dakikada 2.45 metre ilerleyen bir band üzerinde,
her yönden gelen tazyikli sudan geçiyorlar. Ortalama iki dakika
boyunca su testine tabi tutulan araçların daha sonra içerisindeki
nem oranı ölçülüyor. Fabrikada su testi için 3 adet bant buluyor.
Böylece, saatte 73 adet araç su geçirmezlik testinden geçiriliyor.
Araçlar daha sonrasında ise kabin içindeki sesin test edildiği bir
bölüme alınıyorlar. Böylece, su geçirmeyen kabin, sesi de
geçirmiyorsa fabrikadaki kalite kontrol aşamalarını tamamlamış
oluyor.
Haber: Ufuk Sandık
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr