Siber suçlarla mücadelede yeni dönem
Abone olUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, sanal alemdeki suçlarla ilgili sözleşmenin kabulüyle birlikte yeni bir döneme gi...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
sanal alemdeki suçlarla ilgili sözleşmenin kabulüyle birlikte yeni
bir döneme girileceğini söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, gazete
ve televizyonların Ankara temsileri ile bakanlık personeline iftar
verdi. Bakan Yıldırım, TCDD Behiçbey Demirspor tesislerinde
gerçekleşen iftar sonrası Türkiye gündemi ve bakanlığın
çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Siber suçlarla
daha etkin mücadele için çalışma yaptıklarını belirten Yıldırım,
sosyal medyada artan sahte hesaplar başta olmak üzere hakaret,
ırkçılık içerikli ifade ve görüntüler için yer sağlayıcılarına para
cezası uygulayacaklarını açıkladı. Yıldırım, Gezi Parkı olaylarının
ardından Facebook ve Twitter yetkilileriyle görüştüklerini,
Türkiye’ye çifte standart uygulayan bu kuruluşların öncekinden daha
titiz davranmaya başladığını ifade etti. Yeni yasama yılında siber
suçlarla ilgili düzenleme yapacaklarını bildiren Yıldırım, "Twitter
ve Facebook kayıtları bize vermiyor ama fake yani sahte hesapları
tespit edip kapatmaya başladı. Türkiye’de taşeron firmalar takipçi
satın almak isteyenlere ilan yoluyla ulaşıyor. Mesela beş bin
takipçi istiyorsanız 59 lira, on bin retweet için 99 lira
ödüyorsunuz. Bu iş bayağı sektör olmuş. Yasal boşluk nedeniyle
dünyadaki en serbest ülke şu anda Türkiye. Özgürlüklerin
kısıtlanacağı ve sosyal medyanın yasaklanacağı iddiaları doğru
değil. Herkes istediğini yapabiliyor sanal alemde" dedi.
FACEBOOK VE TWİTTER, DATA MERKEZLERİNİ TÜRKİYE’YE TAŞIYOR
Facebook, Twitter yetkilileriyle Amerika’da görüşmeler yaparak data
center’ların Türkiye’ye getirilmesini istediklerini anlatan
Yıldırım, "Onlar da 5651 Sayılı Kanun nedeniyle yer sağlayıcılarına
hapis cezasının olduğu yönündeki endişelerini ilettiler. Biz de
karar verdik ve hapis cezasını mahkeme kararına göre para cezasına
çevireceğiz. İnternetin Birleşmiş Milletleri olarak kabul edilen ve
merkezi Los Angeles’ta bulunan İcann, Ortadoğu Merkezi’ni
İstanbul’a taşıma kararı aldı. Yeni yasama döneminde siber suçlar
sözleşmesinin Meclis’ten geçirilmesiyle birlikte sanal suçlar
konusunda uluslararası adli yardımlaşma yapılabilecek" ifadelerini
kullandı.
Bakanlık çalışmalarıyla da ilgili bilgi veren Yıldırım, 2003
yılından itibaren Türkiye’ye 145 milyar liralık yatırım
yaptıklarını açıkladı. Bakanlıkla ilgili bilişim, denizcilik, kara,
hava ve demiryolu kamu, özel sektör yatırımlarının toplamının ise
250 milyar olduğunu hatırlatan Yıldırım, sadece Türkiye’nin değil
dünyanın en büyük projelerini hayata geçiren bakanlık olduklarını
ifade etti.
"HAYDARPAŞA GARI BAŞKA AMAÇLAR İÇİN KULLANILMAYACAK"
Haydarpaşa Paşa Projesiyle ilgili bilgi veren Yıldırım,
konuşmasında şunları kaydetti: "Biz 2006 senesinden beri Haydarpaşa
ile ilgili proje yapıyoruz. Yapılan yazışmalar ve işleri alt alta
koyduğumuz zaman kitap olur. Zaten arkadaşlar da kitap
hazırlamışlar. Bütün yazışmalar, kurumlara giden bilgiler,
itirazlar, onayları bir kitap haline getirmişler. Oradaki
düşüncemiz çok net. Kadıköy Belediyesi, Üsküdar Belediyesi,
İstanbul Büyükşehir, 4 ve 5 numaralı Kurul hepsinden görüş aldık.
Projelerin onayı, nerede ne kadar iş yapılacak, hangi alan hangi
amaçla kullanılacak? Bunların hepsi belli. Dolayısıyla projenin
bundan sonra yapılmasının önünde hiçbir engel yok. Orada tartışma
dönüp dolaşıp Haydarpaşa Gar binasının ne olacağına getiriliyor. Bu
da çok anlam ifade etmeyen bir tartışma. Gar binası yerinde
kalacak. Bina değerlendirilecek. Ya kültür merkezi olacak veya ona
başka bir fonksiyon verilecek. Gar binasının başka amaçlı
kullanılması söz konusu değil; zaten yapısı ona müsait değil.
Haydarpaşa Projesi içinde en prestijli yapı o olacak. Zaten raylar
kaldırılmıyor; onlar da tescilli yapılara dahil edildi. Raylarda
nostaljik tren seferleri yapılabilir. Etrafında iş merkezleri,
eğlence merkezleri var, kültür ve turizm amaçlı mekanlar var. O
denge çok gözetildi. Selimiye Kışlası’nın üzerinde bir irtifa yok,
daha aşağıda. Dikey mimari olmayacak. Yaklaşık 1 milyon 300 metre
karelik bir alan vara. Oradaki tarihi ve kültürel değerlere hiçbir
halel getirmeden hayata geçireceğiz."
"DEMİRYOLLARININ SERBESTLEŞMESİ TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK REFORMLARINDAN
BİRİDİR"
Bakan Yıldırım, demiryollarının serbestleşmesiyle ilgili ikincil
mevzuat hazırlandığını belirterek, kanunların uygulanma aşamasında
sıkıntı yaşadıklarına dikkati çekti. Yıldırım, "Kanun çıkardık ama
kanun tek başına bir işe yaramıyor. Aslında yaptırım gücü kanunun
daha fazla olmasına rağmen, tüzükler, yönetmelikler, genelgeler
kanunun önüne geçiyor. O olmazsa kanunun uygulamaya yönelik bir hiç
hükmü yok. Ben bunu anlamış değilim memlekette, kanun çıktıysa
dümdüz kanun ne diyorsa yapmak gerekir" dedi.
Türkiye’nin kurumsal geleneğinin böyle oluştuğuna dikkati çeken
Yıldırım, "Sanki yönetmelik, tüzük olmazsa bir kanunun uygulamak
imkansız. Neden olduğunu bilemiyorum, bana da mantıklı gelmiyor. Bu
durum kanundan daha fazla zaman alıyor. Yapacağınız işi yapmadan
bütün detaylarıyla tarif ediyorsunuz. Yaptıktan sonra da o tarif
yapılana uymuyor. Vay yönetmeliğe aykırı iş yaptınız. Ya kardeşim
yönetmelik olduğu zam bu iş yoktu ki ne kadar ön görebilirsin.
Yönetmelikte her şeyi ön göremiyorsun. Uygulamaya geçtin mi
sapmalar oluyor. Sonra da onu düzeltme işi başlıyor, yorucu bir iş.
Ama demiryollarımız için güzel bir şey olacak. Tarihi bir karardır.
Bunun üzerinde demiryolları çok çalıştı. En az 3 sene emek
verdiler. Demiryollarının serbestleşmesi esasında Türkiye’nin
gelecekteki lojistik ve taşımacılık anlamında en büyük reformudur.
Bununla bir kere mevcut demiryolu ağımızı çok daha verimli
kullanacağız. İkincisi demiryolu özellikle organize sanayi
bölgeleri, fabrikalara ve liman bağlantıları çok hızlı şekilde
yapılacak. Bunun yanı sıra özel sektör demiryolu işletmeciliği ve
altyapı işletmeciliği de yapacak. Yeni demiryolu yapıp işletip
devredecek. Çok kapsamlı bir düzenleme. Bu uygulamaların hepsi
şimdi ikincil düzenlemeyi bekliyor. Mesela siz ana hatta bağlantı
yapacaksınız. 30 kilo metre taşıma yapacaksınız. O hattı
yapabiliyorsunuz. Biz sizin adınıza kamulaştırma yapıyoruz kamu
gücünü kullanarak. Kamulaştırma parasını ödüyorsunuz. Yapıyor,
işletiyor 49 yıl sonra ceketini alıp gidiyor, bütün yaptıklarıyla
bize teslim ediyor. Bu süre içinde kendisi çalıştırması gibi
başkalarına da kiraya verebiliyor" ifadelerini kullandı.
Demiryollarının ikiye bölündüğünü, TCDD’nin aynı statüde devam
ettiğini anlatan Yıldırım, "TCDD taşımacılık yapmayacak. Sinyali
özelleştiremiyoruz, o riskli bir durum. İzleme, sinyal işi tamamen
demiryollarının elinde kalıyor. Ayrıca rutin bakım ve yol
bakımlarını demiryolları yapıyor. Bakanlıkta bir genel müdürlük
kuruldu; Demiryolları Düzenleme Genel Müdürlüğü. Bunun görevi de
işletmecilik yapmak isteyenlere lisans vermek, yeni yapılan
demiryolu hatlarının yetki belgesini vermek, kontrolünü yapmak.
Kamu ve özel sektörün yaptığı yeni projeleri planlayacak.
Demiryollarıyla ilgili yegane otorite olacak. Her türlü yetki
belgesi, makinistin ehliyetinden tutun da bir lokomotifin tip onayı
üretim belgesine bu kurum karar verecek. Sektörün patronu olacak.
Demiryolları eskiden tekel olduğu için hepsini kendisi yapıyordu.
Şimdi bu yetkiler paylaşılıyor. TCDD, Devlet Hava Meydanlarının
pozisyonuna geldi" diye konuştu.
"KAZALARI SIFIRLAMA ŞANSINIZ YOK"
İspanya’da meydana gelen tren kazasıyla ilgili de açıklamalarda
bulunan Yıldırım, "Yüksek Hızlı Tren hatlarında her hangi bir
sıkıntı yok. Zaman zaman YHT’ler özellikle şehir içlerinde
konvansiyonel hatlara girmek zorunda. Eskişehir’e girişte alttan
geçişi bitiremedik 6 kilometrelik bir bölümde inisiyatif makiniste
geçiyor. 60 yerine 120 ile geçerse kaza riski doğuyor. 3 yıl önce
Eskişehir’de böyle bir durumla karşılaştık. Yüksek Hızlı Tren
hattından normal hatta geçerken hızlı girdi ufak bir olay yaşadık
ama kimse yaralanmadı. İster YHT, ister normal tren, ister hava
yolu ister karayolu, denizyolu kazaları keşke önleye bilsek.
Kazaları önlemenin hiçbir yolu yok. Hiç kimse ’biz her tedbiri
aldık kaza olmaz’ diyorsa bu doğru değil. Çünkü insanın olduğu
yerde kazaları sıfıra indiremezsiniz. İşte İspanya’da trenin
yolunun ne kabahati var. Açıkça insan faktörü kazalar için çok
önemli hale geliyor. Psikolojisi, onun arka planının incelenmesi
gerekiyor. Adama o kararı niye öyle verdi, niye öyle geçti? Orada
eğitim, çalışma şartları, oradaki çalışanların psikolojisi çok
önemli hale geliyor. Bunların üzerinde çalışılması gerekiyor.
Çalışanların sorunların duyarsız kalırsanız bu daha olumsuz
sorunları beraberinde getiriyor" diye konuştu.
Demiryollarının son 2 yılda önemli bir çalışma yaptığını hatırlatan
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünyada uygulanan en son
emniyet yönetimi sistemini demiryolları uygulamaya başladı.
Dünyanın en gelişmiş emniyet sistemi Türkiye’de kullanılıyor. Bunun
amacı insan kaynaklı kazaları azaltmak, ortadan kaldırmak
demiyorum. Her türlü tedbiri alacağız ama kazaların olmayacağını
kimse garanti edemez. İspanya’da kaza oldu, hocanın biri döşenmiş
yazıyor. İspanya kazası Türkiye’ye uyarı, sinyal oldu. Ne
sinyaliymiş, efendim altyapıya bakılmazsa, makinistlerin eğitimine
dikkat edilmezse, o olmazsa bu olmazsa kaza olur. Şimdi millet
’Filanca hoca kaza olur demişti ona bakmadılar, dikkate
almadılar."
"TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 40 HIZLI TRENLE SEYAHAT EDECEK"
Türkiye nüfusunun yüzde 40’ının yaşadığı 14 şehir 5 yıl içinde
hızlı tren hattıyla birbirine bağlanacağını hatırlatan Yıldırım,
"Bu yıl sonundan itibaren Ankara-İstanbul arasındaki hızlı treni
işletmeye alacağız ve böylece Türkiye’nin iki büyük kentini
birbirleriyle birleştirmiş olacağız. 29 Ekim Türkiye için önemli
bir tarih, Bu tarihte Marmaray’ın da açılışını yapacağız. Hem
Marmaray, hem Ankara-İstanbul YHT hattı hem de Ankara metrolarını
birlikte açmanın mantığı yok ama biz bunları bu yıl sonu itibariyle
hizmete sokacağız" dedi.
(İHA)