SİHA’lar nedir? Anlık hedef tespit, takip ve imha niteliklerine
sahip silahlı insansız hava araçları. Ne işe yaradığını Bakan
Soylu’nun açıklamasından öğrenelim.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklaması şöyle: "1 Ocak-31
Ağustos 2017 tarihleri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma
Genel Komutanlığı tarafından bu hava araçlarıyla yapılan keşif ve
gözetlemeler neticesinde toplam 260 terörist etkisiz hale
getirilmiştir ve bunların 55'i· bizzat jandarmamızın Silahlı
İnsansız Hava Aracı'yla vurulmuştur. 126 da sığınak ve barınak
bulunmuştur, içinden çıkan bombanın, silahın neredeyse haddi hesabı
yok."
Sezgin Tanrıkulu’nun SİHA’larla ilgili açıklamaları ise şöyle:
‘’İşbirlikçi olarak adlandırılan yurttaşlarımızın idam cezasından
daha öte bir ceza ile, bomba ile öldürüldüğünü görüyoruz. Tabii ki
terörle mücadele sürecek buna kimsenin itirazı yok. Ancak
bunun hukuk kuralları içerisinde olması lazım. Böyle bir yöntem
hukuk devletinde olmaz. Ancak savaşta olur. Savaşın da kuralları
vardır.’’
Tanrıkulu’nun açıklamaları devlet ve millet aleyhine o kadar
mütecaviz ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma
başlattı.
Kamu otoritesinin meşruiyetinin sorgulanması hukuk devletinin
sağlıklı bir şekilde işlemesine zarar verir. Zira kamu otoritesinin
en temel görevlerinden biri kamu düzenini korumak ve kamu
güvenliğini sağlamaktır. Bütün bunları niye hatırlatıyorum? Çünkü
ortada çelişen iki farklı açıklama var. Bakan Soylu’nun verdiği
bilgilere göre SİHA’lar teröristleri vuruyor. Sezgin Tanrıkulu’na
göre ise sivilleri.. Bakan Soylu kamu otoritesini kullanan yetkili
ağız olarak SİHA’ların sonuna kadar hukuka uygun şekilde
kullanıldıklarını dile getiriyor. Tanrıkulu ise SİHA’ların
kullanımının hukuka aykırı olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘’Önceden
JİTEM vardı. Bunlar insandı. Şimdi ise SİHA’lar var. İnsan da
değil. Savaşın bile hukuku olur.’’
Sezgin beyin hukuk bilgisi biraz kıt anladığımız kadarıyla. Zira
sivillerin korunması ile SİHA’lar arasında nasıl bir ilişki
olduğunu açıklayamıyor. Birincisi, eğer sivil ölümü var ise bunu
SİHA da yapsa aynı, asker de yapsa aynı. Yani ikisi de hukuka
aykırı. İkincisi, silahlı çatışmanın savaş, iç silahlı çatışma ya
da uluslararasılaşmış silahlı çatışma olması bambaşka şeyler. Ama
hepsinde sivillerin ve savaş dışı nesnelerin korunması şart. Devlet
olmak bunu gerektirir zaten.
Şimdi merak edilen husus şu: SİHA’larla ilgili sıkıntınız nedir
Sezgin Bey? Tamamen yerli ve milli imkanlar ile geliştirilmiş olan
SİHA’ları hukuk dışı ilan etmenizin amacı nedir? Tekrar ediyorum.
Terörle mücadele hukuk kuralları çerçevesinde verilmeli dedikten
sonra böyle bir yöntem ile olmaz diye ekleyerek neyi
amaçlıyorsunuz? Acaba daha önce Türkiye’ye yaptırım uygulayın
diyerek şikayet ettiğiniz gibi Avrupa’daki bilumum terör sevici ve
besleyici odaklara yine malzeme mi hazırlıyorsunuz? Bu yöntemler
yani SİHA’lar sadece savaşta kullanılır diyerek cehaletinizi
tamamen ilan ettiğinizi de belirtelim. SİHA’ların yukarıda
belirttiğim silahlı çatışma türlerinin tamamında kullanılması
mümkündür.
Ana muhalefet partisi Tanrıkulu’nun bu açıklamaları ile ilgili
hiçbir serzenişte bulunmadı. Sükut ikrardandır diyerek
Tanrıkulu’nun açıklamalarını desteklediklerini anlamış oluyoruz.
Gerçi Avrupa’yı Türkiye’ye yaptırım uygulamaya çağırdığında açıktan
sahip çıkmıştı partisi Tanrıkulu’na. Müteakip süreçte Kılıçdaroğlu
da Türkiye’de mal ve can güvenliğimiz yok diyerek tüy dikme
görevini bihakkın yerine getirmişti. Hepsi kamuoyunun gözleri
önünde cereyan ediyor. Daha ne diyelim..