Sezer'den Kur'an Kursu vetosu
Abone olCumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kaçak Kur'an Kursu'na ceza indirimini uygun görmedi. Tartışılan iki yasayı veto ederek Meclis'te görüşülmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yeni Türk Ceza Kanunu'nda
değişiklik yapan 5357 sayılı ''Türk Ceza Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun''u kısmen iade gerekçesinde, düzenlemeyle,
yasaya aykırı eğitim kurumlarının açılıp işletilmesinin
özendirildiği ya da çalışmalarını sürdürmesine olanak sağlandığını
belirtti. Sezer, yasanın 29. maddesiyle getirilen, ''Kanuna aykırı
olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişi, üç aydan bir yıla
kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır'' hükmünü
anımsattı. Madde hükmünü, önceki yasada yer alan hükümle
karşılaştıran Sezer, yapılan değişiklikle, yasaya aykırı olarak
açıldığı bilmesine karşın eğitim kurumlarında öğretmenlik yapanlar
kapsamdan çıkarılarak bu gibilerin cezalandırılmalarının
önlendiğini, yasaya aykırı eğitim kurumu açan ya da işletenlere
verilecek cezaların alt ve üst tutarlarının caydırılıcılık
sınırlarının altına düşürüldüğünü, yasaya aykırı eğitim kurumu açan
ya da işletenlere hapis cezası yerine adli para cezası verilmesinin
olanaklı kılındığını, yasaya aykırı olarak açıldığı ya da
işletildiği mahkeme kararıyla saptanmasına karşın bu eğitim
kurumlarının kapatılması cezasının kaldırıldığını belirtti. Sezer,
''Böylece, yasaya aykırı eğitim kurumlarının açılıp işletilmesi
özendirilmekte ya da çalışmalarını sürdürmesine olanak
sağlanmaktadır'' dedi. Sezer, ''yasaya aykırılık'' kavramının
yasalarla birlikte Anayasa'yı da kapsadığını vurgulayarak,
getirilmek istenilen kuralın, aynı zamanda anayasal ilke ve
kurallara aykırı eğitim kurumlarının açılıp işletilmesine ya da
çalışmalarını sürdürmesine olanak sağlandığı anlamına geldiğini
kaydetti. 765 ve 5237 sayılı yasalarda, yasaya aykırı eğitim kurumu
açma, bunları işletme ve buralarda öğretmenlik yapma eylemlerinin
suç olarak tanımlanmasının amacının, eğitim kurumlarını Devletin
gözetim ve denetimi altında tutarak, eğitim ve öğretim hakkının
kötüye kullanılıp, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırı eğitim
ve öğretim yerlerinin açılmasını önlemek olduğunu vurgulayan Sezer,
şöyle devam etti: ''Bu bağlamda, anılan yasaların hedefinin,
ayrılıkçı terör örgütlerinin, misyonerlik etkinlikleriyle
uğraşanların ve din devleti yanlısı tarikatların, Devletin ilgili
kurumlarından izin almadan, yasadışı yollarla okul ya da kurs
açmalarının önlenmesi; böylece, sapkın yöntemlerle gençlerin
çağdışı, bölücü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine
aykırı biçimde eğitilmelerinin önlenmesi olduğu açıktır. Söz konusu
yasalardaki bu amaç ve hedefin incelenen Yasa'da korunmadığı
görülmektedir. Yeni düzenlemeye göre, yasaya aykırı olarak açıldığı
saptanan eğitim kurumunu açan ve işleten kişi ya da kişiler
yargılanıp, yalnızca adli para cezası ile cezalandırılabilecek; bu
tür yerlerde öğretmenlik yapanlar ise cezalandırılmayacak, bu
yerlerin kapatılabilmeleri de yönetimin takdirine kalacaktır.''
-''DEVLETİN GÖREVİ...''- Anayasa'nın 42. maddesinde, eğitim ve
öğretimin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve
eğitim esaslarına göre yapılacağı belirtildikten sonra bu esaslara
aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamayacağının kurala
bağlandığını belirten Sezer, Anayasa'da ''bu esaslara aykırı eğitim
ve öğretim yerleri açılamayacağı''nın açıkça vurgulanması, bu
esaslara aykırılığı saptananların kapatılmasının da zorunluluğunu
gösterdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Sezer, şu ifadeleri dile
getirdi: ''Devlet'in görevi yasalara aykırı eğitim kurumlarını
yaşatmak değil, temelli ortadan kaldırmaktır. Devlet, yasaya aykırı
eğitim kurumlarının açılmasını, yapacağı düzenlemelerle başından
önlemek zorundadır. Anayasa'nın 42. maddesinde, Devlet'e bu amaçla
gerekli yasal ve yönetsel düzenlemeleri yapma görevi verilmiştir.
Bu, başta yasama organı olmak üzere tüm Devlet organlarının
yükümlülüğüdür. Tüm kurumlar için olduğu gibi, eğitim kurumlarının
da açılıp işletilmesinin yasalara uygun olması zorunludur.
Kurumlar, kurumları işletenler ve bu kurumlarda çalıştırılacakların
yasal koşulları ve nitelikleri taşımaları kamu düzeninin zorunlu
gereğidir. Yasalara uyumun sağlanması ve aykırılıkların önlenmesi
Devletin varoluş nedeni,huzur ve güven içinde bir arada yaşamanın
vazgeçilmez koşuludur. Bir eğitim kurumunun yasaya aykırı olarak
açıldığının yargı yerince saptanması durumunda, bu suçun cezası
mutlaka kapatma olmalı, suç, kurum yönünden cezasız kalmamalıdır.
Yasaya aykırı eğitim kurumlarına kapatma cezası verilmeyerek,
kapatma işleminin bir yönetsel işleme, yöneticilerin takdirine
bırakılması yasaya aykırılığa süreklilik kazandırabilecektir ki bu
durumu hukuk devleti ilkesiyle bağdaştırmak olanaksızdır. Ayrıca,
incelenen Yasa'nın 29. maddesiyle yapılan düzenlemede kapatma
cezasına yer verilmemesi Anayasa'nın 42. maddesine de uygun
düşmemekte, bunun, suçun niteliği ile bağdaştırılmasına da olanak
bulunmamaktadır.''