Şeyh Sait’i CHP katletti
Abone olAdalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Şeyh Sait’in idamının 89. yıl dönümünde çarpıcı açıklamalarda bulu...
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili
Cuma İçten, Şeyh Sait’in idamının 89. yıl dönümünde çarpıcı
açıklamalarda bulundu. Şeyh Sait ve arkadaşlarının İstiklal
Mahkemeleri tarafından asılmasını bir katliam olarak değerlendiren
İçten, bu katliamı yapanların idam sehpalarını büyük bir hevesle
alan Giresun Milletvekili Hacim Muhiddin, Saib bey ve Diyarbakır
Valisi Mürsel bey olmak üzere bizzat CHP ve zihniyeti olduğunu
söyledi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, 89 yıl önce işlenen bu
katliamın sorumlularının bugünkü CHP zihniyeti, paralelciler ve
haşhaşilerin ataları olduğunu ve nasıl ki bu gün ülke üzerinde oyun
oynuyorlarsa, o gün de aynı oyunu oynadıklarını dile getirdi.
"89 YIL ÖNCE BİR KATLİAM YAPILMIŞTIR VE TARİH BUNU
AFFETMEYECEKTİR"
Cuma İçten, bu katliamı yapanları tarihin affetmeyeceğini
belirterek, "89 yıl önce bugün Şeyh Sait ve arkadaşları, İstiklal
Mahkemeleri tarafından idam edilmişlerdir. Ve bu katliamı yapan da
başta idam sehpalarını büyük bir hevesle alan Giresun Milletvekili
Hacim Muhiddin, Saib bey ve Diyarbakır Valisi Mürsel bey olmak
üzere bizzat CHP ve hala bugün de devam eden zihniyetleridir. Aynı
zihniyet Dersim’de de iş başındaydı ve ülkenin birçok yerinde
benzer şekilde katliamlar gerçekleştirmişti. Tıpkı İskilipli Atıf
hoca gibi. Tıpkı Seyit Rıza ve daha adını sayamayacağımız binlerce
insan gibi. 26 Mayıs’ta Şeyh Said ve arkadaşları Diyarbakır’a
getirilerek bir ay önce kurulmuş, üyeleri milletvekillerinden
oluşan İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanmaya başlar. Mahkemede
isyancıların avukat tutmalarına izin verilmez. Türkçe bilmeyen
sanıklardan bazıları savunmalarını Arapça ve Kürtçe olarak yapar.
Fakat tercümanın gelmediği zamanlarda savunmalarını yapamazlar ve
verilecek karara razı olmak zorunda kalırlar. Mahkemenin
üyelerinden Avni Doğan, bir gencin Türkçe bilmediğini kendisini
savunmadığını bu yüzden idam cezası verdiklerini daha sonra Dünya
Gazetesi’ne verdiği mülakatında açıklar. Yani İstiklal Mahkemeleri
hukuksal değil, siyasi bir kararın icrasını gerçekleştirmişlerdir.
Aynı şekilde üyeleri de avukatlar değil, milletvekilleriydi"
dedi.
"HAŞHAŞİLERİN ATALARI O ZAMAN DA İŞ BAŞINDAYDILAR"
O zamanlar bile paralelcilerin ülkeyi bozmak, bölmek için
uğraştığını söyleyen Cuma İçten, bu tür oyunların her dönem
olacağını dile getirdi. İçten, "Ne yazık ki bugünkü Haşhaşilerin
ataları da o zaman iş başındaydılar. Ve acımasızca görevlerini
yerine getirdiler. Aradan geçen onlarca yıldan sonra bile bu
yapının tıpkı Şeyh Sait katliamında olduğu gibi KCK davalarında
bile "Kürtçe" yüzünden yargılanan insanlara neler yaptıklarını çok
iyi biliyoruz. Ama hamdolsun ki AK Parti iktidarımızda biz bu
Haşhaşilere en güzel cevabı verdik. Lakin Şeyh Sait, İskilipli Atıf
Hoca ve Seyit Rıza gibi binlerce insana İstiklal Mahkemeleri’nin ne
yaptığını da unutmadık. İnsanlar mağdur edildi, hayatlar karardı.
Ölüm kararları havada uçuştu ve birçoğu da şehit edildi. Sinema
salonunda sergilenen bu alçakça film, tarihin en utanç verici
sayfalarından birini oluşturmuştur" diye konuştu.
"ŞEYH SAİT DAVASINDA KARAR AÇIKLANMADAN ÖNCE SONUÇ BELLİYDİ"
Şeyh Sait davasında karar açıklanmadan önce sonucun belli olduğunu
söyleyen Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, "81 sanığın
yargılanması bir sinema salonunda yapıldı ve yaklaşık bir ay sürdü.
28 Haziran’da karar açıklanınca, Şeyh Said’in de aralarında
bulunduğu 47 sanığa idam cezası verildi. Lakin işin ilginç yanı,
karar açıklanmadan birkaç gün önce Dakapı’daki meydana idam
sehpaları hazırlanmış olmasıydı. Sanki sehpayı hazırlayanlar kaç
kişinin idam edileceğini biliyorlarmış gibi 47 kişilik idam takımı
almışlardı. Evrensel hukuk kuralları hiçe sayılmış ve o insanlara
temyiz yolu daha karar açıklanmadan kapatılmıştı. Bu katliam
neticesinde Şeyh Sait ve arkadaşları acımasızca katledildi. Daha da
kötüsü bugün hala bu insanlarımızın mezar yerlerini bilmiyoruz"
şeklinde konuştu.
"TARİHİN GİZLİ KAYITLARI ARTIK AÇILMALIDIR"
Bir çağrıda bulunan Cuma İçten açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Şeyh Said ve arkadaşlarının mezarı nerede hala bilinmiyor. Hatta
kişisel eşyaları dahi ailesine teslim edilmemiş. Mezarının nerede
olduğuna dair henüz resmi bir açıklama da yapılmış değil. Şeyh
Said’in torunları mezarların idamdan sonra Dağkapı mevkiindeki
Yenişehir sineması ve askeri gazino arasında bir mevkide
olabileceğini söylüyor. Daha sonraki yıllarda bu mevkiiye askeri
lojmanların yapılmış olması mezar yerinin neresi olduğunun
belirlenmesini de zorlaştırıyor. Ama biz biliyoruz ki o
yargılamanın görüntü ve ses kayıtları mevcut. Bizim temennimiz bir
an evvel o materyallerin ortaya çıkarılması ve tarihin gizli
kayıtlarının açılarak bu olayın çözülmesi ve o insanlarımızın
ruhlarının huzur bulmalarıdır. Bu insanlar bizim değerlerimizdir,
dedelerimizdir. Bu vesileyle bu elim olayı, tarihe bir utanç
sayfası olarak not düşülen bu katliamı kınıyor ve hepsini rahmetle
anıyorum".
(İHA)