Şevket Eygi 5 büyük yanlışı söyledi
Abone olMilli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, müslümanların içine düştüğü yanlışları sıralayıp uyarılarda bulundu.
Farklı yazıları ve açık görüşleriyle dindar kesimin önde gelen
isimlerinden Mehmet Şevket Eygi, müslümanlar arasında yaygın olan 5
büyük yanlışı köşesinde yazdı.
BİRİNCİ BÜYÜK YANLIŞ: “Allah beni
zengin etmiş zekâtımı verdikten sonra istediğimi yaparım, lüks ve
israflı bir hayat sürebilirim…” Böyle bir düşünce tarzı
Kur’ana, Sünnete, İslam ahlakına aykırıdır. Müslüman, zengin de
olsa israf edemez. İsraf zengin, orta halli, fakir Müslümanlara
haramdır. Bugünkü lüks şeylerin çoğu israfa girer. Lüks ve geniş
meskenler… Lüks yazlıklar… Lüks otomobiller… Lüks mobilyalar… Lüks
giysiler… Lüks Umreler… Müslüman kalkıyor marka fetişizmi uğruna
5-10 bin liraya palto alıyor. Halbuki bin liraya harika bir palto
alabilir. Allah bana para verdi diye gösteriş için, böbürlenmek
için, marka fetişizmi için küçük bir servet verdi… Elbette israftır
haramdır. Bendeniz herkes en ucuzunu giyinsin demiyorum. Lakin her
şeyin bir ölçüsü vardır, ortası vardır. Binaenaleyh zekâtımı
verdikten sonra canımın istediğini yaparım demek bir Müslümana
yakışmaz.
İKİNCİ BÜYÜK YANLIŞ: “Düşük faiz riba sayılmaz, helaldir
caizdir…” Diyenler imanlarını tehlikeye atacak bir söz
ediyorlar. Ribanın düşüğü, ortası, yükseği olmaz. Riba ribadır ve
kesin olarak haramdır. Allah ticareti helal kılmış, ribayı/faizi
haram kılmıştır. Düşük faize caizdir diyenler bidatçi, reformcu,
modernisttir. Onların fetva ve ruhsatlarıyla amel edenler
ekinlerini ateşe vermiş olurlan.
ÜÇÜNCÜ BÜYÜK YANLIŞ: “Eskiden Türkiye’nin düzeni
Müslümanlar için çok kötüydü, şimdi durum eskisine göre daha
iyidir…” Bu cümlede büyük bir mantıksızlık vardır. Eskiden
kötü olan bir şey, ondaki kötülük izale edilmedikçe az veya çok iyi
olmaz. Cümle şöyle söylenebilir: “Eskiden düzen ve sistem çok
kötüydü, şimdi eskisine nispetle daha az kötü olmuştur…” Bu son
cümle tartışılabilir. Bendeniz eskiye nispetle bazı kötülüklerin
hafiflediğini, azaldığını kabul ederim ama bazı kötülükler de
çoğalmıştır. Mesela M. Kemal, İsmet, Celal Bayar, Cemal Gürsel,
Kenan Evren zamanlarında suç olan zina suç olmaktan çıkarılmıştır.
Buna nasıl iyi diyebiliriz. Müslümanlar iyilerle kötüleri birbirine
karıştırmamalıdır.
DÖRDÜNCÜ BÜYÜK YANLIŞ: “Memleket çok iyiye gidiyor,
Ankara’dan Konya’ya hızlı trenle bir buçuk saatte
ulaşılıyor…” Burada iyilik, iyileşme, ıslah olarak ulaşım
konusunda teknik bir ilerleme delil olarak gösteriliyor. Çok
yanlış… Bir buçuk asır önce Ankara ile Konya arasında demiryolu
yoktu, insanlar develerle, atlarla, arabalarla, hatta yayan seyahat
ediyorlardı. İnsanları, toplumları, siyasi düzenleri, devletleri
vasıflı, üstün, iyi yapan unsurlar teknik değil; ilim, irfan,
ahlak, adalet, fazilet, hikmet, yardımlaşma, sanat, kültür gibi
değerlerdir. Teknik ilerlemeleri, hızlı trenleri, uçakları, Şeriat
ve ahlak hudutlarını zorlamayan konforu elbette kabul ediyorum
lakin Ankara’dan Konya’ya bir buçuk saatte gidiliyor diye her şeyi
tozpembe göremem. Konya şehrini ele alalım: Eskiden Konya’da tren,
elektrik, asfalt yollar, şehir suyu yoktu ama medreseler vardı,
tekkeler vardı, şer’i mahkemeler vardı, adalet vardı. Bir gram
adalet, ilim, irfan, kültür, fazilet; bir ton hızlı trenden daha
kıymetlidir. Lütfen iyilikleri kötülükleri teknik terakkiler ile
ölçmeyelim. Konya’da o eski büyük ulema, fukaha, meşayih, kâmil
mürşitler, arifler var mı, bana onlardan haber verin.
BEŞİNCİ BÜYÜK YANLIŞ: “Her yere büyük, bol minareli, bol
şerefeli, yüksek kubbeli, nakışlı, süslü, gür hoparlörlü,
kaloriferli, klimalı camiler yapılıyor. Binaenaleyh Müslümanlık
ilerliyor…” Ne kadar yanlış bir hükümdür bu. Böyle
söyleyenler ahir zamanda camilerin süsleneceğini fakat manen harap
olacağını haber veren hadisleri duymamışlar. Cami binası, kurum
olarak caminin kendisi ve tamamı değildir. Camii cami yapan
kubbesi, minaresi, mermeri, süsü püsü değildir. Cami, mihrabına
geçen imamla, minberine çıkan hatiple, kürsüsüne oturan vaizle cami
olur.