Serhat Tuğan'ın annesi: Bu ölümden beterdir!
Abone olDGM kararıyla 24 yıldır cezaevinde olan Serhat Tuğan'ın yeniden yargılama isteyen ailesi İnternethaber'e konuştu.
H. KÜBRA KOCAOĞLU
TWİT-ÜL HAVADİS
Kime gittilerse elleri boş dönen Serhat Tuğan'ın ailesi son çare olarak Twitter'da bir kampanya başlattı. Serhat Tuğan'ın ailesi ile 24 yıldır hukuken verdikleri mücadeleyi ve yaşadıklarını konuştuk. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Semiha Tuğan "Bir insan 24 yıldır güneşi görmeyince, dünyayı görmeyince ne olacak? Bu ölümden beter. Benim oğlum haketmemişti o cezayı, hakettiği cezayı verselerdi" diyor.
TWİT-ÜL HAVADİS
Kime gittilerse elleri boş dönen Serhat Tuğan'ın ailesi son çare olarak Twitter'da bir kampanya başlattı. Serhat Tuğan'ın ailesi ile 24 yıldır hukuken verdikleri mücadeleyi ve yaşadıklarını konuştuk. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Semiha Tuğan "Bir insan 24 yıldır güneşi görmeyince, dünyayı görmeyince ne olacak? Bu ölümden beter. Benim oğlum haketmemişti o cezayı, hakettiği cezayı verselerdi" diyor.
Anne Semiha Tuğan, baba Hafız Tuğan ve abla Rojbin
Tuğan'la yaptığımız söyleşiye geçmeden önce kısaca
Serhat Tuğan'ın başından geçenleri hatırlatalım...
16 yaşında bildiri dağıtmaktan tutuklanan Serhat
Tuğan, 10 ay Diyarbakır Cezaevi'nde kalır. Cezaevinde
gördüğü işkenceler ve sonrasında yaşadıkları neticesinde dağa
çıkar. 2 yılı doldurmadan yakalanır. Serhat Tuğan'ın 24 yıldır
cezaevinde olmasına neden olan olay da o zaman yaşanır. Serhat
Tuğan 2 korucuyu öldürmekle suçlanır. Tuğan'ın ailesi bir isim
benzerliğinden dolayı, onun işlemediği bir suç nedeniyle 30 yıla
mahkum olmasına isyan eder. Hem avukatı hem de ablası olan Rojbin
Tuğan, yıllarca bunun hukuk mücadelesini verir fakat bir sonuç
alamazlar. Aile sonunda çareyi Twitter'da arar. Twitter'da Serhat
Tuğan adına bir kampanya başlatan aile, seslerini daha güçlü bir
şekilde duyurmaya çalışıyor.
TWITTER'IN ETKİSİ
TWITTER'IN ETKİSİ
Twitter'da başlattıkları kampanyanın etkisini sorduğumda
Rojbin Tuğan "İşin doğrusu biz bu kadar
ummuyorduk. İnsanlar bizim hikayemizi duyduğunda, çok
etkileniyorlar. Bu sadece Serhat'ın değil bir sürü insanın içinde
bulunduğu bir mağduriyet " diyor.
Serhat Tuğan'ın 24 yıldır cezaevinde olması aileyi
nasıl etkiledi?
Rojbin Tuğan: Her
birimiz bir biçimde tarumar olduk. Hepimizin hayatı mahvoldu,
annem, babam, kardeşlerim. Hep eksik olduk. Kendi hayatımız
olamadı, sofraya her oturduğumuzda hepimiz ağlayarak
oturduk.
Semiha Tuğan:
Acaba onların vicdanları rahat mıdır? Haftada bir gün 10
dakika konuşuyoruz. Serhat yıllardır her dakika gözümüzün önünde.
Acaba bugün ne yedi, ne yapıyor? Kaç zindanları gezmişiz yıllardır.
Kışın, hasta... Hakkari nerde Bursa nerde.
Hafız Tuğan: Yalnız
bırakmak istemedik, gittiği her yere biz de gittik.
OĞLUM BU CEZAYI HAKETMEDİ
OĞLUM BU CEZAYI HAKETMEDİ
Tekrar tekrar oğlunun bu cezayı haketmediğini söyleyen
anne Semiha Tuğan, umudunu en çok Recep Tayyip Erdoğan'a bağlamış.
Oğlunu gözyaşları içerisinde anlatırken, "beklemekten yorulduk"
diyor:
Keşke şimdi birileri gidip Hakkari merkezden köylerine kadar
biz hangi insana zarar vermişiz, biz ne yapmışız insanlara bir
sorsa. Serhat çok yardımseverdi. Gece otobüs firmasında koltuğun
üstünde uyuyan birini tutup eve getirirdi "yazıktır" diye.
Şimdi 24 yıldır içerde. Benim oğlum haketmemişti o cezayı,
hakettiği cezayı verselerdi.
Orada gezmiyor, güneşi görmüyor. Bir insan 24 yıl
güneşi görmeyince, dünyayı görmeyince, ne olacak?
Hastalanır. Dizleri ağrıyor, dişi kalmamış. Bu ölümden de beterdir.
İnsanlar bile bile o cezayı çektiriyorlar ona. DGM
savcısı, hakimlerini Allaha havale ediyorum. Bunun karşılığını kim
verecek?
Biz Kürt olduğumuz için mi yaşıyoruz bunları? Başka bir
hatamız yoktur. Biz insanları severiz, kimseye kötülüğümüz
dokunmadı. Çocuklarımızı iyi yetiştirdik, okuttuk. Serhat
okumamıştı, o da zindanda okudu. Okuluna devam ediyor. Ne
yapalım?
Bu çocuklar bir sineği bile incitmemişler. (Ağlıyor)
ERDOĞAN'DAN ÇOK UMUTLUYDUK
Bu çocuklar bir sineği bile incitmemişler. (Ağlıyor)
ERDOĞAN'DAN ÇOK UMUTLUYDUK
Bizim kimseye öfkemiz, kinimiz yoktur ama bizi
duyan insanların vicdanına bırakmışız.
Biz hepimiz çok umutluyduk Erdoğan'dan. Erdoğan kaç
yıl önce TRT ŞEŞ'i açtı, hepimiz çok sevindik. Bizim için değil,
çocuklar için. Çocuklar izlesin, öğrensin...
Attığı adımlar hepimize umut veriyordu ülke için. Yasal
adımları sevinçle karşılıyorduk. Serhat ve onun gibi diğer çocuklar
annelerine kavuşur diye umutlandık. Ama biz beklemekten
yorulduk.
YENİ TÜRKİYE BÖYLE İNŞA EDİLEMEZ
YENİ TÜRKİYE BÖYLE İNŞA EDİLEMEZ
Yaşanan hukuksuzluğu anlatmak için çok fazla yer
gezdiğini söyleyen baba Hafız Tuğan da devletin bu konuya adeta
kulaklarını tıkadığını ifade ediyor:
Devlet sağır sultan; ne görmek ister, ne duymak ister. Benim
oğlum tabi ki AK Parti döneminde bu hukuksuzluğa maruz kalmadı.
Sayın Erdoğan, bu tür çağ dışı yasaları kaldırdı. Fakat
izlerini de silmesi lazım. Eğer yeni Türkiye'yi inşa edecekse, bu
sıkıntılar varken Yeni Türkiye inşa edilemez.
Bu değişmediği sürece ister istemez biz, Kürt
olduğumuz için cezalandırıldığımızı düşünüyoruz. Bunu bu
şekilde değerlendirmek zorunda kalıyoruz. Başka bir neden olamaz,
biz bu ülkenin insanıyız, bu ülkenin vatandaşıyız. Bu hukuksuzluğu
mutlaka ortadan kaldırmaları lazım.
Gelip geçen iktidarlar adeta bu konu dairesinde hukuku
katlettirdiler. Biz bir hayli yer gezdik, bu konuda "bu
çocuğa haksızlık yapıldı bakın" dedik. Bir hakim bana;
"Hafız Bey, bunu fazla kurcalama, senin oğlun bu cezayı
haketmiyor fakat ben bunu sadece burada söyleyebilirim"
dedi.
"MİRZABEYOĞLU'NU GÖREN DEVLET BENİ DE GÖRÜYOR"
Ailesi Serhat Tuğan için dışarıda verdikleri
mücadeleden yılmamış fakat ablasının dediğine göre Serhat Tuğan
artık umudunu kaybetmiş. Salih Mirzabeyoğlu'nun tahliyesi yeni bir
umut kaynağı olmuş Rojbin Tuğan'a. Soluğu hemen cezaevinde,
Serhat'ın yanında almış. :
Verdikleri mücadelenin siyaset üstü bir hukuk
mücadelesi olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor Rojbin Tuğan
ve herhangi bir siyasi çekişmeye bu mücadelenin malzeme edilmesini
istemediklerini vurguluyor. Bunca zaman tek beklentileri; "devletin
kendi hatasını farkederek, dosyayı yeniden ele alması" olmuş.
"Kesinlikle af istemiyoruz" diyor ve devam ediyor:
Benim annem, babam hukuksuzlukla yaşaya yaşaya hukuğu da
öğrendiler. Örgüt üyeliğiyse, tamam örgüt üyeliğinden cezasını
verdiniz. Yatacağı en fazla 9 yıl. 15 yıldır
fazladan içerde yatıyor benim kardeşim. 16 yaşındaki bir
çocuk örgütün komuta kademesinde nasıl yer alabilir? Örgüt
kurucuları bile 21 yıl yatıp çıktı.
Biz kesinlikle af istemiyoruz, yeniden yargılama istiyoruz.
Devlet, Serhat'la birlikte hepimizi cezalandırdı. Böyle bir
yanlışlık yapıldı, bir insanın 24 yılına mal oldu. Buna rağmen biz
hala bu devlet "belki..." diyoruz.
Bizim mağduriyetimizin sebebi, sizlerinde bir zamanlar mağduru
olduğunuz zihniyet. Yani kendini kuruluşundan itibaren ülkenin
yegane sahibi ve mümessili sayan zihniyettir. Bu ülkede Kürt
sorununun bu kadar kökleşmesinde, herkesin bin parçaya bölünmesinde
bu zihniyetin payı oldu.
DEVLET BİZİ UTANDIRSIN DİYE BEKLEDİK
DEVLET BİZİ UTANDIRSIN DİYE BEKLEDİK
Devlet babamı çocuklarıyla cezalandırdı. Babam eline silah
almış bir insan değil. sadece söylediği şey: Kürdüm. Biz PKK
olmadan önce de vardık, Kürttük. Onlar bizden sonra geldiler. Bizim
evimizde Kürtçe çok normal çok doğaldı. Başka bir dil gibi
konuşulmazdı. Ya da annemiz babamız demezdi bu Türkçedir,
bu Kürtçedir. Annem bize ; burası ev, evde bu dili konuşacaksınız,
şanslısınız okula gittiğinizde ikinci bir dil
öğreneceksiniz. Yani bize o ağır travmaları yaşamamamız
için annemiz babamız çok da gayret gösterdi.
Biz istiyoruz ki bu davaya Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın
Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli herkes ilgi göstersin. Çünkü hukuk
hepimize lazım. Sayın Cumhurbaşkanının yargılandığı DGM tarafından
mağdur edildi benim kardeşim.
Sonuçta hepimiz bu sistemin bozukluklarının
mağduruyuz.
ONU SEVDİĞİ BİR KIZLA EVLENDİRECEĞİZ
"Serhat bu defa çıksa onunla ilk ne yapmak
istersin?" diye soruyorum Semiha anneye.
Ziyaretine gittiklerinde Serhat Tuğan " ben eve gitsem annem bana dolma yapar" dermiş. Onu hatırlatıyor "dolma yaparım" diyor.
Hafız Tuğan ise "ilk düşündüğümüz konu evlendirmektir" cevabını verince, Semiha anne "onu sevdiği bir kızla evlendireceğiz" deyip, dalıp gidiyor...
SERHAT TUĞAN'IN SİLAHI İÇİN VERİLEN BALİSTİK RAPORU:
Serhat Tuğan, örgüt üyeliği ve iki korucuyu öldürmekten yargılandı. Fakat devletin verdiği balistik raporunda silahın bölgedeki herhangi bir olayda kullanılmadığı yazıyor.
Ziyaretine gittiklerinde Serhat Tuğan " ben eve gitsem annem bana dolma yapar" dermiş. Onu hatırlatıyor "dolma yaparım" diyor.
Hafız Tuğan ise "ilk düşündüğümüz konu evlendirmektir" cevabını verince, Semiha anne "onu sevdiği bir kızla evlendireceğiz" deyip, dalıp gidiyor...
SERHAT TUĞAN'IN SİLAHI İÇİN VERİLEN BALİSTİK RAPORU:
Serhat Tuğan, örgüt üyeliği ve iki korucuyu öldürmekten yargılandı. Fakat devletin verdiği balistik raporunda silahın bölgedeki herhangi bir olayda kullanılmadığı yazıyor.