Serdar Turgut'a göre dökülüyoruz!
Abone olSerdar Turgut'un da ifade ettiği gibi, bu konuda gazeteci örgütleri sus pus.. Hiç kimse iddiaların üzerine gitmiyor.
Akşam yazarı Serdar Turgut'ta yüzden "Dökülüyoruz!" diyor ve
sorusunun cevabını arıyor:
"Dün sabah Kıbrıs'tan bir telefon geldi. Arayan aracısıyla bir
mesaj gönderen Serdar Denktaş birkaç gündür üzerinde yazmakta
olduğum konuyla ilgili şu görüşleri iletti.
- Özellikle bundan önceki hükümet döneminde bazı insanların KKTC
vatandaşı yapılması işlemleri olduğu doğrudur. Bunların arasında
gazetecilerin olması da muhtemeldir. Ancak bizim hangi insanın
gazeteci olup olmadığını bilmeden bu bilgiye ulaşmamız şu anda
çok
zordur.
-Bu bilgiler Serdar Denktaş'ın alanına girmemekle birlikte size
yardımcı olmak istiyor. Bu nedenle siz bize gazeteci ismi
verirseniz biz onun KKTC vatandaşlığı bulunup bulunmadığını
araştırıp bilgi veririz.
Daha önce de yazdım, arayan arkadaşa da söyledim benim işim cadı
avına çıkmak değil. Polislik de yapmıyorum.
Dolayısıyla tek tek ad vererek bu işi araştırmam da doğru
değil.
KKTC yetkilileri yazmış olduğum şeylerin doğru olduğunu biliyor,
son telefonda olduğu gibi böyle bir şeyin var olduğunu bir yandan
doğrularken bir yandan da olayın tam bilinemezler kategorisinde
olduğunu söylüyor.
Onlara da söyledim bu makul, anlaşılabilir, kabul edilebilecek bir
tavır değil.
Milyonlarca insanın arasından araştırma yapılmasından bahsetmiyoruz
burada. Üstelik araştırma söz konusu olacak gazeteciler dün
stajyere başlamış okuldan daha yeni mezun isimler değil.
Hepsi de Türkiye'de ve gayet tabii ki KKTC'de gayet iyi
tanınıyorlar.
İstenildiği takdirde kimin KKTC vatandaşlığı almış olduğu bir
dakikada bile elde edilir.
Dolayısıyla bu tavır bana işi uzuna yayıp unutturmacı bir
yaklaşımın ürünü olarak geldi doğrusu.
* * *
Türk medyasının bu konudaki tavrını anlamak pek mümkün değil.
Düşünsenize bu medyanın içinden bir insan ortaya bir iddia atıyor
ve cevap bulunmasını istiyor.
Batı'ya hayranlarla dolu olan medyamızdakiler bu suskunluk tavsının
nasıl da şarklılık koktuğunu acaba göremiyorlar mı?
Böyle bir şey herhangi bir Batı ülkesinde olsa, neler olurdu bir
düşünebiliyor musunuz?
Birisi çıkıp bütün bunlar yalan da diyemiyor. Destek de neredeyse
sıfır düzeyinde. Dün sadece Sabah'tan İlker Sarıer destek
verdi.
Şu halimizle ciddi bir şekilde dökülen bir görüntü veriyoruz,
kimsenin umurunda değil bu...
Herkesi her konuda sorgulamayı, ifşa etmeyi doğal hakkı gören
gazeteciler kendileriyle ilgili basit bir konuda bile hemen
içlerine kapanıp, gizleniyorlar.
Oysa ben birkaç güçlü kalemin, ismin ortaya çıkıp bu konuda
gerçeklerin bulunmasını talep edeceğini sanıyordum.
İyice yanılıyorum anlaşılan.
Gazeteci örgütleri de sus pus olmuş duruyorlar.
Anlaşılan bu önemli bir konu olarak görülmüyor gazeteciler
tarafından.
Ama şu bilinsin bu son olay gazetecinin zaten güvenilirlik
düzeyinin yerlerde sürünmekte olduğu bu memlekette bizleri alay
konusu da yapacak maalesef.
Bu haliyle Avrupa Birliği'ne girmeye en az hazırlıklı olan kurum da
medya olarak ortaya çıkıyor.
* * *
Şunu da hiç unutmayalım.
Bugün zor ulaşılacağı söylenen bilgiler ulaşılmadık değildir.
Kıbrıs bir noktaya doğru gidiyor, bugün Türkler'in ulaşılamaz
dediği bilgilere Rumlar bir gün resmen ve kolaylıkla
ulaşacaklardır.
Bizimkilerin bugün saklamaya çalıştığı gerçekleri onlar açıklarsa
ne yapacağız?
Dünyaya rezil olmayacak mıyız.
Bunu hep aklımızda tutalım."