Şenol Güneş suskunluğunu bozdu

Abone ol

Trabzonspor teknik direktörü Şenol Güneş, uzun süren suskunluğundan sonra gazetecilerin karşısına çıktı.

Fenerbahçe'den hukukçulara, taraftarlara kadar bir çok kesimi hem eleştirdri, hem de sert mesajlar verdi.

"ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDEN ELENMEK BURUKLUK YARATTI"

Şenol Güneş, tesislerde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, Şampiyonlar Ligi'nde elenmenin kendilerinde burukluk yarattığını vurgularken şöyle dedi:

"Lige baktığımızda 21 puanla ligdeki konumu iyi olmayan bir Trabzonspor var. Daha çok bizi yaralayan bölüm lig yarışması. Her ikisine baktığımızda Şampiyonlar Ligi'ne ilk kez katılan bir takım olarak elenmenin üzüntüsünü yaşadık. Çünkü son anda elenmek, bize biraz ağır geldi. O döneme kadar iyi yarışmıştık. UEFA Ligi'ne katılmak da başarısızlık olarak addedilemez. Ancak lig için 21 puan başarısızlık hanesine yazılabilir. Şampiyonlar Ligi'ne iyi başlamamız bizi daha hızlı bir yarış içine soktu. Beklentiler arttı. Biz de kendimizi çok zorladık. Yıprandık. Dramatik olarak da ayrıldık. Ligde sezon başından beri hiç bir maçı düşündüğümüz anlamda oynayamadık. Ligde durumumuzun çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Çok puan kaybettik. Geçen yıla göre 15 puan kaybettik. Bize yakışmayan bir durum. Mazeretler listesi yazabiliriz. Bunlar çok doğru değil ama konuşulduğu için gündeme getiriyorum. Mazeret listesiyle hedefe gidilmez."

"ŞİKEDE MAĞDURLARIN BAŞINDAYIZ"

Geçen yılın başarılı takımını dağıtıp yeni bir takım kurmak durumunda kaldıklarını, gelenler ve gidenlerin olduğunu, Türkiye'nin şike ile çalkalandığını belirten Şenrol Güneş, şöyle devam etti:

"Şike konusunda en çok saldırıya uğrayan takımlardan bir tanesi de biz olduk. Belki de mağdurların başında biziz. Biz sadece futbol oynadık. Futbol sonucunda 82 puan aldık. 82 puanla iki takım kafa kafaya geldi. O günlerde Fenerbahçe'yi şampiyon ilan edenler, Trabzonspor'un da hak ettiğini söylediler. Ama Şampiyonlar Ligi'ne katıldıktan sonra (Niye katıldın) dediler. Özellikle Fenerbahçeliler'in bunu söylemesini doğru bulmuyorum. Çünkü bizim dışımızda gelişen olaylar. Zaten şike olayını biz çıkarmadık. Polis ve savcılar çıkardı. Bize saldırıların doğru olmadığını tekrarlayalım."

"21 PUAN KENDİ GERÇEĞİMİZ"

Şenol Güneş, bu yıl çok maç oynadıklarını, Şampiyonlar Ligi yaşadıklarını kaydeden Şenol Güneş, şöyle konuştu:

"Play off sistemine geçiş oldu. 3 günde bir maç oynamak durumunda kaldık. Bir hafta boşluğumuz olmadı. Şehrimizin konumu itibarıyla seyahatleri fazla olan takım olduk. Önceliklerimiz değişti. Maç heyecanını ve hazırlığını yaşamadan maç oynamak zorunda kaldık. Eskiyi değerlendiremedik çünkü o süreyi bulamadık. Önümüzde olan tablo; 21 puanla lig yarışında geride olan Trabzonspor. Bu kendi gerçeğimiz. Biz bunlarla hayata devam edeceğiz, geride kalanlarla değil. Kötü veya iyi sonuçların hepsi geride kaldı. Sıkıntılardan ve sorunlardan kaçmak ve suçlamak yerine daha fazla destekle bütün bunları aşacağımızı düşünüyorum. Toplumun takımına sahip çıkmasını ve bireysel tepkilerden kaçarak takım bütünlüğüne sahip çıkmasını bekliyorum."

"PLAY OFF HEDEFİ ZORLAŞTI AMA ULAŞACAĞIZ"

Şenol Güneş ligdeki konumları itibarıyla play off hedefinin zorlaştığını vurgularken de şurnları söşledi:

"Play off hedefi zorlaştı. 31 puanla iki takım önde. Üstümüzde çok takım var. İşin zorlaşması, ulaşamayacağız anlamına gelmez. Evet işimiz zorlaştı ama hedef şaşmadı. Zor da olsa hedefe ulaşacağımızı düşünüyorum. O güç bizde var. Bugün bizim ve taraftar için test günü. Suçlama değil destek olma günü. Tabii ki eleştirilerin de yapılacağı bir dönem yaşacağız. Ama mevcutları görüp göstermek varken, panik ve telaş içinde daha büyük hatalar yapmak hem kendimizi hem de o camiaları zor durumda bırakır. İlkelerimizden, prensiplerimizden vazgeçmeden, doğrularımızı hiçbir zaman kaybetmeden, kurallara bağlı olarak yanlış yola sapmadan yarıştık ve yarışacağız. Bu duygumu herkese söylemeye çalıştım. Hedefe ulaşmadaki anlayışımız ve anayasamız budur. Bugünlere kolay gelmedik. Avrupa'daki bir takım olarak ligdeki konumumuz iyi değil ama bunu aşacak gücümüz de var. Sabırla, inatla buna devam edeceğiz. Savaşmaya devam, teslim olmayı asla düşünmüyoruz. Yüksek beklentilerin gerginlik ve başarısızlığı yaratabileceğini düşünüyorum. Bugün itibarıyla hedefimiz ve hayallerimiz halen var. Yolumuza devam edeceğiz. Birlik ve destek olma günüdür. Ben ve oyuncularım kendi durumumuzu gözden geçireceğiz, gerekirse değerlendireceğiz. Trabzonspor'a yakışan, yakışmayan, ben de dahil verim olarak istenileni veremeyen oyuncu da dahil gidebilir. Nasıl yepyeni bir kadro görebiliyorsanız, yine yepyeni kadrolar yine görebilirsiniz. Trabzonspor devamlı var ama yönetim, teknik heyet ve oyuncular değişebilir. Burada arayış, daha iyisini bulmaktır. İyisini atmak olmamalı. Sahiplenme duygumuzdan vazgeçmeyelim. Doğruları sahiplenelim."

"BUNDAN KÖTÜSÜ OLAMAZ"

Şenol Güneş, ilerleyen haftalarda oyunlyarının daha güzelleşeceğini ve sonuçların iyi olacağını beklediklerinhi anlyatırken şöyle dedi:

"Zaten bundan kötüsünün olacağını düşünmüyorum ve beklemiyorum da. Motivasyon, konsantrasyon ligde tam olarak içime sinmedi. İstediğimiz oyun yapısını oturtamadık. Savunma anlayışımızda zaaflarımız vardı. Bunu Şampiyonlar Ligi'nde oturttuğumuzu düşünüyorum. Bu kez hücum anlayışına geçişte ve oyuncu değişikliklerinde istediğimiz oyun anlayışını tam oturtamadık. Oyun içerisinde dalgalanmalar var. Bunların oturması ve oyuncuların uyumu bir süreç. Onların yeteneklerine inanıyorum, iyi oyuncu olduklarını düşünüyorum ama verimlerinin düşük olduğunu da hem kendileriyle hem sizlerle paylaşıyorum."

"ADALETİ KEYFE GÖRE UYGULARSANIZ KAOS ÇIKAR"

Zokora'nın 3 maç ceza almasını değerlendiren Güneş, bu konuda şunları söyledi:

"Suç varsa, cezası olmalı. Zokora'nın pozisyonunda bir sarı kart olması gerektiğini düşünüyorum ben. Ama hakem takdir hakkını kırmızı kartla kullandı. Dolayısıyla o maçta mağdur olduğumuzu düşünüyorum. Ama hakem ne düşünüyor bilmiyorum. nasıl rapor verdi bilmiyorum. Disiplin kurulu nasıl bir karar verdi bilmiyorum. Kurallar daha önceki oyunculara değişik, bize değişirse onu da bilmiyorum. Adaleti, kuralları herkese göre, keyfine göre kullanırsanız adaletsizlik ortaya çıkar, kaos çıkar ortaya. İnanacağınız doğrular kaybolabilir. Ben burada bize bir maç, 3 maç verilsin demiyorum. bize 3 maç verilsin, başkasına da 3 maç verilsin diyorum. yani aynı suça aynı ceza verilmeli. Bunlardaki adaleti sağlayamıyorsanız, siz hiç bir şey yapmıyorsunuz demektir. Aradan yıllar geçer, sizin de başınıza gelir, orada olanlar bunu iyi biliyorlar. Daha önce niyetleri bozuk olanlar yaptığı yanlışları o gün yapmasaydılar bugün başka yerde olmazdılar."

"KANUNLARI DEĞİŞTİRMEK YERİNE DÜŞÜNCELERİMİZİ DEĞİŞTİRELİM"

Güneş, "Adil bir yarış olduğuna inanıyor musunuz?" sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:

"Saha içinde oynanan oyuncularla ilgili hiçbir şey söyleyemem. Ama saha dışında etkileme faktörünün olduğunu her zaman söyledim, bugün de söyledik. Biz bugün geride kalmışsak işte adaletsizlikten dolayı değil bizim yanlışlıklarımızdan dolayı kaldığımızı söylüyorum. Onun için sadece adalete bağlayarak söylemiyorum ama adaleti sağlayacak olan yetkililerdir, kanunlar değildir. Kanunları değiştirmek yerine düşüncelerimizi değiştirelim. Kendimizi değiştirelim. Barışın olmadığı yerde adalet de olmaz. Şu anda biz o barışı koyamadık. Şu anda Fenerbahçe'nin bize saldırısının altında bana göre odur. İstediği barışı, huzuru bulamadığı için. Çözüm yolu arıyor. Veya başka kulüp aynı şeyi yapıyor. Baskıyla bazı şeylerin kazanılabileceği, hukukla, kuralla, kurallara uymayla kazanılmayacağının hissini yaşıyor insanlar. Bu tehditleri ortadan kaldırması gerekenler bu dediğim yönetenlerdir. Ama şu anki kaybettiğimiz puanları sadece ona bağlamıyorum. Biz kendi içimizde kendi eksiklerimizi çalışarak gidereceğiz. Bize de olduğu gibi Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a da haksızlık olmuştur. Az veya çok olmuştur, takdirini zaten siz medya mensupları yapıyorsunuz."

HUKUKÇULARLA MAGAZİNCİLER FUTBOL KONUŞUYOR

Güneş, "3 Temmuz'dan bu yana kurumların görevlerini layıkıyla yerine getirdiğine inanıyor musunuz?" sorusunu yanıtlarken de şöyle dedi:

"Hayır. O zaman bir araya gelmeyen birimlerimiz var. Bugün hukukçular ile magazinciler daha ön planda futbolu konuşuyor, en çok onlar konuşuyorlar. Bugün futbol adamları, antrenörleri, oyuncuları, yöneticiler, eski Federasyon başkanları, medya mensubu olarak futbola gönül verenler ne kadar etkili? Futbolun şu anki sahipleri zaten o gün de bir araya gelmedi, bugün de. Futbol Federasyonu yeni oluştu, belki onlar bunu sağlar, bir araya getirebilir. 50 kişiyi bir araya getirseniz, en azından bir adım atılıp ne yapılacağı konuşulabilirdi. Hiç yapılmadı. Kanunlar hazırlanırken kimsenin haberi yok ki ne hazırlandığından. Bugün hukukçular bile kendi aralarında bu hukuka uygun değil çıkan maddeler dilebiliyor, onu bile değiştiremiyor. O kadar alelacele işler yapılıyor ki. Oysa futbol kanun değil ki, bir oyun. Futbol bilim de değil, para da değil, bir eğlence. Parayı ön plana çıkardığımız için bu sıkıntı oldu futbolda. Onun için birçok değerler de birimler de bunun içine girdi. O gün de futbolun sahipleri yoktu, bugün de bir araya gelmediler. Bu konuşulmuyor. Bu yapılanlar da, ortada bir suç var dendi. Bu suçu kimin ortadan kaldırması lazım, kulüpler, kurumlar. yani bütün kulüpler bir arayla gelmeli. Hiç öyle bir şey gördünüz mü, hayır. Herkes birbirini kovalıyor. Sen mi ben mi kazanacağım diye. Böyle bir görüntü alıyorsunuz ister istemez. Oysa o suçu ortadan kaldırabilseydik o suça kimse yanaşmazdı. Eli cız ettiği zaman o suça kimse yanaşmazdı. O cızı kanunla yapmaya çalıştık, onu da beceremedik. Böyle bir durumda 3 Temmuz sonrası sürecin çok iyi kullanıldığını düşünmüyorum."

"SU KİRLİYSE BÜTÜN BALIKLAR ÖLÜR"

Güneş, "Bu işin Fenerbahçe'yle olması önemli değil, her kulübü etkiler. Çünkü beraber yaşıyorsun. Aynı akvaryumun içerisinde yaşayan balıklar var ortada. Su kirliyse bir tanesinin ölmesi bir şey ifade etmez, diğerleri de ölecektir. Suyun kirliliğini ortadan kaldırmak lazım. Geçmişe göre değişen çok şey olduğunu düşünüyorum. Seyirci, medya, antrenör, oyuncu anlamında, kulüplerinin yapısı anlamında çok şeyin değiştiğini düşünüyorum. Mesafe alınacağına inanıyorum. Sorumluluk duyan, ülkesini seven, kurumundaki kuralları iyi uygulayan insanlara ihtiyaç var. Bir yerde hata yaptığınızda ve birileri tarafından kamuoyu oluşturarak bundan menfaatlenme olduğu müddetçe o ülkede kaos asla düzelmez. Futbolun iyi bir tarafı, bugünü ilgilendirmiyor, çocuklarımızı da ilgilendiriyor" dedi.

GELENLER DE İYİ OYUNCULAR

Şenol Güneş, "Giden oyuncu bizim oyuncumuz değil, gelen oyuncu bizim oyuncumuz. Biz onlara sahip çıkacağız. Gelenlerin de iyi oyuncular olduğunu düşünüyorum. Verim olarak verimli olmadığını söyleyebilirim. Zaten öyle olmasaydı bizim sonuçlarımız daha iyi olurdu. Kalanlar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Benim de daha iyi olmam gerekiyor. Aldığımız birçok oyuncuyu şartların gereği aldık. Son anda alınan oyuncularımız var bizim. Yani bizim yerli oyuncularda kayıplarımız var. Sayısal kayıplarımız lige yansıyor. Şu anda oyuncuları eleştirmenin zamanı değil, o yüzden suçlamak yerine hatta eleştiriyi de doğru bulmuyorum. Bu oyuncularla oynayacağız. Daha sonra kendimizi ve oyuncularımızı gözden geçirebiliriz. Ama şu anda yapabileceğimiz toplantı içerik olarak ona kaymamalı. Kadro sayısı 31 olarak görülüyor kadromuz 20'yi bulmuyor. Beşiktaş ve Galatasaray'a kaybetmek tabi biraz daha ağır geldi" dedi.

İDDİANAMEYE BAKTIĞIMIZDA, BİZDE HİÇ BİR ŞEY YOK, ONLARDA VAR

Son gelişen olaylarla ilgili Trabzonspor olarak mağduriyetleri olduğunu da vurgulayan Güneş, "Mağduriyetimiz var. Ama Fenerbahçe de mağdur olduğunu düşünüyor. Bunu ben söyleyemem. İddianame ortaya çıkmadan önce, UEFA kararını açıklamadan önce, bir Türk takımının o Şampiyonlar ligine alınmasına karşı olduğumu söyledim. Fenerbahçe'ye olması önemli değil. Ama iddianameyi okuduğumuzda ne kadar mağdur olduğumuzu daha iyi anlıyoruz. Fenerbahçe de hem beni hem kendini savunmalı şimdi. Kendini 10 defa, beni de 1 defa savunmalı. Eğer onları yapmışsa Fenerbahçe. Eğer onları yapmışsa beni mağdur etti. İddianameye baktığımızda biz de hiç bir şey yok onlarda var diye görüyorum. hukukçular nasıl görüyor bilmiyorum" dedi.

BİZE HAKSIZ SALDIRILAR VAR

Fenerbahçe maçına da değinen Güneş, "Fenerbahçe bir lig maçı. 3 puanlık bir maç. Bizim ve rakip için de önemli. Saha avantajını kullanmak isteyecek. İyi bir rekabetimiz var. Fenerbahçe'nin de iyi bir takım olduğunu düşünüyorum. Geçen yıl 30, bu yıl 31 puan aldı. İstikrarlı gittiğini düşünüyorum. Büyük bir camia olduğunu zaten herkes biliyor. Ama bize haksız saldırılar olduğunu düşünüyorum. Geçen yıl Fenerbahçe teknik adamıyla ilgili toplantı yaptığımda başkanından övgüyle bahsetmiştim. Türk futboluna çok büyük katkılar yaptığını söylemiştim. Tesisler, kurumsallaşma anlamında. Daha sonra olumsuz bir durum ortaya çıktı. Bunu ben yapmadım, bunu Trabzonspor hiç yapmadı. İddianameyi okuduğunuz zaman da kim ve nasıl olduğunu zaten görürsünüz. Biz de mağduruz. O zaman bize saldırıyı anlayamıyorum. Biz bu işte ne yanlışa ortak oluruz ne doğruya yanlış deriz. Doğruyu da yanlışı da söylerim. Bu bir suçlama değildir. Alınganlık gösterisi olmamalı. Fenerbahçe'nin geçmiş tarihine baktığınızda büyüklüğünü görürsünüz. Eğer yanlışı varsa bizimle ilgili değil, ilgili mercilerle halletsinler. Ama kendi maçlarında bize saldırmalarını ne sportmenliğe ne fair – play duygusuna yakıştırıyorum. Hiç sık değil, etik de değil. Çünkü biz geçen sene sahada futbol oynadık. 82 puanla biz değil de başka biri de olabilirdi. Ama rakiplerinize böyle saldırmak doğru olur mu? Sağduyulu Fenerbahçeliler'in de böyle düşüneceğini düşünüyorum" dedi. Güneş sözlerini şöyle sürdürdü:

YANLIŞLARI KİMSE SAHİPLENMEMELİ

"Oynayacağımız maçta bu saldırılara bağlı olarak farklı bir atmosfer yaratarak bunu kullanmak isteyebilirler. Ama bir eksi puan daha almış olurlar. Yanlışları kimsenin sahiplenmemesi gerekir. Şike olayları ilk çıktığı gün de bunu paylaşmıştım; suçlu varsa cezasını çeksin, suçsuz olan kimseye de haksızlık yapılmasın. Haksızlık varsa aranacak yerler adli mercileridir. Onu bizde aramasınlar. Biz hukukçu değiliz, Trabzonspor futbol takımıyız. Bu haftaki maçta farklı atmosferlerle farklı şeylerle bize saldırı yapmaları zaten herkesin gözünün önünde olacaktır ve bizim dışımızda gelişecektir. Saha çıkıp en iyi futbolumuzu oynayacağız. Fenerbahçeli futbolcuların da geçen sene kendi ellerinden gelen gayreti ortaya koyduğunu biliyorum. Aynı gayreti onlar da gösterecektir. Güzel futbolla hak edenin kazanacağı bir maç olmasını diliyorum. Biz kazanmak için oynayacağız. Hem moral hem puan kazanmak için İstanbul'a gideceğiz. Güzel bir maç olmasını diliyorum."

"GİDEN OYUNCUYU YUHALAMAK BURADAKİNİN DE GİTMESİNİ SAĞLAR"

Fenerbahçe taraftarlarının kendilerini kötü tezahüratla karşılayacakları yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Güneş, "Tezahürat yapmak herkesin hakkıdır. Ama olumsuz, çirkin tezahürat, küfür veya diğerleri daha önceki maçlarda uygulanmadı, bu maçta uygularlarsa da diyeceğimiz bir şey yok. Sadece onlarınkine değil, tüm seyircilere söylüyorum. Fair playi kenara atarak maç izlemek ve oynamak futbol adına olumsuzluktur. Benim seyircimin iyiye gittiğini düşünüyorum. Son maçta oldu mesela. Bireysel tepkiler oldu. Bu tepkiler bize zarar verir. Ayakkabı atıldı. Pet şişe atıldı, bizim oyuncuya geldi. Sahadan çıkan oyuncuya kötü söz söylemek. Oraya gelen 20 bin kişiden 3 kişinin onu yapması o oyuncunun olumsuz havasını silmez. Giden oyuncularımız oluyor. Sorunlu gidebilir. Ama bizim yanlışa yanlışla cevap vermemiz doğru değil. Giden oyuncuyu yuhalamamız, burada kalan oyuncunun da gitmesini sağlayabilir. Biz saha içinde ve dışında hep doğru örneklerle yaşamalıyız. Biz doğrularla futbol oynayarak büyürsek bir yere varırız, zaten vardık. Fenerbahçe seyircisinin yanlış yapmamasını her zaman isterim. Çünkü hakikaten iyi bir taraftarı var. Kötü günlerinde hedefleri başka yere çekerek bu krizi iyi yönettiler. Haksızlık yapmadılar mı, yaptılar. İddianamedeki suçlar doğruysa konuyu başka tarafa saptırarak hedeflerine ulaştılar. Ligi öyle taşıdılar. Biz de yapmadığımız bir konuda altında ezilip duruyoruz. Enteresan bir şey. Yönetimi suçlamak anlamında değil ama yapmadığı bir şeyle suçlanıyor. Tam tersine reddediyor, tersliyor. Asbaşkanın söylediği gibi, ödül alması gerekirken suçlanması çok ilginç. Adımızın geçmesinden rahatsızım. Ama iddianameyi okuduktan sonra bunu suç unsuru olarak göstermek doğru değil. Diğerlerine baktığımız zaman, daha bariz. Onlar da haksızlığa uğramışsa onlar da haklarını savunacaklar tabi" ifadesini kullandı.

HÜKÜMETE VE HUKUKÇULARA ELEŞTİRİ

Güneş, "Şike Yasası ve düşmenin kaldırılmasının konuşulması sizi rahatsız ediyor mu?" şeklindeki soruyu yanıtlarken de şunları söyledi:

"Düşme yasasının gündeme geliş şekli herkesi rahatsız etti. Sadece beni değil. Bunu isteyen de varsa onu da rahatsız etti. Belli ki rahatsız ediyor. Suçu kaldırmak için eğer bu yasa çıkıyorsa zaten başından yanlış. Ama siz planlayarak bir işi yapıp da hedefinize ulaşacaksanız, onun için çıkan bir kanun sizi rahatsız etmemeli. Hukuken miktar, cezanın ağırlığı tartışılabilir ama planlayarak yapılan bir işin cezası ağır değilse o suçlar artar. Şike yasasıyla ilgili konuşuyorum. Düşme veya düşmemeyi bilmiyorum, onu konuşmak lazım. Meclis'teki rahatsızlık ortada. Son yıllarda Türkiye'de önemli işler yaptığını gördüğümüz hükümet bu işte bocaladı. Öyle görünüyor, kanun çıkarken. Daha önce böyle bir şey olmadı. Kendi içinde rahatsızlık yaşadı. Belki verilen bilgilerin yanlışlığından kaynaklandı ama, konuştuğumuzu geri alamayız. Kanunun ilk çıkışı yanlışsa uygulamasında görülüp tekrar yanlış düzeltilmeliydi. Yapılmadı. Cumhurbaşkanının rahatsız olduğu maddeler var. O da bakıp gözden geçirdi. Mesela seyir yasağı bakımından seyirciye çıkarılan yasak, yöneticilere de uygulanıyor.En azından kanunda böyle bir kimsenin menfaatinin olmayacağı hukuki yanlışlık var, ama o bile düzeltilmiyorsa bu kadar duyarsız şekilde olmaz. Bunu çıkaran hukukçuları merak ediyorum. Hukukçular böyle mi kanun çıkarır onu da bilmiyorum. Nasıl kanun çıkarıyorlar. Ben hukukçuları kötülemek istemiyorum. Biz adalet lazım ve o da hukukçular vasıtasıyla olacak ama hukukçuların bu şekilde hukuğu yorumlaması ve uygulaması kanayan yara olur. Adaleti sağlaması gereken kişiler onlar. Kanun çıkarıyorsun enine boyuna düşünmüyorsun. Kes – yapıştırla kanun çıkarılmaz. Oraya uyuyor mu uymuyor mu bakmak lazım.Hayat geçince ne olacağını düşünmek lazım,.Şu anda da insanların içine sinmediğini düşünüyorum."

SADECE KAVGA İŞLENİRSE AYRIŞTIRMA FAZLA OLUR

Şenol Güneş, Fenerbahçe maçına Trabzonsporlu taraftarların alınmamasını da değerlendirirken şunları söyledi:X

"Fenerbahçe ile İstanbul'da stadyum yarı yarıya dolu olarak oynadık çok kez hiç bir şey olmadı. Urfa'da Fener taraftarıyla maç oynadık. O tarafı hiç işlenmedi. Fair – Play ve dostluk ilişkisinin iyi olduğu maçlar işlenmeyip kavgalar çok fazla işlendiği zaman ayrıştırma daha fazla oluyor. Böyle yasaklarla ülkeyi ileri götüremeyiz. Bu süreçte buna belki ihtiyaç duyuluyor ama hiç adım da atmıyoruz. Taraftarların, oyuncuların ve antrenörlerin bir araya gelebileceği bir yapıyı her birlikte inşa etmemiz lazım. Sokağa da çıkma o zaman. Bir araya gelme, aynı mahalleye gitme mi olacak? Bu duygu bile bölünmeyi artırıyor. Futbol kavgayı pekiştiren bir olaysa kimse bunu sevmez. Devletler arası savaş varken bile futbolun insanları birleştirdiğini söylerken bunun tam tersini söylüyorsak buna kafa yormamız lazım" dedi.

FENERBAHÇE İLE KAFA KAFAYA OYNARIZ

Şenol Güneş, Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak da, "Teknik açıdan Fenerbahçe bizden daha avantajlı. Onların çok büyük sorunu yok. Zaten o süreci iyi geçirdi. En olumsuz dönemlerde süreç bizim aleyhimize işledi. Onlar onu motivasyon olarak iyi kullandılar. Yanlışı doğruya çevirdiler diye düşünüyorum. Kaptanlarının sorununu da hallettiler. Ciddi boyutta eksiklikleri yok. Bizim de şartlar ne olursa olsun sahaya çıkarabileceğimiz iyi bir kadromuz olduğunu düşünüyorum. Her iki takım için de kolay maç olmayacak. Onların avantajı saha ve seyircileri. Bunu kullanıyorlar. Biz de kazanarak kendi adımıza son dönemde bir ilki sağlamak istiyoruz. İki takımın da artı ve eksileri var. Zokora'nın olmaması yokluk olarak görülebilir. Tecrübesiyle böyle maçları kaldıracak bir yapısı vardı. Alanzinho'nun parmağında büyük darbe var, Giray'ın burnunda kırık var. Glowacki'nin kasığında ağrısı var. Oynayıp oynamayacaklarına bakacağız. Ama bunların oynasın veya oynamasın sahaya çıkacak kadromuzun Fenerbahçe ile yarışacak bir kadro olduğunu düşünüyorum" dedi.

Güneş toplantının son bölümünde, "Geçen yılı oynanmamış sayalım yorumlarına nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:

"Geçmiş yılları saymıyorum zaten, yeni başlıyorum hayata. O ne demek ya. Çocuk oyuncağı mı bu? Milletin gözü önünde oyun mu oynuyorsunuz ya. Ne demek geçen yılı saymayalım. Ha unutalım dersen doğru. Ama saymayalım demek yanlış. O zaman geçen sene düşenleri de geri alalım hiç saymayacaksak. Geçmiş unutulmaz ama geleceğe bakılır. Unutmak mümkün mü?"

Günün Önemli Haberleri