Şener'den kredi kartı düzeltmesi
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik düzenlemeyi, kredilere sınırlandırma olarak görülmemesini istedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, tüketici
kredileri ve kredi kartlarına yönelik düzenlemeyi, bu kredilerin
sınırlandırılması veya azaltılmasına yönelik bir çalışma olarak
değerlendirmemek gerektiğini belirterek, ''Bunun maksadı sisteme
bir çeki düzen vermektir'' dedi. CNN Türk'te katıldığı bir
programda, ekonomideki son gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan
Başbakan Yardımcısı Şener, ''Merkez Bankası konuşunca siz birden
farklı konuşuyorsunuz ve medyadada tartışma başlıyor. Niye Merkez
Bankası Başkanı'nı sevmiyorsunuz? Kişisel olarak değil tabi?''
şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi: ''Şimdi net bir değer
yargısı ortaya koydunuz. Merkez Bankası Başkanını sevmediğimi
söylemiş oldunuz. Ben herhangi bir kişiyi ve kişileri sevmeyen biri
değilim. Benim gönlümdeki sevgi herkese yeter. Benim siyaset yapma
tarzımın temelinde de sevgi vardır. Çünkü sevgi üzerine kurulu bir
toplumsal anlayış başarılı olur. Böyle bir uslubu kabul etmiş biri
olarak Merkez Bankası Başkanımızı sevmediğim gibi bir şey yok, ben
herkesi seviyorum. Bence önemli olan doğru kararlar almak ve doğru
sonuçlar elde etmektir. Tüm anayasal, özerk ve hükümet kurumlarının
birlikte ekonomik politikaları tartışması ve herkesin ekonomik
gereklere uygun üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi
akıllıcadır.'' OLUMLU GELİŞMELER VE OLUMSUZ GELİŞMELER Hükümetin
makro ekonomik hedefleriyle ilgili olarak bütçe disiplinine son
derece riayet ettiğini vurgulayan Şener, geçmişte yaşandığı gibi
popülist, günübirlikte bir takım eğilimlere sapma düşüncesinde
olamayan ve istikrara büyük önem veren bir hükümetin iş başında
olduğunu söyledi. Fakat ekonomide bütün göstergelerin aynı yönde
gerçekleşemediğini, uygulanan ekonomi politika araçlarının bazı
göstergelerde olumlu gelişmelere neden olurken, bazı göstergeleri
olumsuz etkileyebileceğine belirten Şener, konuyla ilgili şunları
söyledi: ''Şu anda baktığımızda enflasyon büyüme, diğer
göstergelerde olumlu gelişmeler var. Ama üzerinde durmamız,
çalışmamız ve iktisat politikası araçlarını yönlendirmemiz gereken
alanlar da vardır. Örneğin işsizlikle mücadele tekrar üzerinde
durulması ve çalışılması gereken bir alandır. Bu önemli bir
noktadır, Türkiye'de işsizlik oranını mutlaka aşağılara doğru
çekmemiz lazım. Bunun yanı sıra dış denge de son derece önemlidir.
Dış denge de ekonomik politikalardan sorumlu olan kişi ve
kurumların düşünmesi gereken bir alandır. Örneğin Merkez Bankası.
Merkez Bankası Kanunu'na baktığınız zaman Merkez Bankası
enflasyondan sorumlu ve para politikalarından sorumlu bir kuruluş
olarak nitelendirilmiş. Büyüme bağlantısıyla ilgili olarak
hükümetle ilgili olarak hükümetle birlikte ortak bir politika
oluşturacağı belirtilmiştir. Bu ifadelerden hareketle Merkez
Bankası asla şunu söyleyemez (Benim sorumluluğum enflasyondur,
enflasyonun aşağı çekilmesidir, diğer göstergelerin nasıl geliştiği
beni ilgilendirmez) diyemez. Kanunu çok katı yorumlaya kalkarsanız
bunu söylemeye hakkı olduğu gibi bir izlenime de düşebilirsiniz.
Ama ekonomi tüm göstergeleriyle beraber bir bütündür. Ekonominin
bütününden bütün kurumlar müştereken sorumludurlar.'' TÜKETİCİ
KREDİLERİ VE CARİ AÇIK Dış finansman hesapları sağlıklı bir şekilde
yapılıyor, fakat önümüzdeki döneme ilişkin olarak bunlarında
kontrol altında götürülmesi gerektiğini ifade eden Şener, bu
kapsamda bazı önlemler alınması gerektiğinde, bu önlemlerin de
alınacağını vurguladı. ''Nedir bu önlemler sadece tüketici
kredilerini yavaşlatmak mı?'' şeklindeki bir soru üzerine Başbakan
Yardımcısı Şener, tüketici kredileri ve kredi kartlarının cari
açıkla birlikte anılıyor olmasının veya öyle bir konjonktüre denk
düşmesinin büyük bir şansızlık olduğunu düşündüğünü söyledi. Söz
konusu iki unsuru birbirinden ayırarak değerlendirmek gerektiğinin
altını çizen Şener, şu anda gerek BDDK, gerekse hükümet tarafından
kredi kartları üzerinde birtakım çalışmaların yapıldığını, ancak
bunun tüketici kredileri ve kredi kartlarının sınırlandırılması
veya azaltılmasına yönelik bir çalışma olarak değerlendirilmemesi
gerektiğini vurguladı. Şener, ''Bunu tüketici kredilerine, tüketici
kredi kartlarına yönelik bir düzenleme çalışması olarak görmek
lazım. Yani bir sınırlandırma, kullanımı azaltma operasyonu olarak
değerlendirmek yerine sadece şu ana kadar yapılmamış bir
düzenlemeyi gerçekleştirmeye yönelik bir çalışma olarak
değerlendirmek lazım'' diye konuştu. Bazı kesimlerin tüketici
kredileri yerine işletme ve yatırım kredilerinin verilmesini
önerdiğini belirten Şener, bu konunun verenden öte alanın talebiyle
bağlantılı bir olay olduğunu söyledi. Kredi kartlarıyla ilgili bir
çerçeve düzenlemeye ihtiyaç bulunduğunun 1993 yılından beri
söylenildiğini, fakat gerekli düzenlemenin bir türlü yapılamadığını
anlatan Şener, ''7 ay önce BDDK'nın hazırladığı ve değişik
kuruluşların görüşlerinin alındığı bir taslak metin vardır. Bunun
maksadı kredi kartlarını sınırlandırmak değil, sisteme bir çeki
düzen vermektir'' dedi. UNAKITAN VE BABACAN'IN BANKALARA YAPTIĞI
UYARI Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bütçe gerçekleşmeleriyle
ilgili yaptığı basın toplantısında bankalara yaptığı uyarı ve bugün
Devlet Bakanı Ali Babacan'ın (Bu, serbest pazar ekonomisine uygun
bir düzenleme ama bankalar ayağını yorganına göre uzatsın)
şeklindeki açıklamaların hatırlatılarak, ''Bunun tamda cari
işlemler açığının revize edildiği sinyallerinin denk geldiği bir
sürece düşmesi, ikisini birbirinden kopuk nasıl düşüneceğiz?''
şeklindeki soru üzerine Şener, ''Bir realite olarak da şunu kabul
etmek lazım; ekonomi ile ilgili düzenlemeler hep bu düzenlemeleri
zorlayan bir takım olaylar ortaya çıktıktan sonra oluyor. Bu konu
da bir bakıma bu bağlantıda değerlendirilebilir'' dedi. Söz konusu
düzenlemenin aylar öncesinden hazırlanmaya başladığını yineleyen
Başbakan Yardımcısı, ''Süreç normal işleyiş içerisinde yürürken
bazı şeyler tartışılmaya başlayınca, gündemde de zaten böyle bir
taslak var diye devreye girmiştir. Ama ben bu noktada vurgunun cari
açığa değil, sektörle ilgili bir düzenleme ihtiyacına bağlı olarak
yapılması gerektiği düşüncesindeyim'' diye konuştu. CARİ DENGE İLE
İLGİLİ ÖNLEMLER Cari denge ile ilgili önlemlerle ilgili bir soru
üzerine Şener, bu önlemlerin döviz gelirlerini artırıcı, döviz
giderlerini azaltıcı önlemler anlamına geldiğini belirterek, şöyle
konuştu: ''Bunun en ağırlıklı belirleyicisi kurdur. Kur biraz
yüksek olursa ihracat daha karlı olduğu için ülkenin ihracat
gelirleri artar. İthal edilen malların da talebi düşeceği için
talep azalır. Dolayısıyla ödemeler dengesini daha düzgün bir hale
getirir. İkincisi, buna bağlı örneğin turizm gelirleri. Turizm
gelirlerinde de aynı kura bağlı ilişkiler ve başka bağlantılar da
var. Döviz gelirleri, giderleri normalde cari açığı gösteriyor ama
bir de bunun finansmanı var. Finansmanın da bütün kalemlerini aynı
nitelikle saymamak lazım. Kalıcı ve daha stabil olan kalemlerin
artırılması lazım. Mesela yabancı yatırımlar, doğrudan yabancı
yatırımlar. Özelleştirme iyi bir gelir elde ettiğiniz taktirde
finansman açısından çok önemlidir.'' YENİ BANKACILIK YASA TASLAĞI
Yeni bankacılık yasa taslağıyla ilgili soru üzerine, taslağın halen
taslak halinde olduğunu, taslakla ilgili yorum ve eleştirilen de
devam ettiğini kaydeden Şener, ''Devam etmesini de faydalı
görmekteyim. Çünkü bu eleştiriler var olacak ki biz doğruyu
bulalım'' dedi. Taslakla ilgili BDDK'nın çok yönlü çalışmasının
olduğunu ve taslakta ağırlaştırılmış diye eleştirilen özellikle
denetim konusunun AB ülkeleri incelenerek alındığını anlatan Şener,
''Buna ilave ağırlaştırılmış herhangi bir düzenleme yoktur. Zaten
bir banka sağlıklı işliyorsa denetimin olması o bankayı hiçbir
zaman rahatsız etmez'' diye konuştu.